Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Suyun tatlı kârı






Ocak 2008 sayılı Express Dergisi’nde çıkan “Suyun Tatlı Kârı” başlıklı yazı, insan hakkı olan suyun bir kâr nesnesine dönüşmüş olduğuna ve bu dönüşüme karşı olanların yükselttiği seslere dikkat çekiyor:

“BM raporuna göre 1.1 milyar kişinin temiz suya ulaşımı bulunmazken 2.6 milyar kişi de su arıtma tesislerinden yoksun. Su şirketleri, dünyanın kullanılabilir su rezervlerinin yüzde 20’sini ele geçirmiş durumda. Güney Amerika kıtası, barındırdığı dört dev nehir ve Amazon ormanları vasıtasıyla dünya yenilenebilir su rezervlerinin yüzde 20’sine ev sahipliği yapıyor. Buna rağmen plansız tarımlaşma, sanayileşme, şehirleşme ve kadim su toplama tekniklerinin terk edilmesi gibi nedenlerden dolayı Latin Amerika halkları suya erişimlerini giderek kaybediyor.  Tüm bu imkânsızlıklardan sıkı bir göz boyama politikasıyla yararlanmaya başlamış olan ulusötesi su firmaları ise işin vahametini artırmakla meşgul. Bu dev şirketlerin çoğunluğu, Avrupa kökenli ve yerel-paravan şirketlerle pazara giriyorlar. Bu şirketlerin yöneticileri, aynı zamanda Dünya Su Konseyi’nin organizasyon komitesinde yer alıyor. “Üç büyükler” diye adlandırabileceğimiz Suez, Vivendi ( Fransa) ve RWE Thames Water ( Almanya)  şirketlerinin 2002 yılındaki toplam cirosu 160 milyar doları, büyüme hızları ise ülkelerin büyüme hızlarını katlayarak yüzde 10’u buldu.

Su şirketleri pazarı ele geçirmek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Dünya Bankası ve Inter-American Development Bank gibi kredi veren kuruluşlarla sıkı ilişkiler kurarak yeni verilecek kredileri suyun özelleştirilmesi şartına tabi kılmak en geçerli yöntem. Merkezden bağımsızlaştırılmış yerel yönetimler bu açıdan kolay lokma addediliyor. 2004’de Dünya Bankası, dev su şirketlerine verdiği düşük faizli kredi miktarını tam üç kat artırırken, şirketler de faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki kur hareketlerinden muafiyet taleplerini dile getirdi. Şirketler, kısaca, mayın tarlasında gül bahçesi arzuluyorlardı.

Suyun özelleştirildiği kimi bölgelerde fiyatlar üçe katlanıyor. Mexico City gibi farklı şirketlerin faaliyet gösterdiği metropollerde mahalleden mahalleye değişen fiyatlara rastlanabiliyor. Altyapı, düzelmek bir yana tamamıyla göz ardı ediliyor. Puerto Rico’da şirketler, aldıkları kredileri altyapıya değil, faturalama sisteminin etkinleştirilmesine vakfediyor. Zengin mahalleler dışında yaşayanlara kimi zaman hiçbir hizmet verilmiyor, sular tamamen kesiliyor. Böyle hunhar bir politikanın sonucunda, birçok Latin Amerika ülkesinde, toplumsal hareketler su savaşlarının önemli müdahilleri olarak topyekûn bir siyasi dönüşümün de zeminini hazırladılar, hazırlıyorlar.  Öyle ki, belki de Bechtel paravan bir şirket kurarak Bolivya’nın yağmur suyu da dahil tüm su rezervlerini ele geçirmeye kalkmasaydı, önderliğini Evo Morales’in yaptığı mücadele parlamentoya kadar ulaşmazdı. Benzer bir özelleştirme karşıtlığı Venezuella, Uruguay ve Brezilya’da da sonuç verdi. Şimdilerde şirketler gözlerini Afrika’nın su havzalarına dikmiş durumda. Afrika’nın Suyu Örgütü, ufuktaki sert mücadele için idman yapıyor.

Avrupa’dan da sesler yükseliyor. 18-20 Mart arasında Dünya Su Toplantısı'nda suyun bir insani hak olarak BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ne eklenmesi için talepler dile getirildi. Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller grubundan temsilciler, geçen sene Avrupa Parlamentosu’nda prensipte kabul edilen su ile ilgili kararların hayata geçirilmediğini, özelleştirmenin durdurulması için bir an önce adım atılmasının zaruretini dile getirdi. Kısaca savaş düşmanın kalesine de sirayet etmiş durumda.”


http://www.yapi.com.tr/haberler/suyun-tatli-kari_95826.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!