|
u; hayat. Su; hayatın vazgeçilmezi... Susuz bir dünya düşünün! Korku filmine gerek var mı?
Küresel ısınma, kaynakların dikkatsiz kullanımı, savurganlık, bilinçsizlik, özensizlik... Ve sonuçta su kaynaklarının azalması, bazılarının kuruması hatta yer altı sularının bile tükenmesi...
Gelecek için tehlike sinyalleri var.
Ciddi bir tehdit: Susuzluk... Bu yüzden de son dönemlerde yoğun tartışmalar. Bu konunun sık sık dile getirilmesi, az da olsa, bilinçlenme çabaları, ve gazete başlıkları:
"Barajlarda İstanbul'a beş ay yetecek su kaldı","İzmir'de yedi aylık içme suyu kaldı", "Barajlarda su bitti", "Kaynaklar tükendi".
Bu tür başlıkları son günlerde sık sık okuyoruz. Aslında hala inanmıyoruz suyun biteceğine. Eğer inansaydık, içme suyumuzun neredeyse yarısı ziyan olup gitmezdi. Ciddi bir oranda su akıp gidiyor.
Sularımız boşa akıyor. Su hayatta... Su olmazsa hayat biter de... Ziyan da büyük.
Hayır çeşmelerinden akan su ziyan oluyor
Evet, su kaynakları azalıyor, bitiyor. Bu durum tarım kesiminde daha fazla hissediliyor. Örneğin yıllar önce 30-40 metrede su bulunurken, o derinliklerde sondaj yapılırken, şimdi suyu bulmak için çok ama daha çok derinlere inmek gerekiyor. 100 metreler ötesine... Bu arada hayır için yapılan bazı bozuk çeşmelerden sular boşa akıyor. Her gün tonlarca su bu çeşmelerden akıp yokluğa karışıyor. Ziyan oluyor. Bu konuda çok ciddi önlemler almak gerekiyor. Yerel yöneticilerin küresel ısınma karşısında özenli ve dikkatli olması şart. İzmir'de halkı su tasarrufu yapmaya teşvik etmek amacıyla İzmir Belediyesi tarafından büyük bir kampanya başlatıldı. Otobüs duraklarına, bilboardlara afişler asıldı. Gazetelere ilanlar verildi. Broşürler hazırlandı, halkı uyarmak amacıyla el ilanları hazırlandı.
İçme suyunun yüzde 55'i şebekeye kurban gidiyor
Amaç net; tasarruf. Ve halkı bilinçlendirmek. Bir büyük tehlike için önceden önlem. Kampanyada su tasarrufunun önemi vurgulanıyor. İzmir'de bunlar olurken, Ege'nin bir başka yerleşim merkezi olan Uşak'ta da Vali Kayhan Kavas, Türkiye'deki içme sularının yüzde 55'inin boşa akıtıldığını söylüyor. Çok önemli bir konuya parmak basıyor. Gelecekte en pahalı ihtiyaç maddesinin su olacağını da anımsatıyor. Türkiye'nin içme suyunu gerekli şekilde yönetemediğini de söyleyen Kavas, belediye başkanları ile yaptığı bir toplantıda bu konudaki sıkıntıyı şöyle dile getiriyor: "İçme suyumuzun yüzde 55'i şebekedeki aksaklıklar nedeniyle boşa akıyor. Belediyelerimiz ise vatandaşlara ulaştırdıkları suyun yüzde 50'sini tahsil edemiyor. Bu çok ciddi bir problem. Son yıllarda küresel ısınma nedeniyle dünyadaki su kıtlığı yaşanacağı endişesi hakim olmaya başladı. Bu kışın da kurak geçmesi bu tedirginliği biraz artırdı.
Türkiye'nin suyu çok ama boşa akıyor
Dünya içme suyunu daha az kayıpla ve daha kontrollü kullanmanın yollarını arıyor. Biz Türkiye olarak ise elimizdeki suyun yarısından fazlasını boşa akıtıyoruz. Bu kabul edilebilir şey değildir. Belediye Başkanı olarak suyu idare edemezseniz bir gün suyunuzun idaresi elinizden alınır. Küresel ısınma nedeniyle oluşacak su kıtlığı nedeniyle dünyada önümüzdeki yıllarda içme suyu en pahalı ihtiyaç maddesi haline gelecektir." Zamanında ve doğru bir irdeleme.
Keşke her yerde bu duyarlılık olsa... İş işten geçmeden... Türkiye'nin suyu çok, ama boşa akıyor.
Suyu akılcı kullanırsak sorun yok. Hatta... Suyun potansiyelinden akıllıca yararlanıp içme suyu, sulama suyunu doğru tekniklerle kullanırsak su zengini haline bile gelebiliriz! Hedef bu olmalı.
Yoksa bir yudum suyun bile zor bulunacağı günler yakın. Bu nedenle suyun kıymetini bilelim. Boşa harcamayalım. Tasarruflu olalım. Ne der bir atasözümüz: Su aktığı yere akar.
Çabamızda bunun için olmalı... Suyu daha çok, daha çok akıtmak için... Ve etkin, akılcı, dikkatli ve verimli kullanmak için...
|
