oiz Zilberman ve Ahu Büyükkuşoğlu iki ortak. Ortak olarak baş koydukları
yolsa açtıkları sanat otelleriyle ve galerileriyle genç sanatçıları desteklemek,
Türk sanatını yurtdışında tanıtmak ve bu yolla bir sanat markası yaratmak.
“Sanat markası ne demek?” diye sorulduğunda Ahu Büyükkuşoğlu: “Bizim mekânımız
ne galeri, ne otel. Bizim amacımız sanatı öne çıkararak bir birliktelik
yaratmak” şeklinde yanıtlıyor.
Zilberman ile
Büyükkuşoğlu Bodrum’daki Casa Dell’Arte’nin sahipleri. Casa Dell’Arte Otel geçen
yıl açılmasına rağmen çok kısa sürede dünyada da adını duyurmuş. Geçen sene
Guardian gazetesi yeni açılan en iyi butik oteller listesinde bir numaraya
Bodrum’daki Casa Delle’Arte’yi koymuş. Abramovich Türkiye ziyaretinde Casa
Dell’Arte’de kalmayı tercih etmiş. Casa Dell’Arte’yi diğer lüks otellerden
ayıransa tabii ki duvarlarına asılı olan ‘orijinal’ sanat eserleri. Yıllardır
koleksiyoner olan Moiz Zilberman ve Ahu Büyükkuşoğlu, koleksiyonlarını otel
aracalığıyla konuklarıyla paylaşıyor.
Sanata olan ilgileri yeni değil:
“Yıllardır koleksiyon yapıyoruz. Resim ve antika koleksiyonlarımız var. Burada
öyle bir noktaya geldik ki, hobi olarak başladığımız şey bir anda hayatımızın en
önemli parçası haline geldi. Ahu hanım da ben de aynı zamanda Otomotiv
sanayiinde bulunduk. Oradan birbirimizi tanıyorduk. Geçen yıl bu koleksiyonerlik
şapkamızı koruyarak sanat dünyasının iş tarafına geçmeyi planladık. Bu çerçevede
sanat yönetim çatısı kurduk. O çerçevede İstanbul’daki ve Bodrum’daki sanat
galerileri ve yine Bodrum’daki sanat otellerini kurduk. Sanat seyehatleri
yapıyoruz.”
İlk adım geçen yıl Casa Dell’Arte Oteli’nin açılmasıyla
atılmış. Otele gelenler sanat eserlerini satın almak isteyince aynı otelin
galeri gibi çalışan ikinci otelini de bu yaz açmışlar. Casa Dell’Arte markası
altında Art Management da var. Mısır Apartmanı’ndaki galeride sergiler
düzenliyor ve sanatçılarına normal bir galerinin yapmadığı kadar maddi ve manevi
destek veriyorlar.
|