Ormanlar da Orman Köylüleri de Tehlikede
Konuyu Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (ORKOOP) Genel Başkanı, aynı zamanda Ormanlarımıza Sahip Çıkalım Birliği (OSB) sözcüsü Cafer Yüksel ile görüştük... Orman tahribatını özendirmeye yönelik bir temel yaratan yasada satış adına hiçbir ifade bulunmuyor, ancak Yüksel’e göre o bir sonraki adımda olacak, hem artık altyapı hazır, bu
![Ormanlar da Orman Köylüleri de Tehlikede](http://www.yapi.com.tr/480x268.jpg)
Artık her şey serbest, çünkü 2B yasası yöntem değiştirerek uygulamaya sokuldu. Anayasaya aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği orman özelliğini yitirmiş alanların satışı ile imara açılmasını öngören yasa, Tapu Yasası’na eklenerek kabul edildi. TBMM’de 15 Ocak 2009 tarihinde benimsenen 5831 sayılı Tapu Kanunu’nun yanı sıra 6831 sayılı Orman ve 3402 sayılı Kadastro yasalarında yapılan değişiklikler de yine aynı amaç doğrultusunda düzenlendi. Herhangi bir yerin “orman” sayılıp sayılmamasına karar verebilecek bilgilere sahip olmayanlardan oluşan kadastro ekiplerinin orman kadastrosu yapabilme yetkileri de sınırsızca genişletildi. Bu, daha önce orman kadastrosu yapılarak “orman” olduğu kesinleşmiş yerlerin daraltılmasına dahi yol açabilecek... Kısacası siyasal iktidar, bu son düzenlemeleriyle “2B arazileri” olarak anılan yerlerin, genişletilip satılabilmesi ve “2A” uygulamasının kolaylaştırılması için gerekli hukuksal altyapıyı oluşturdu. Konuyu Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (ORKOOP) Genel Başkanı, aynı zamanda Ormanlarımıza Sahip Çıkalım Birliği (OSB) sözcüsü Cafer Yüksel ile görüştük... Orman tahribatını özendirmeye yönelik bir temel yaratan yasada satış adına hiçbir ifade bulunmuyor, ancak Yüksel’e göre o bir sonraki adımda olacak, hem artık altyapı hazır, bu altyapının kullanılacağı hukuksal düzenlemeler gözden geçiriliyor. Yakında “2B” ve “2A” arazilerinin “değerlendirilmesiyle” ilgili yasa tasarısı da gündeme gelecek ve hukuksal süreç tamamlanmış olacak. Yüksel 2A arazilerinin, 2B’lerden daha da büyük sıkıntılara sebep olacağını söylüyor. 2A’ların, 2B arazilerinden farkını ise şöyle açıklıyor; “2B’ler, 31.12.1981 tarihinden önce orman vasfını yitirmiş yerler, 2A’larda ise böyle bir süre sınırlaması yok, yani ucu açık.” Türkiye’de 470 bin hektar 2B arazisi var. Bu arazilere, Sultanbeyli ve Beykoz’un bazı bölgeleri de giriyor. Yüksel “Örneğin Sultanbeyli” diyor, “20 yıl öncesinde burada en fazla beş ev vardı, şimdi ilçe oldu, zaten tekrar orman olmaları mümkün değil. Siyasal iktidar, bize o bölgeleri örnek gösterip, ‘Nasıl yıkacağız da satacağız?’ diyor. Oysaki bizim asıl derdimiz bu bölgeler değil, üstelik bu tip örnek gösterilen yerlerin sayısı çok az. 2B arazileri içinde meralar, açık otlaklar ve orman köyleri de var.” Ona göre en büyük sıkıntılardan biri de, ormanları satışa çıkarmayı amaçlayan bu tip yasaların ve yasa tasarılarının seçim öncesinde gündeme gelmeleri, çünkü bu durum halka gelir kaynağı olarak yansıtılıyor. Yüksel şöyle anlatıyor: “2003’te 2B’lerin satışlarından 25 milyar elde edileceği söyleniyordu. Şimdi 50 milyar diyorlar. Olay halka, ‘Türkiye’nin bu kadar borcu var, burada da bir 50 milyarlık gelir var, zaten bu alanlar orman statüsünde değil, ama yasanın çıkmasına izin vermiyorlar’ şeklinde yansıtılıyor. Ancak iş bu kadar basit değil, arkasında çok daha farklı boyutları var.” Yüksel’in bahsettiği, “farklı boyutlar” en çok da orman köylülerini ilgilendiriyor. Çünkü, 2B arazilerinin önemli bir bölümü, orman köylülerinin yaşamakta olduğu yerleri kapsıyor. Anayasada ise 2B’lerin ancak orman köylülerine devredilebileceğini belirten bir madde var. Yüksel bu maddenin orman köylülerinin tapusu olduğunu vurguluyor; “Yine bu madde doğrultusunda, 2B’ler satışa çıkarılırsa da ancak onlara satılabilir, fakat orman köylüleri milli gelirden en az yararlanan kesim, almaları mümkün değil” diyor. Yüksel onlar alamayınca da başkalarına satılacağını söylüyor, tabii bu durumda orman köylüleri hem işlerinden olacak, hem de yerlerinden yurtlarından edilecekler. Türkiye’de 20 bin orman köyü var, bu köylerde toplam 17 milyon orman köylüsü yaşıyor. Yasa çerçevesinde tehlike altında olanlar ise, 2B arazileri üzerinde yer alan 11 bin köy, yani yedi buçuk milyon insan... ORKOOP olarak da orman köylülerinin sesi olmaya çalıştıklarını da anımsatan Yüksel, geçimini devlet tarafından kurulan kooperatiflerde çalışarak sağlayan orman köylülerinin de yeni uygulamalarla daha fakirleştirildiğini söylüyor. “Orman Genel Müdürlüğü ağaçları dikili haldeyken mühürleyip, satacağını söylüyor” diyor; “Bu durumda, tüccar ağacı dikili halde alacak ve istediğine, en ucuza kesene kestirecek. Bu köylüler zaten Türkiye’nin en fakir kesimi, böylelikle de her şeyleri ellerinden alınıyor. Bu korkunç bir şey, vicdana da aykırı. Eğer bu durum yasalaşırsa, açlık grevine gireceğim!” Yüksel’in bir talebi daha var, Cumhurbaşkanı Gül’ün yasa onaylanmadan bir de onlarla görüşmesi… Gerçekler belki de uygulamayı değiştirebilecek… |