Fotoğraf: Sefa Karacan
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na
dilekçe veren sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri,
''Patara'da yapılmasına izin verilen toplam 750 konutun izninin hangi
kriterlere göre verildiğini'' sordu.
Türkiye Tabiatını Koruma
Derneği (TTKD) Antalya Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği, Yurtsever Cephe, Alevi
Kültür Derneği Konyaaltı Şubesi başkanları ve üyelerinden oluşan bir grup,
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na dilekçe verdi.
TTKD Antalya Şubesi Başkanı Hediye Gündüz, grup adına gazetecilere
yaptığı açıklamada, Patara'ya 400 villa yapılacağı yönündeki haberlerin
kamuoyuna yansımasının ardından, 2008 yılında Antalya İl Özel İdaresi tarafından
yaptırılan ''Patara Koruma Amaçlı İmar Planı''nda da yapımı onaylanan villaların
bir kısmının inşaatına başlandığı öğrendiklerini söyledi.
Şu anda
yaklaşık 900 kişinin yaşadığı Ovagelemiş köyü sınırlarındaki antik kenti
etkileme alanına, toplam 3 bin nüfusluk bir yapılaşma projeksiyonunun
öngörüldüğünü savunan Gündüz, ''Köyün olağan gelişiminin dışında, imar ve rant
baskısının etkisiyle olduğu izlenimi veren bu tablo ürkütücüdür'' dedi.
Yapılaşmaya onay veren Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulunun sorumluluğunun tartışmaya açık hale geldiğini öne süren Gündüz,
verdikleri dilekçeyle ''Patara'da toplam 750 konutun izninin hangi kriterlere
göre verildiğini, yüzde on yapılaşma oranının bu tür özel alanlar için doğru
olup olmadığının'' yanıtlanmasını istediklerini söyledi.
Dünyanın gözünün
Patara'nın üzerinde olduğuna dikkati çeken Gündüz, ''Patara'yı barındırdığı
değerleri koruyarak, ancak bölge insanını da bu dokunun doğal bir parçası
kılarak, geleceğe taşımak zorundayız. Bu, başta Antalyalılar olmak üzere bütün
Türk halkının yurttaşlık ödevidir'' diye konuştu.
''İşin peşine
düşeceğiz''
Patara'nın sonunda imar baskısına yenik düştüğünü ya
da düşürüldüğünü ileri süren Gündüz, hukuk, doğa ve tarih statüsüyle
tescillenmiş değerleri barındıran Patara'daki gelişmeleri takip etmesi için
sorumluğu bulunan bütün kurum ve kuruluşlarını göreve davet etti.
Patara
bölgesinin, ''devlet eliyle yasal olarak kurban edildiğini'' iddia eden Gündüz,
ivedilikle bu yanlıştan dönülmesini talep ettiklerini belirtti. Gündüz, bölgenin
ilgili bakanlıklar, üniversiteler, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin
uzlaşabileceği bir anlayışla yeniden planlanması gerektiğini söyledi.
Bu
işin peşine düşeceklerini vurgulayan Gündüz, uzun yıllar Türkiye bütçesinden
kaynaklar aktarılarak Patara'da kazı yapıldığını belirterek, ''Tarihin üzerinde
oyun oynanmaktadır. Verdiğimiz dilekçelerle önce burada ne yapılmak istendiğini
anlayacağız. Sezgilerimizle kötü şeylerin kokusunu alıyoruz. Bunun üzerine
gitmek için dilekçe verdik'' dedi.
Helikopter pisti
soruldu
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge
Kuruluna verilen dilekçede, imara açılan bölgenin sit alanı statülerinin yakın
geçmişte yeniden düzenlenip düzenlenmediği, bölgede üst ölçekli planlama
çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa bu planlarda bölgenin arazi
kullanımına ilişkin verilerin Patara'nın yapılaşmasına yönelik notlarının
içeriği soruldu.
Dilekçede, ''üst ölçekli bölgesel planlar yapılmadıysa,
Patara gibi çok değerli bir bölgenin tek başına lokal planlar yapılarak
yapılaşmaya açılmasının anlamının ne olduğu'', ''hem kazı başkanlığı hem de
koruma kurulu başkanlığı yapan bir yetkilinin aldığı planlama kararlarının
objektif olup olmayacağı'', ''bölgede ortaya çıkarılan kültür mirasının bütünlük
anlayışı içinde ele alınıp alınmadığı'' gibi sorulara da yer
verildi.
Dilekçede, ayrıca belirtilen alanda 3 helikopter pistinin
yapılıp yapılmayacağı, yapılması düşünülüyor ise sit kararlarının buna izin
verip vermeyeceği de soruldu.
|