adıköy'deki Kenan Evren Lisesi'nin üzerinde bulunduğu arsayla ilgili olarak imar planında bir değişiklik yapıldığı, "alışveriş merkezi ve otopark" alanı haline dönüştürülen arsanın yakında birilerine tahsis edileceği, üzerindeki okulun ve tarihi binaların yıkılacağı haberi olağan bir haber olarak ilgi görmedi.
Daha önce de benzer haberlere aldırış eden olmamıştı... Kadıköy'de yılların açık alanı Salıpazarı arsası, havaalanının hemen bitişiğindeki yılların fidanlığı, alışveriş merkezi, otopark, ofis binası yapılması için yap-satçılara devredilmişti. Havaalanının yanındaki geniş arsalar yıllardır dağıtılıyor. Çadır kurana, fuar binası yapana, sergi salonu açana arsa veriliyor.
İstanbul gibi büyük şehirlerde kamuya (halka) ait boş arsa kalmadı. Şehir demek sadece bina demek değildir. Şehirde yaşayanların, şehrin "nefes alacak" boş alanlara ihtiyacı vardır.
İstanbul'daki dağıtım, diğer şehirlere örnek oluyor. Diğer şehirlerde de mahalli yönetimler arsa dağıtımını sürdürüyor.
Rant kazandırıyor
Merkezi yönetim, mahalli yönetimlerin arsa/toprak dağıtımı faaliyetine "özelleştirme", "varlık satışı", "arazi tahsisi" gibi isimler altında katkıda bulunuyor.
Kamuya ait fabrikalar onları işletecek olanlara değil, arsalarına bina-dükkân yapacaklara satılıyor. Kamuya ait topraklar uzun süreyle kiralanıyor. Veya yap-satçılara "kâr bölüşümü" esasıyla devrediliyor.
Bütün bunlar, mahalli yönetimleri veya merkezi yönetimi ele geçirenlerce, "yandaşlarına menfaat dağıtmak" (rant dağıtmak) amacıyla yapılıyor.
Üretimin 4 faktörü, (1) Toprak/doğa. (2) Emek. (3) Sermaye. (4) Müteşebbistir. Bu 4 üretim faktörü içinde miktarı artmayan tek faktör topraktır.
Toprak miktarı değişmeyen bir üretim girdisidir. İşte bu nedenle talep ve talebe bağlı üretim arttıkça toprağın değeri artar. İşte üretime ek bir katkısı olmadan toprağın bu artan değerine rant denilir.
Eskiden sadece tarım toprakları için söz konusu olan rant, şehir nüfusları artınca şehirlerde daha da önem kazanmaya başladı. Toprak fiyatları ve kiralar, üretimle ilgili olmayacak biçimde değer kazandı.
Üretim cezalandırıyor
Günümüzde toprak rantı dağıtmanın yolu sadece toprak mülkiyetinin devriyle sınırlı değil. Mahalli ve merkezi otoriteler toprağın kullanım şeklinde değişiklik yaparak da rant dağıtıyor.
Otel olarak yapılan ve daha sonra satılan binalar rezidansa dönüştürülünce, fabrika olarak satılan-alınan mülklerin üzerindeki binaların yıkılarak arsasına konut, işyeri yapılmasına izin verilince, yeşil sahalar imara açılınca, imar yapılamayacağı bilinen arsalarda yapılaşma kararı verilince, kamuya ait okul binaları satışa çıkarılınca, "emsal" denilen yapılaşma izinlerinde oynamalar yapılarak 10 kat yerine 20 kata, bin metre inşaat yerine üç bin metre inşaata izin verilince "rant" dağıtılmış oluyor.
Rant dağıtımındaki gelişmeler "yozlaşma"nın bir işaretidir ama, kamu vicdanını yaralar. Haksız kazanca yol açar. İnsanlar üretmek yerine rant peşinde koşmaya başlar. Üretim yapan "enayi" duruma düşer.
Dini değerlere, adalete önem verdiği tekrarlanan, hortumu, soygunu önleme iddiasında bulunan bir siyasi partinin mahalli ve merkezi otoritelerde sorumluluk taşıyan üyelerinin rant dağıtımının içinde olmamaları, karşı olmaları beklenir.
|