Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Enerji Platformu
tarafından Ankara Swiss Otelinde düzenlenen ''Kritik Enerji
Altyapı Güvenliği Konferansı''nda konuşan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin, enerjinin,
bireylerin ve toplumların hayat standardını yükselten, sosyal ve iktisadi
gelişmeyi sağlayan kritik bir faktör olduğunu, bu nedenle güvenilir ve
ekonomik enerjiye ulaşmanın önemli olduğunu söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın yaptığı projeksiyonlara göre 2008-2035 yılları
arasında dünya birincil enerji talebinin yüzde 36 nispetinde artacağının tahmin
edildiğini belirten Aytekin, aynı çalışmada bu artışın yüzde 93'lük kısmının
yüksek büyüme oranlarına sahip olmaları nedeniyle OECD ülkeleri dışındaki
ülkelerden geleceğinin ifade edildiğine dikkati çekti.
Petrol ve doğalgaz gibi fosil bazlı kaynakların önemini önümüzdeki 25 yılda
koruyacağına da işaret eden Aytekin, söz konusu dönemde enerji talebinin
karşılanabilmesi için dünyada toplam 30 trilyon dolarlık enerji altyapı
yatırımının yapılacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Giderek gelişen Türkiye'nin yıllık enerji artışının AB ortalamasının 2,5 katı
üzerinde olduğuna dikkati çeken Aytekin, şöyle konuştu:
''Ancak bu durum ister istemez ithalata bağımlılığa yol açmaktadır. Bu da
toplam enerji talebinin hepimizin de bildiği gibi yüzde 74'üne tekabül
etmektedir. Ülkemiz bu bağımlılıktan kurtulmak adına halen yoğun bir şekilde
devam etmekte olan yenilenebilir ve nükleer enerji yatırımlarının yanı sıra
Karadeniz'de yapılan petrol gaz aramaları, linyit ve taşkömürü kaynaklarının
değerlendirilmesi projeleriyle 2023 yılına kadar enerji açığını yerli
kaynaklarla kapatmayı hedeflese de yapılan projeksiyonlar petrol ve doğalgaz
dışarıya bağımlılığımızın öngörülebilir süreçte süreceğine, petrol ve gaz
tüketimimizin gelecek 20 yılda ikiye katlanacağına işaret etmektedir.
Bu durumda ülkemiz açısından kendi ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamak
adına enerji altyapıları önemini korumaya devam edecektir. Yurtdışından ülkemize
ulaşan enerji altyapıları önemini korumaya devam edecektir. Ülkemiz halen Rusya,
İran, Azerbaycan'dan boru hatları yoluyla, Cezayir ve Nijerya'dan LNG olarak
içerideki gaz ihtiyacını karşılamak yoluna gitmektedir. Önümüzdeki dönemde
Irak'ta üretim belirli bir seviyeye gelmesiyle bu ülkeden de gaz alınması
gündeme gelecektir.''
"Dünyanın enerjiye olan ihtiyacı her geçen gün artıyor"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının diğer Müsteşar Yardımcısı Selahattin
Çimen ise hızla artan nüfus ve gelişmekte olan ülkelerin çabaları nedeniyle
dünyanın enerjiye olan ihtiyacının her geçen gün arttığını söyledi.
Bu ortamda enerji güvenliği karşısındaki en önemli sorununun
''sürdürülebilirlik'' olduğuna işaret eden Çimen, sürdürülebilir, kesintisiz,
ekonomik ve kolayca erişilebilir enerjinin önemli olduğunu vurguladı.
Enerjiye erişimde de dünyada önemli dengesizlikler bulunduğuna dikkati çeken
Çimen, bugün dünyada 1,6 milyar insanın elektriksiz, yaklaşık 2,4 milyar insanın
da çağdaş denilebilecek enerji kaynaklarına erişemediğini, böyle bir yapıyı
sürdürmenin de kolay olmadığını dile getirdi.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı etmenlerle beraber nükleer
enerjinin Japonya'da yaşanan son gelişmelere kadar dünya ülkelerinin enerji
politikalarında önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Çimen, ''Bir olay bütün
ülkelerin nükleer politikalarını bir kez daha gözden geçirmek durumda bıraktı.
Mutlaka tüm ülkeler kendi özel şartlarını dikkate alarak bir değerlendirmek
durumunda kalacak. Fakat enerji kaynakları kısıtlı olan ülkelerin yine nükleer
enerjiye enerji politikalarında önemli bir yer vereceklerini düşünüyorum. Ama
bir yıl öncesine kadar böyle bir şeyi sorgulamak durumu yoktu'' diye
konuştu.
|