Rant, Sulukule’yi İkiye Böldü
Sulukule Oldu Ranzalı Kule
Tarlabaşı Yabancılar için...
Sulukule Evleri Dökülüyor!
Yargı'dan "Tarlabaşı" Freni
İdare Mahkemesinin Sulukule...
Sulukule'de Son Perde: Yargı...
Danıştay Sulukule İptalini Onadı
Tarlabaşı Projesi'nin İlk...
Tokludede Yeni Bir Sulukule Vakası mı?
Demircan: 'Tarlabaşı'nda Duran...
Çingenelerin Son Dansı: Sulukule
'Çivi Bile Çakılamayan' Tarlabaşı...
Danıştay'dan Tarlabaşı Kamulaştırmalarına...
Beyoğlu Belediye Başkanı'ndan...
Romanlar: ‘Nereye Yerleşsek...
Sulukule'de Evler Açık Arttırma...
Tarlabaşı'nda 5 Katlı Bina Yandı
Hacıhüsrev’in ‘Sürgün’ Planı Yargıda
Okmeydanı için 'Riskli Alan' Alarmı
Okmeydanı "Şanzelize" Olacak
Okmeydanı'nda Kentsel Dönüşüm Endişesi!
"Sulukule, Tarlabaşı gibi Olmak İstemiyoruz"
Okmeydanı halkı, mahallelerinin afet yasası kapsamında "riskli alan" ilan edilmesine karşı Beyoğlu Belediyesi'ne yürüdü.
Bianet'ten Nilay Vardar'ın haberine göre, yıllardır kentsel dönüşüm tehdidi altındaki Okmeydanı'nda yaşayanlar bölgenin "riskli alan" ilan edilmesine karşı Beyoğlu Belediyesi önündeydi.
Beyoğlu Belediyesi'nin bugünkü meclis toplantısında Okmeydanı'nı 6306 sayılı afet yasası kapsamında riskli alan ilan edilmesi görüşüldü. Toplantıya giren mahalleli, kararın alınmasını bir ay erteletti. Mecliste karar onanırsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gidecek. Mahalleli Galatasaray Lisesi önünde buluşarak "İşgalci değil, hak sahibiyiz" sloganları eşliğinde Beyoğlu Belediyesi'ne yürüdü. Eyleme Beyoğlu Belediye Başkan adayı Aylin Kotil ile CHP milletvekili Haluk Eyidoğan da katıldı. "Gidecek yerim yok" Sağanak yağmur altında eyleme bastonuyla katılan Sıdıka Irmak "Yalan söylüyorlar" diyeek tepkisini dile getirdi. "Baksınlar evimizde çatlak var mı? Afet bölgesi diyorlar. Evimizi almak için yalan söylüyorlar. Memlekette evimi sattım burayı yaptım. Gidecek başka yerim yok. Ne yapacağım? Devletin bize merhamet etmesi lazım. Ben böyle şey görmedim hayatımda." Okmeydanı uzun yıllardır yıkım tehdidi altında yaşıyor. Son olarak Beyoğlu Belediyesi'nin dört mahallede (Piyalepaşa, Fetihtepe, Kaptanpaşa ve Keçecipiri) yaklaşık 100 bin kişiyi etkileyecek dönüşüm projesi mahalledeki endişeyi daha da arttırdı. Yıllardır tapu almak için mücadele eden mahalleli, kentsel dönüşüm sürecinde evinden kovulmaktan korkuyor. Bu yüzden de belediyeden yasal haklarını koruyan bir taahütname imzalanmasını istiyor. Ancak belediye taahütnameyi imzalamamakta ısrarlı. Şimdi de Okmeydanı'nın riskli alan ilan edilmek istenmesi mahallenin endişesini daha da arttırdı. "Haklarımız garanti altına alınmalı" Belediye önünde konuşan Okmeydanı Çevre Derneği Başkanı Ali Çektin, 1 milyon 650 bin metrekarelik bölgenin riskli alan ilan edilirse deprem bahanesiyle evlerinin yıkılıp tecrit edileceklerini söyledi. 1999 yılı depreminde bir tek evin dahi duvbarının çatlamadığını söyleyen Çektin, "İstanbul'un en riskli arazi Okmeydanı mı? Buna kim inanır. Deprem bahanesiyle çok değerli olan bu arazilere el koymak istiyorlar. Bunun için de bir an önce buradaki binaları yıkıp yaşayanları kovmalılar" dedi. Çektin, mülkiyet sorunu çözülerek haklarının hukuki belgelerle garanti alına alınmasını talep ederek "Sulukule, Tarlabaşı gibi olmak istemiyoruz" dedi. İmar planlarını iptal ettirmişlerdi Mahalleli, 1997'de Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken hazırlanan imar planını mahkemede iptal ettirmişti. Şu anki imar planlarına da itiraz ettiler, mahkeme süreci devam ediyor. Danıştay Derbent'i iptal etmişti Geçtiğimiz günlerde Derbent'i afet yasası kapsamında "riskli alan" ilan eden karar mahalle derneğinin açtığı dava sonucunda Danıştay'da iptal edilmişti. Danıştay 2013’te de Ankara’da ‘Saraçoğlu Evleri’ olarak bilinen Namık Kemal Mahallesi’ni riskli alan ilan eden Bakanlar Kurulu kararını da riskli alan kararının bilimsel dayanağı olmadığını belirterek iptal etmişti. Mahalle nasıl oluştu? Okmeydanı'na 1950'lerde mahallenin anlatımına göre "tarla ve dutluk" olan alana Türkiye'nin her yerinden ekonomik sebeplerle göç başlamış. Mahalleli belediyenin gözü önünde tarlaları satın alıp "kaçak" ev yaptırmış. Yaşanmayacak haldeki mahallelere yavaş yavaş yol, su elektrik her türlü alt yapı hizmeti verilmiş, vergiler de alınmaya başlamış. Her seçim öncesinde siyasetçiler "Bana oy verin, tapuları vereceğiz" diye söz vermiş. 1983'te ise dosyalar hazırlanmış, Ziraat Bankası'na 2 bin lira ödenip sonradan tapuya dönüşecek tapu tahsis belgeleri alınmış. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen mahalleli tapusunu alamadı. Bu arada mahalleye göç hiç bitmedi; özellikle 1990 sonrasında doğu ve güneydoğu bölgesinden birçok kişi "zorunlu göç"le hala mahalleye yerleşmeye devam ediyor. Mahalle konfeksiyon atölyeleri, marketi, kuaförü dükkanlarıyla bir sistem kurmuş. Çoğu asgari ücret ya da emekli maaşı ile geçiniyor. |