Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Sular özelleştirilemez




BR>
Su politikası Şablon olamaz

Yani Dünya Bankası'nın yaptığı gibi şablon değil de bizim vücudumuza uygun, provayla dikilmiş gibi bir yapılanma projesi mi olmalı?

Aynen öyle. Dünya Bankası'nın desteğiyle bizim sulama projelerimiz sulama birliklerine devredildi. Böylece Türkiye dünyaya örnek gösterilecek ülkeler arasında sayıldı. Çok kısa süre içinde çok başarılı bir devir oldu, dendi. Aslında bu devirlerin çok iyi işlediği yerler olmadı değil. DSİ bir anlamda işletmecilikten çekildi. Bu işletmeleri kooperatiflere ve sulama birliklerine devretti. Bu devir yüzde 95-96 oranında gerçekleşmesine rağmen Dünya Bankası raporlarında aynen şöyle deniliyor: "Bu devir çok hızlı gerçekleşti. İşletme, bakım çalışmaları çok sağlıklı yürümüyor. Belki bu devir biraz daha yavaş yapılabilirdi." Yani başlangıçta çok başarılı denilen bir devir modeli, daha sonra Dünya Bankası'nın yayımladığı bir raporda eleştirildi. Bu da bu tür çalışmaların özgün koşullarımız dikkate alınarak ancak bizler tarafından gerçekleştirilebileceğini ortaya çıkarıyor.

Peki, biz neden hep Batı kaynaklı planlara, projelere, fikirlere itibar ediyoruz da kendi özgün fikirlerimizi dikkate almıyoruz?

Bence bu bir analiz-sentez yapma yönteminin belirli konular ve alanlarda dumura uğratılmasının sonucudur. Şimdi bu süreci çok dikkatle izlememiz gerekiyor. Ben bunu yapabilecek uzman kadronun Türkiye'de var olduğunu düşünüyorum. Zaten bu işlerin nasıl olması gerektiği zaman zaman DPT'nin raporlarında da yer alıyor. Ama bunu önümüze bir gündem maddesi olarak koymamızda bazı engeller var.

Ne gibi engeller?

Bir kere idari engeller oluşuyor. Bundan kastım şu: Hiçbir kurum ve kuruluş, bizim başlangıçta öncelikli görevimiz değişen koşullara mevcut yapımızı uydurabilmektir, demiyor. Diyemiyor. Böyle bir düşünsel kısırlık bu noktada etkili oluyor. Öbür yandan iktidar koltuğuna oturan hükümetler de kısa vadeli birtakım plan ve programları tercih ediyor. Uzun erimli birtakım hedeflerin peşine düşme ihtiyacı hissetmiyorlar. Sistemin yeniden yapılandırılması, belirli çevrelerin de etkisiyle dışarıdan gelen birtakım reçetelere bağlı olarak yürütülmeye çalışılıyor. Bu tür çalışmaların çoğunda da bir anlamda ip kopuyor. Gerçekten ihtiyacımız olan yöntemler ve kurumlar mı, bunlar yoksa başka politikaların üzerinden yürütüleceği kurumlar mı? O sorular sorulmaya başlanıyor.

Acaba suların özelleştirilmesi fikri de buradan mı doğuyor?

Su kaynaklarının özelleştirilmesi, 1990'lı yıllardan itibaren su üzerinde küresel politika yapan belirli finans kurumlarının ve ulus ötesi küresel şirketlerin dünya üzerinde gelişen birtakım çabalarıyla başladı. 21. yüzyılda dünya genelinde, özellikle az gelişmiş ülkelerde su kaynaklarının nasıl yönetileceğine dair uzun erimli birtakım plan ve programların belirlenmeleriyle açılıyor. Bunun içinde Dünya Bankası, birtakım finans kuruluşları, ulus ötesi su şirketleri var. Bunun sonucunda da demin dediğim gibi 2002 yılına kadar 56 ülkede su şirketleri işletmeye geçmiş durumda.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4
http://www.yapi.com.tr/haberler/sular-ozellestirilemez_95830.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!