Özkök'ün "Denizkondusu" Yıkılacak
Gazeteci Ertuğrul Özkök'ün, SİT alanı kapsamındaki Akbük Koyu'nda lokanta ruhsatıyla villaya çevirdiği yağhanenin kaçak bölümleri yıkılacak. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararının uygulanmasını istedi. Kurul da yıkım için gerekli çalışmalara başladı.
azeteci Ertuğrul Özkök'ün, SİT alanı kapsamındaki
Akbük Koyu'nda lokanta ruhsatıyla villaya çevirdiği yağhanenin
kaçak bölümleri yıkılacak. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı,
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararının
uygulanmasını istedi. Kurul da yıkım için gerekli çalışmalara
başladı. |
-
Umarım bu haberi ''Türkiye Türklerindir'' gazetesinde manşetten verirler. Saygılar YANITLA
-
haberde adımın bir kaç kez "göz yuman" imasıyla anılmasına şaşırdım ve kınıyorum. Ayrıca bilgilerde ciddi yanlışlıklar da var. Binanın onarım sırasında eski özgün şeklinden daha yüksek ve farklı mimaride yapılan çatısına; ayrıca aynı yükseltmeden yararlanılarak içerde gerçekleştirilen ve merdivenle çıkılan asma katına ve aslında olmayan verandasına "yıkım" kararı alan Kurulun Başkanı olarak bu habardeki farklı bilgilere, garip suçlamalı dile ve kavrayamadığım niyete ne diyeceğimi bilemiyorum. Kaldı ki kararı almakla kalmadık, Akbük çok önem verdiğimiz bir doğal SİT olduğu için uygulattık... yani bina sökülerek-yıkılarak eski ölçülerine getirildi. Kırma çatı kaldırılarak eski beşik çatı kuruldu. Hatta yeni iskelesi de yıkıldı; haberdeki fotoğrafta görünen iskele artık yoktur! Bu garip haber hangi maksatla beni ve birlikte görev yaptığım kurul üyelerini eleştirir söylemde kaleme alınmıştır ve yazanın bundan menfaati nedir araştıracağım... Gerekirse yasal hakkımı da kullanacağım... Haberdeki "Olabilirlik" yorumu ise kurul kararlarının söylemi değildir ve böyle bir kararımız yoktur. Yıllar geçtiği için anımsayabildiğim, binanın tüm ölçüleri ve mimari özgünlüğüyle onarılarak, yağhane yerine konut olarak kullanılabileceğine yönelik bir karar almış olabiliriz. Bugün de olsa aynı karara imza atarım çünkü artık yağhane falan kalmadı; bina da kaçak değil, yapıldığı dönemde yasalara aykırı yapılmamış, küçük tek katlı bir depo... Bir de galiba "duvar" konusu vardı; ayrıca bahçenin çiçeklendirilmesinde izin alınmamıştı; buna da "doğal sitte çiçek olmayacak ta ne olacak" diyerek "olabilir" demişizdir o karar... Bütün bunlara rağmen Bakanlığın "özgün şekline getirilmesi" amaçlı yıkım kararlarıyla yetinmeyerek, yapıya gecekondu muamelesi yaptığına ise inanmıyorum; çünkü değil... eğer öyleyse, belki de iktidarla o gazete sahipleri arasındaki malum çekişme nedeniyle siyasi bir durum olabilir; haberi yazanın bunu bilmemesi ise hiç bir şeyden haberi olmadığını gösteriyor... Şu da bilinmelidir ki eğer Muğla Kurulu olmasaydı, bölgede bugün gerçekten ülkedeki genel düzeyin üzerinde gözlenen koruma disiplini ve onca geniş sitler de olmazdı.. Hele habere konu olan Akbük, bırakın o küçük yağhane binasını, sıra sıra 2. konut siteleriyle işgal edilmiş olacak tı ki o tehlikenin hangi zorluklarla ve baskılara rağmen etkisiz kılındığını, bu başarının ise Bayındırlık Bakanlığı değil Koruma Kurulu sayesinde elde edildiğini yörede herkes bilir ve teşekkür eder.. Sonuç olarak habere kaynak olan kimse ya da kimlerse benimle açık tartışmaya davet ediyorum, bakalım hele "olabilir" mi demişiz, yoksa Gökova'yı ve Akbük'ü ikide bir imara açmak isteyen iktidar bürokratlarına hep "olamaz" mı demişiz? Aynı "olamaz"larımız yüzünden görevden alınmamız da belgelidir ve onurumuzdur... Oktay Ekinci YANITLA