Tarihi Bedesten Ekonomiye Kazandırılıyor
Gaziantep'te 1781 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan ve geçen yıl 2,5 milyon YTL bedelle ihalesi gerçekleştirilen Merkez Zincirli Bedesten restorasyon ve restütisyonu tamamlandı.
SPAN lang=EN> Gaziantep'te 1781 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan ve geçen yıl 2,5 milyon YTL bedelle ihalesi gerçekleştirilen Merkez Zincirli Bedesten restorasyon ve restütisyonu tamamlandı. 18. yüzyıla ait tarihi bedestenin röleve, restütisyon ve restorasyon projeleri hazırlandıktan sonra, geçen yıl 2,5 milyon YTL bedelle ihale edilmişti. Vakıflar Gaziantep Bölge Müdürü İsa Güven, yaptığı açıklamada, 6 adet olan Gaziantep'teki bedestenlerden günümüzde sadece ikisinin ayakta olduğunu, bunlardan birinin Kemikli Bedesten, diğerinin ise Zincirli Bedesten olarak bilindiğini söyledi. Kemikli Bedesten ile Zincirli Bedesten'in döneminin ticaret merkezi olan Uzun Çarşı mevkisinde bulunduğunu ifade eden Güven, ''Bedestenlerin bazıları, planları açısından arasta (üstü kapalı sokak) düzeninde yapılardır. Bir sokak üzerine karşılıklı dükkan sıralarından meydana geldiklerinden, bedesten olarak kullanılmasalar da arasta şeklinde adlandırılmaları gereken bir durum arz ederler. Arasta düzeninde bedestenlerin iki, üç, dört kapılı olanları vardır. Bu tür bedestenlere örnek arasında Zincirli Bedesten yer alır'' diye konuştu. Gerek Zincirli Bedesten gerekse de Kemikli Bedesten diye adlandırılan yapıların gerçekte klasik bedesten tipinde olmayıp arasta yani üstü kapalı sokak şeklindeki yapı grubuna girdiklerini söyleyen Güven, Zincirli Bedesten'in plan tipi ile de diğer bedestenlerden ayrıldığını vurguladı. Kunduracılar çarşısı semtinde bulunan tarihi yapının, halk arasında ''Kara Basamak Bedesteni'' olarak da bilindiğini, 18. yüzyılın ilk çeyreğinde 1781 yılında Darandeli Hüseyin paşa tarafından yaptırıldığını anlatan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Arşivlerde rastlanan fakat bugün yerinde olmayan, güney kapısında dört mısralık kitabenin olduğu ve yazarının Kusiri olduğu anlaşılmaktadır. Biri kuzeyden güneye, öbürü doğudan batıya uzanan ve kuzeydoğuda kesişen iki bölümden meydana gelmektedir. Üstü kapalı, tek katlı yalın bir yapıdır. Yapıya önceden yapılan müdahalelerde, üstüne bir kat çıkılmış, fakat 1957 yılındaki yangında ilave çıkılan bu kısım bütünüyle yok olmuştur. 1968-1971 yılları arasında ve 200-2002 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarımı yapılmıştır. Yapıda restorasyon öncesinde baharatçılar ve kasaplar faaliyet göstermekteydi. Halk arasında burası sebze ve et hali olarak anılmaktadır." Bu tür yapılara en büyük darbeyi vuran şeyin, kuşkusuz, sosyo-ekenomik düzen değişikliği olduğunu anlatan İsa Güven, ''Gerçi mevcut bedesten yapılarından, günün sosyo-ekonomik düzeni içinde yaşanılan günlerin koşullarına uyacak şekilde faydalanmak da mümkündür. Zaten bedestenlerden yaşamını sürdürebilenlerin bir kısmından faydalanma biçimi zamanın koşullarına uydurulmuştur. Ama önemli olan şey bilinçli şekilde kültürel mirasa sahip çıkılması sorunudur'' dedi. Geçmişten günümüze ulaşan tarihi ve mimari değere sahip eserlerin ayakta durabilmesi için restore edilmelerinin zorunlu olduğunu kaydeden Güven, ''Atalarımızın emaneti, tarihi yapıları restore ettirerek gelecek kuşaklara taşımak bizim en önemli görevlerimiz arasında bulunuyor'' ifadesinde bulundu. |