Sektörün özellikleri göz önünde bulundurulduğunda krizin ardından 2010
yılında özel sektör yatırımlarında büyük bir artış olduğuna dikkat çeken
Türkiye Prefabrik Birliği (TPB) Genel Sekreteri Bülent
Tokman, bu iyileşmenin kamu yatırımlarına yansımadığını aktardı.
2011’de ise sektörde 2010 yılında yakalanan ivmenin süreceği yönünde bir
beklenti olduğunun altını çizen Tokman, “2009’un sonunda 2010 yılı ile ilgili
olarak belirtilen muhafazakar öngörüler çıkmadı ve yaşanan hızlı büyüme gelecek
yıla ait beklentileri yükseltti. 2011’in seçim yılı olması nedeniyle kamu
yatırımlarında bir artış gerçekleşebilir. Ancak 2011 yılının ilk yarısı için
2010’daki çizginin devam edeceği öngörülüyor” dedi.
İnşaat sektöründeki pazar payı yüzde 7-8 arasında değişen prefabrikasyonun
GSMH’dan aldığı payın yüzde 0.2 olduğunu söyleyen Bülent Tokman, prefabrikasyon
teknolojisinin, yapı üretiminde en çok sanayi yapılarında kullanıldığını dile
getirdi. Sektörde üretimin yarısını yapı elemanlarının oluşturduğu bilgisini
veren Tokman, diğer yarısını da altyapı işleri ve çevre düzeni elemanları
üretiminin eşit paylaştığını kaydetti. Sektör üretimine en büyük talebin özel
sektörden geldiğini vurgulayan Tokman, pazar payının yüzde 25’i dolayında olan
kamu sektörünün ise daha çok altyapı inşaatlarına yöneldiğini ifade etti.
Teknoloji açısından bakıldığında Türkiye’de prefabrik sektörünün,
yurtdışındaki uygulamalardan büyük bir farkı olmadığını belirten Tokman,
üretimdeki en büyük farkın işçilik maliyetlerinde yaşandığını dile getirdi.
Dolayısıyla yurtdışındaki firmalarda daha yüksek otomasyon düzeyi ve daha yaygın
CAD, CAM uygulamaları görüldüğünü söyleyen Tokman, Türkiye’de çok yaygın olarak
kullanılmayan kendi yerleşen betonun (Self Compacting Concrete) özellikle Batı
ve Kuzey Avrupa’da yaygın olarak kullanılmaya başlandığını ifade etti.
Sektörde beton dayanımında önemli ilerlemeler kaydedildiğinin altını çizen
Tokman, prefabrikasyonda C 30 sınıfının artık normal olarak uygulandığını
aktardı. Birçok projede C 50 betonun kullanılmakta olduğunu vurgulayan Tokman,
şunları ekledi: “Bağlantılar, deprem ülkesi olmamız nedeniyle ülkemizde çok önem
verilmesi gereken bir konu. Prefabrike çok katlı yapıların yaygınlaşmaya
başlamasıyla birlikte bağlantılarda mafsallı birleşimlerden moment aktaran
birleşimlere doğru bir gelişme söz konusu. Bunun dışında ard-germe teknolojisi
de ülkemizde kullanılmaya başlandı. Montaj ve kaldırma aparatlarında ise daha
güvenli malzemeler, şantiye koşullarında geliştirilen eski ikame malzemelerin
yerini alıyor.”
Geçtiğimiz yıl kasım ayında 25’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye
Prefabrik Birliği’nin, Türkiye’de prefabrikasyonu tanıtmak ve yaygınlaştırmak
için faaliyet gösterdiğini belirten Tokman, sektörün teknolojik altyapısını
oluşturmaya yönelik çalıştıklarını dile getirdi. Böylece sektörde mesleki
ilerleme ve dayanışmayı sağlamak suretiyle üyelerinin teknik ve ekonomik
gelişmelerini ulusal çıkarlar doğrultusunda yönlendireceklerini vurgulayan
Tokman, bu doğrultuda çeşitli bilimsel, teknik ve tanıtım amaçlı faaliyetlerde
bulunduklarını kaydetti.
|