ürkiye'de orman yağmasının önlenmesi için "özel ormanlar ve turizm amaçlı tahsislerin durdurulması ve 2B alanlarının iptal edilmesi" gerektiği vurgulandı. Yağmaya en önemli nedenlerden birinin de kesinleşmiş bir politikanın olmaması gösterildi.
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 'nin, Beykoz'daki Acaristanbul'a giremediklerini söylemesinin ardından gündeme gelen özel ormanların yağmalanmasının önüne geçilebilmesi için Orman Yasası'nın yeniden ele alınması gerektiği belirtiliyor.
Ormanların rant alanı değil korunması gereken doğal alanlar olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ormanları yağmalayanlar hakkında cezai yaptırımların uygulanması gerektiğine dikkat çektiler. Orman Mühendisleri Odası eski Başkanı Salih Sönmezışık , anayasanın 169. maddesinin 4. fıkrasındaki "Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, aksine tarım alanına dönüştürülmesinde yarar olan alanlar ormancılık rejimi dışına çıkarılır" hükmünün iptal edilmesi gerektiğini vurgularken Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Eyüp Muhcu, ormanların yağmalanmasına kapı aralayan 2B Yasası'nın iptal edilmesi gerektiğini belirtti.
Sönmezışık ve Muhcu, ülkemizde orman yağmasının önüne geçilebilmesi için neler yapılması gerektiğini özetle şöyle sıraladılar:
2634 yürürlükten kaldırılmalı
* Orman talanına neden olan tüm yasal düzenlemeler özellikle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Yasası ile 6831 sayılı Orman Yasası'nın 17. maddesi derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. Çünkü ülkemizde ormanlarımızın turizme ve ormancılık dışı yatırımlara devredilmesi vahşi boyutlara ulaşmıştır.
* Gerekli yasal düzenlemeler yapılarak orman koruma görevinde çalışanlara diğer kolluk güçlerinin sahip olduğu yetkiler tanınmalı ve orman olduğu kesinleşmiş ve tescil edilmiş yerlerde orman suçu işleyenler TC yasasında tanımlanan diğer suçlular gibi "suç işlediği anda" tutuklanabilmeli, yaptıkları tesisler mahkeme kararı beklemeksizin yıkılmalıdır. Ancak bu uygulamaları yapacak ormancı çalışanların özlük hakları ve donanımları yeniden düzenlenmelidir.
Siyasetten arındırılmalı
* Ormanlarımız ve ormancılık örgütümüz siyasetten arındırılmalıdır. Siyasi partilerin ormancılık ile ilgili politikaları halkımıza açıkça ve yazılı olarak ilan edilmelidir. Halkımız bu politikaları dikkatle izlemeli, orman talanına neden olan siyasi partiler seçim sandığında cezalandırılmalıdır.
* Ormanların önemi ve çevrenin korunması konusunda gerekli bilincin oluşturulabilmesi için ilköğretimde zorunlu ders konulmalı, bu konuda uğraş veren meslek kuruluşları ve STK'ler desteklenmelidir.
* Öncelikle AKP hükümeti ormanları yağmalamasına kapı aralayan 2B ile ilgili yasal girişim, Orman Yasası'nın 56. maddesi gibi yasal düzenlemeleri geri çekmeli ve iptal etmelidir.
* Özel ormanların kamulaştırılması ve turizm gibi özel amaçlı kullanılan tesisler iptal edilmelidir.
* Yağmalanan ormanlar ile ilgili geriye dönüş sürecinin bir program dahilinde ivedili olarak düzenlenmesi, bu alanların ormanlara dönüştürülmesi sağlanmalıdır.
* Kent ve doğadan elde edilen rantın kamuya dönmesi, toplumun yaşam standartının yükseltilmesi yolunda kullanılması, özel çıkar için rantın kapatılması yönünde tüm yasada yeniden yapılaşmaya gidilmelidir.
* Ormanlar üzerinde baskı yaratan ulaşım ve kentleşme tercihinden vazgeçilmelidir. Toplu taşıma, raylı ve deniz taşımacığılı tercih edilmelidir.
*Ormanları yağmalayanların yaptıkları yanına kâr kalmayan yaptırımlarla cezalandırılması sağlanmalıdır. Aksi halde söylenenler yapılanların üstünü örtmekten başka bir işe yaramaz.
