Tünel Yangınları Uyarıcı Nitelikte!

Çalışmaları halen devam eden projelerle birlikte 2023 yılana kadar 470 adet tünelin hizmete girmesi hedefleniyor. Peki, bu yatırımlarda malzeme seçiminde yangın emniyeti ne kadar göz önünde tutuluyor?

ACO Türkiye Genel Müdürü Kerem Altınöz, özellikle son dönemde, hem hali hazırda kullanılan, hem de inşaat halindeki tünellerde yaşanan yangın olayları üzerine yaptığı açıklamada malzeme seçiminin önemine değinerek,ulaşımda hız sağlanırken tünellerdeki yangın güvenliğinin önemini vurguladı:

“Ülkemizde, tünel yatırımları son yıllarda artış göstermiştir. Bu alanın ülkemizde yeni gelişiyor olması, yangın ile ilgili istatistiksel rakamlara ulaşmamızı ne yazık ki olanaksız kılıyor. 30 yılı aşkın bir süredir tünel drenaj teknolojisi konusunda çalışmalar yapan ACO olarak bu konuda ciddi bir deneyime sahibiz. Özellikle tünel kullanımının çok yaygın olduğu Avusturya ve İsviçre’de bu konuda önemli çalışmalar yapılmış durumda. Örneğin, Avusturya’ da 2006-2012 yılları arasında tünellerdeki yangın vakaları ile ilgili veriler toplanmış ve 3,5 tondan düşük ağırlıklı araçlarda ortalama olarak tünellerin her bir milyar km’lik kullanımında 4,2 yangın olayı yaşandığı ortaya çıkmıştır. Daha ağır araçlarda bu rakam 25’e yükselmektedir. Dolayısıyla yangın, özellikle tüneller söz konusu olduğunda her zaman göz önünde tutulması gereken bir olgu. Tünellerin özel durumundan kaynaklanan tahliye ve müdahale ile ilgili zorluklar, buralarda yangının yayılmasını önleyecek veya geciktirecek ekipmanların kullanımının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.  Yine benzer çalışmalarda elde edilen istatistikler, buralarda en gelişmiş ülkelerde dahi müdahale süresinin ortalama 17 dakika olduğunu söylüyor.

Son olarak yaşadığımız Bolu Dağı Tüneli ve İstanbul-İzmir Otoyolu Tüneli yangınları bu konuda uyarıcı nitelikte. Tünel drenajında kullanılan kanalların alev almayacak özellikte olması ve en önemlisi de yangın iletimini belli aralıklar ile engelleyecek özel yapılara (fire-traps) sahip olması çok kritik. Burada ürünlerin uluslararası testlerden geçmiş olması büyük önem taşıyor”