b>Şehir Plancıları Odası (ŞPO), Altıncı Türkiye Şehircilik Kongresi çerçevesinde, bugün (9 Kasım) "Allianoi ile Dayanışma" gezisi düzenliyor. ŞPO, geziyle antik kentin sular altında kalmadan yerinde korunması ve gelecek kuşaklara taşınması gereğini vurgulamayı amaçlıyor.
"Allianoi iki kez 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildi"
ŞPO, Allianoi'la ilgili bugüne kadar gelişen sürece dikkat çekiyor.
"1970'li yıllarda projelendirilen, ancak inşaat ve uygulamasına başlanmayan Yortanlı Barajı'nın su toplama havzasında bulunduğu için, Antik kente ilişkin yapılan kurtarma kazıları 1998 yılında başladı. Kurtarma kazılarının zengin sonuçları daha kazıların başlarında ortaya çıktığı için, dönemin yetkili kurulu olan İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvuruldu ve Kurul da alanı 2001'de 'Birinci Derece Arkeolojik Sit Alanı' olarak ilan etti. Ancak bu gelişme sonrası Devlet Su İşleri (DSİ), kurul kararına rağmen, yıllardır uygulamasını yapmadığı barajın ihalesini yaptı ve hızla gövde inşaatına başlandı."
ŞPO "Kamusal bir çalışma olan kurtarma kazılarının sonuçları ve Koruma Kurulları'nın kararları, yine bir kamu kurumu olan DSİ tarafından yok sayıldı" diyor.
Allianoi alanı, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun yetki alanına girmesinden sonra, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda 2005'de bir kez daha "Birinci Derece Arkeolojik Sit Alanı" olarak ilan edilirken, kararda alanın yerinde korunması ve alanda su tutulamayacağı vurgusu yapıldı.
"Çözüm: Yerinde ve su tutulmadan koruma"
ŞPO kararda antik kenti yerinde koruyacak çözümlerin bir uzman topluluk tarafından üretilmesinin de yer aldığına dikkat çekiyor. "Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından akademik bir komisyon oluşturuldu. Akademik komisyon alanda incelemelerde bulunduktan sonra 2005'te raporunu tamamladı ve bakanlığa sundu."
ŞPO, DSİ'nin "Antik kentin mille kaplanması ve baraj suları altında korunması" önerisinin gerçekçi çözüm olmadığının söylendiğini rapordan şu bölümü alıntılayarak aktarıyor:
"Binlerce yıllık bir süreçten geçerek bize ulaşan bir kültür varlığını yok etme hakkına sahip olmadığımız gibi bunları gelecek kuşaklara aktarma yükümlülüğümüzün de olduğu kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle anlık çözümler aramak yerine, alanın bütüncül ve kalıcı olarak korunması ve sergilenmesi için daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçilmesi ve bu konuda ulusal ve uluslar arası sorumluluğumuzun bir gereğidir"
Hukuka, komisyona rağmen su tutma projesinden vazgeçilmedi
"Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı, Koruma Kurulları'nca iki kez alınan "1. Derece Arkeolojik Sit Alanı" kararlarına ve akademik komisyonun raporuna rağmen DSİ ihale merkezli su tutma projesinden vazgeçmedi" diyen ŞPO daha sulama kanallarının ve ek projelerin tamamlanmasına yıllar olduğu halde yeni dayatma girişimlerinde bulunulduğunu ifade ediyor.
ŞPO'ya göre Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun 4 Ekim 2006'da aldığı 717 sayılı "Baraj alanlarından etkilenen taşınmaz kültür varlıklarının korunması" ile ilgili ilke kararıyla; bilimsel, kültürel ve hukuksal açıdan Allianoi'da yapılması gerekenler artık net ve açık:
"...Baraj yapılması planlanan alanlarda, üniversitelerden ve Bakanlık uzmanlarından oluşacak bir heyet tarafından mevcut ve olası taşınmaz kültür varlıklarının çağdaş ve güncel bilimsel yöntemler aracılığıyla envanter ve belgeleme çalışmalarının yapılması, söz konusu alanda taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının bulunması halinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde DSİ tarafından planlanan alanın dışında baraj alanı olarak başka yerlerin planlamasının yapılması..."
|