TEMA: Sahip çıkmalıyız
Ormanların, bir ülkede toprağı ve suyu koruyan en önemli faktör olduğuna dikkat çekilen TEMA Vakfı'nın değerlendirmesinde, ülkemizin 20.7 milyon hektar orman alanı bulunduğu, üstelik bu ormanların yüzde 93'ünün doğal olduğu belirtildi.
Değerlendirmede, "Avrupa Birliği'nde bu rakam sadece yüzde 1'dir. Ekolojik olarak çok hassas bir konumda bulunan ormanlarımız iklim ve toprak yapısındaki çeşitlilikten kaynaklanan bir biyolojik zenginliğe sahiptir. Ve insan eliyle oluşturulan hiçbir orman, asla doğal olanın yerini tutamaz. Bunu bilerek öncelikle doğal ormanlarımıza sahip çıkmalı ve beraberinde yeni ormanların oluşması için gerçekleştirilen çalışmalara destek vermeliyiz " denildi.
2B ile ilgili yasal girişim iptal edilmeli
TEMA Vakfı'nın değerlendirmesinde 2B sorununa da dikkat çekilerek şu önerilerde bulunuldu:
**Öncelikle 2B uygulamalarına dayanak olan yasal düzenlemeler ortadan kaldırılmalı ve bu beklenti yok edilmelidir.
**Halihazır 2B uygulamalarında yasada gerekli değişiklik yapılarak "bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme" durumuna açıklık getiren ölçütler arasında "orman bütünlüğünü bozmama", "su ve toprak rejimine zarar vermeme", "çevresindeki orman ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme", "ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kârlılık düzeylerini düşürmeme" vb koşulların da birlikte aranması sağlanmalıdır.
***Mevcut anayasal sistemimiz, Anayasa Mahkemesi'nin bu konudaki müteaddit kararları ve Cumhurbaşkanımızın 2 kez iadesindeki gerekçeler göz önüne alındığında 2B arazilerinin satışı mümkün değildir, yüzde 93'ü doğal olan ormanlarımızda bu yol kesinlikle tercih edilmemelidir.
**2B nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde kullanım kadastrosu, henüz orman kadastrosu yapılmamış olan alanlarda da orman kadastrosu çalışmaları tamamlanmalıdır.
**2B arazilerinin işgalcilerinden sadece orman köylüsüne tahsis edilecek olanlar hariç (-ki bu 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2. maddesinin son fıkrasının amir hükmüdür) diğerlerinden hemen Ecrimisil (-ki bu geriye doğru 5 yıllık süreyi de içermektedir) alınmaya başlanmalı ve böylece işgalcilerin bedelsiz kullanımı önlenmelidir.
2B arazilerinde satış düşünülmemelidir
** Tüm bu gerekçeler göz önünde bulundurularak; 2B arazilerinde satış kesinlikle düşünülmemelidir. Ecrimisil uygulamasına derhal başlanmalıdır. Toplu yerleşim alanı haline gelmiş/kentleşmiş yerlerdeki insanların sokağa atılması da düşünülmemelidir. Fakat orman içinde münferit veya siteler halinde yapılaşmalar, mevcut yasalar gereği kesinlikle yıkılarak orman haline dönüştürülmelidir.
Bakanlık personeli
** Çevre ve Orman Bakanlığı'nın ihtiyaç duyduğu orman mühendisleri ve orman muhafaza memurları boş kadrolara atanmalı, liyakati esas alan sağlıklı personel politikaları uygulanmalı, yanlış personel politikaları sonucu bazı merkezlerde ortaya çıkan teknik eleman birikimi gelecekte engellenmelidir.
** Orman içerisindeki açıklıklar hayvan ve bitki çeşitliliğinin en fazla olduğu yerlerdir. Bu gibi alanlarda ağaçlandırma yapılması ormanın biyolojik çeşitliliğini azaltacaktır. Ağaçlandırmalarda egzotik (yabancı) türlerin kullanılması orman gen kaynaklarımızın kirlenmesine yol açmakta, bölgedeki doğal bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına neden olmaktadır. Ağaçlandırmalarda kullanılacak ağaç türleri mutlaka o bölgede doğal olarak var olan türlerden seçilmelidir.
**Türkiye'deki arazi kullanımında, bilimsel ölçülere ve ülke gerekçelerine uygun arazi sınıflamasına özen gösterilmelidir.
