adece kurup büyüttüğü Derin markası için değil, farklı dünya markaları için de müthiş tasarımlar yapan Aziz Sarıyer, hem felsefesi, hem tasarım üslubu, hem de mütevazı kişiliğiyle yerli ve yabancı pek çok editörün hayranlığını kazanmıştı.
Son olarak, ofis mobilyasında dünya markası olma vizyonunu taşıyan Alparda firması için yaptığı bir koleksiyonla çıktı karşımıza. Bu koleksiyonu ve hedeflerini, firma sahibi Sinan Alparda’dan dinledim.
Alparda ailesinin ofis mobilyaları sektöründe üstlendiği öncü misyon, 1950’li yıllara kadar uzanıyor. 1967 yılından bugüne ofis mobilyaları üretimi yanında projeli dekorasyon uygulamalarını da gerçekleştiren firma, teknolojik üretime değer katan el ustalığına, doğru detaya ve formdaki netliğe verdiği önemle tanınıyor. 21. yüzyıl başında markanın karakterini oluşturan prensipler; tasarım, form, materyal ve üretimin çağdaş sinerjisine dayandırılıyor. Bu yenilikçi ve özgün tasarım anlayışı tüm mobilya koleksiyonlarına yansıyor.
Alparda ismini ilk duyuşum, 1992 yılında firmanın Milano’da serbest tasarımcı olarak çalışan Defne Koz ile yaptığı bir tasarım sözleşmesine dayanarak ürettiği "Tomo" ofis serisi ile olmuştu. Yaklaşık 50 parçadan oluşan bu seriden 3x3 çekmeceli Tomotop 9 gözlü klasör dolabı, yenilikçi mimar ve tasarımcı Alessandro Mendini tarafından 1996 yılında Dünya Tasarım Yıllığı’na seçilerek, Bremen kentindeki Übersee Müzesi’nde üç ay boyunca sergilenmişti.
Alparda 2007 yılına girerken, tasarım başarılarını evrensel boyuta taşıyan Aziz Sarıyer ile yaklaşık 50 parçalık yeni bir koleksiyon hazırladı. Arc, Bow ve Stop isimli serilerin yanı sıra; yeni koleksiyonda Oval oturma grubu, Moon masa ve Perch bar sandalyesi yer alıyor.
Alparda firmasının sahibi Sinan Alparda, yeni koleksiyonuyla ilgili sorularımı cevapladı.
Geçmişte Defne Koz ile çalışmıştınız ve o koleksiyon çok beğenilmişti. Daha sonra adınızı fazla duyamadık. Neler yaptınız o günden bugüne?
- Defne Koz ile yaptığımız "Tomo" ofis serisi ile aslında Türkiye’de bir ilke imza attık ve uluslararası başarı kazandık. Daha sonra özellikle teknolojik altyapı geliştirme sürecine paralel olarak Adnan Ural ve Hakan Ertek’in Alparda için hazırladıkları mobilya tasarımları gerçekleştirildi. Bu dönemde Adnan Ural’ın imzasını attığı Golf serisi, son yıllarda Türk ofis mobilyası sektörünün en yenilikçi çizgilerinden birini taşıyan ürünü olarak öne çıktı. Yine bu dönemde geleneksel el işçiliği ve mesleki deneyimimiz ile çeşitli konut, ofis, turistik tesis ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü gibi yerlerin iç mekán dekorasyonunu tamamladık. Bundan sonraki hedefimiz, tasarımı, üretimi, yönetimi ve her şeyiyle yoğun sevgi, emek ve özveriyle üretilen mobilyalarımızın yurtdışında hak ettiği yere ulaşmasını sağlamak ve bunu sürdürmek.
Markanızın en önemli gücü nedir sizce? Teknoloji? Deneyim? Tasarım?
- Teknoloji, deneyim, tasarım... Bunlar birbirini destekleyen öğeler, ama en önemlisi "mobilya sevgimiz".
Neden Aziz Sarıyer’i seçtiniz?
- Çünkü Aziz Sarıyer, artık bir dünya markası olan çok yetenekli bir Türk tasarımcı. Modern çizgisini Alparda’nın geleneksel el işçiliğindeki birikimiyle birlikte yorumlayarak, dünya çapında hayranlık uyandıran çok güzel eserler oluşturuyor. Bu koleksiyon içinde özellikle Arc serisi, modern tasarımın ilkelerini bugüne dek Türkiye’de eşi görülmemiş bir üretim tekniğiyle buluşturmasıyla dikkatleri üzerine toplayacak.
Türk tasarımının geleceği hakkında düşünceleriniz neler?
- Özgün tasarımla mobilya üreten öncü firmalardan birisiyiz. Türkiye’nin ilk tasarım sözleşmesini biz gerçekleştirmiştik. Bugün ulaşılan noktada, tasarımı soyuttan somuta dönüşmüş bir kavram olarak görüyoruz. Gelecekte Türk tasarımı için başka önemli projelerin daha gerçekleştireceğine de yürekten inanıyoruz.
İddialı ve modern Arc
Alışılmışın dışına çıkan ve sınırları zorlayan bir ergonomiye sahip olan Arc serisi, modern ve iddialı ofisler için tasarlanmış. Aziz Sarıyer’in kullanıcıyı şaşırtan ve geleceğin ofisleri hakkında çok önemli ipuçları veren bu tasarımı, iyi düşünülmüş ve doğru cevapları içeren bir detay zenginliği içeriyor. Yalın ve sadece "gerektiği kadar" öğenin yan yana gelerek bir bütünselliğin yakalandığı bu seri, bir ofisin ihtiyaç duyacağı tüm mobilyaları içeren bir ürün çeşitliliğine sahip.
Seriyi oluşturan tüm parça ve detaylar ahşap ve genelde el işçiliği ile üretiliyor.
Mükemmeliyetçi ve detaycı Bow
Ahşabın gelenekselliğini modern ofis anlayışının yalınlığı ve ergonomisiyle birleştiren Bow, Alparda’nın 40 yıllık geleneksel ahşap el işçiliğinde edindiği mükemmeliyetçi ve detaycı deneyimi simgeliyor. Modern ve yuvarlak hatlı bir çizgi taşıyor, mat ve parlak lakeli yüzeye ve ustaca gizlenmiş tekerleklere sahip.
Melda Narmanlı ÇİMEN
|