* Ağaçlandırma fonuna kaynak alışı için, Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu'nun gerekleri yerine getirilmelidir. Bütçeden de yeterli kaynak ayrılması sağlanmalıdır.
**Kamu yararı adı altında ormanların yol, elektrik hatları, maden ocakları vb. tesislere dönüşmesi için kolaylıkla izin verilebilmektedir. Bu tip izinler verilirken uzun vadeli düşünülerek kaybolan ormanların tekrar kazanılamayacağı unutulmamalıdır.
* ÇED raporları, tesislerin kurulması için gerekli bir belgeden ziyade, daha fazla korumacı anlayışa sahip tesisin kurulup kurulmamasına karar verecek nitelikte olması gerekmektedir.
7'den 70'e eğitim politikası oluşturulmalı
Ülkemizde ormanların azalmasına neden olan başlıca faktörlerin; orman yangınları, ormandan tarla açma, orman içi yerleşim, başarısız, hatalı ormancılık tekniği uygulamaları ve orman aleyhine yapılan yasal düzenlemeler olduğunu belirten TEMA Vakfı'nın bu konudaki tespit ve çözüm önerileri özetle şöyle:
**Bir ülkenin ormanca zengin sayılabilmesi için asgari yüzde 30'unun verimli ormanlarla kaplı olması gerekmektedir, oysa ülkemizin ancak yüzde 13'ü verimli ormanlarla kaplıdır. Hem genel ormanlık alan ve hem de verimli ormanlık alan olarak yetersiz olan ülkemiz için mevcut orman varlığının korunması büyük önem taşımaktadır.
* Ülkemizin ormancılık adına en büyük sorunu yıllar geçmesine rağmen kesinleşmiş bir politikanın olmayışıdır. Ulusal Ormancılık Politikası adı altında yapılan çalışmalar yıldan yıla değişen siyasetle birlikte şekillenmekte, uzun vadeli planlama ve stratejiler göz ardı edilmektedir.
Yasal düzenlemeler
* Başta anayasa olmak üzere, ormancılıkla ilgili diğer yasalarda (6831 sayılı Orman Kanunu, 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkındırılmasının Desteklenmesi Hakkında Kanun ve ekleri, 2934 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrol Seferberlik Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu) ormanların ormancılık amaçları dışında kullanılmasına neden olan boşluklar, bu yasalar yeniden ele alınarak giderilmelidir.
* Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ege ve Akdeniz Bölgesi ağırlıklı orman alanları tahsisleri devam etmektedir. Turizm alanı için orman kurmak yerine, yetişmiş ormanların yok edilmesi daha kolay gelmektedir. İlgili yasalarla bir yerin turizm alanı olması, orman alanı olup olmamasının daha üstünde değerlendirilmektedir.
* Değişen sosyo ekonomik şartlar dikkate alındığında günümüzde ormanların polisiye tedbirlerle korunması ekonomik ve sosyal yönden de toplum tarafından kabul edilebilir olmaması sebebiyle ormanların korunmasına toplumun tüm kesimlerinin aktif katılımlarını sağlayacak bir sistem geliştirilmelidir.
* STK'ler, medya el ele ormanların odun haricinde ekolojik önemini vurgulayıcı yayınlarının arttırılması sağlanmalı, orman ve doğa koruma ile ilgili 7'den 70'e her kesime yönelik eğitim politikaları oluşturulmalıdır.
* Ağaçlandırmalarda özellikle köy çevrelerinde köylünün ekonomik durumuna katkı yapacak fıstık çamı, keçi boynuzu, antepfıstığı, ceviz vb. türlere yer veren sosyal ormancılık ilkelerine özen gösterilmelidir.
* Ağaçlandırmalarda, ormanın bakım ve korumasında bölgedeki köylü işlendirilmeli, bu işler taşeronlar aracılığıyla dışarıdan gelen işçilere yaptırılmamalıdır. Yerinde kalkındırılabilecek orman köylerinin kalkındırılabilmesi için parasal kaynak sağlanarak havza bazında kapsamlı kırsal kalkınma projeleri uygulamaya konmalı, bu nedenle her yıl bütçeden bu amaca pay ayrılmasını öngören ilgili yasa maddesi layığıyla işletilmelidir.
|