Urban Land Institute (ULI) tarafından düzenlenen “Dünden Yarına Gayrimenkul Söyleşileri” toplantılarının ikincisi Multi Turkmall sponsorluğunda Swiss Otel’de gerçekleştirildi. Açılış Konuşmasını ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur’un, moderrtörlüğünü ise ULI İcra Kurulu Üyesi Firuz Soyuer’in yaptığı toplantıya Multi Turkmall Yönetim Kurulu Başkanı Hans Otto Nagel ile İstanbul Metropolitan Planlama (İMP) Koordinatörü Prof. Dr. Hüseyin Kaptan konuşmacı olarak katıldılar. Multi Turkmall Yönetim Kurulu Başkanı Hans Otto Nagel’de Türkiye’nin sıçrayışının inanılmaz olduğunu belirterek, “Türkiye Avrupa’nın Çin’idir. Dünyanın bu bölgesinde geleceği olan tek ülke Türkiye’dir” dedi
İMP Koordinatörü Hüseyin Kaptan da İstanbul Çevre Düzeni Planı’nı hazırladıklarını planın yargıdan dönmesinin içerikle ilgili olmadığını belirterek, şimdi de 1/25.000, 1/5.000’lik fiziki planları hazırladıklarını söyledi. Stratejik planın 4 temel hedefi bulunduğunu anlatan Kaptan, bunların, ekoloji, sanayi desantrasyonu, İstanbul’un tek merkezlilikten kurtulması, ulaşım ve dönüşüm projeleri olduğunu kaydetti.
“Türkiye Avrupa’nın Çin’idir”
Türkiye'de perakendecilik sektöründeki devrimi kendilerinin gerçekleştirdiği savunan Nagel, 15 sene önce böylesine alışveriş merkezlerinin bulunmadığını belirterek, Akmerkez'in açılmasının kendisi için ateşleyici olduğunu, Carrefour'un da hipermarket kurma deneyimi yarattığını söyledi. Nagel, bugün gelinen noktada Türkiye’de çok ciddi yatırım fırsatları bulunduğunu ve Türkiye’nin sıçrayışının inanılmaz boyutta olduğuna dikkat çekerek "Türkiye Avrupa’nın Çin’idir. Dünyanın bu bölgesinde geleceği olan tek ülke Türkiye’dir. Almanya, Fransa gibi başı çeken ekonomilerde büyüme yüzde 1-2 düzeylerinde kalıyor. Bu ülkelerde gelecek için bir fikir yok, ancak mevcut durumlarını korumaya çalışıyorlar” diye konuştu.
“Şehir merkezinde kesinlikle gökdelen ve AVM yapmayacağız”
İnsanların sadece yapılara değil doğaya da ihtiyaçları olduğunun altını çizen Nagel, gerçekleştirdikleri projeleri genellikle şehir dışında konumlandırdıkları söyledi. Yaptıkları projelerde sadece alışverişi değil, eğlenceyi ve yaşam alanlarını ön planda tutuklarını vurgulayarak, “Sizlere şunun sözünü veriyorum. Kesinlikle şehir içinde gökdelen ve alışveriş merkezi yapmayacağız. Amacımız metrekare olarak en büyük alışveriş merkezlerini yaratmak değil, insanların bir araya geleceği büyük mekanları yaratmayı hedefliyoruz” dedi.
| Hans Otto Nagel |
“Türk şirketimizle Türkiye dışına da yayılacağız”
Nagel, “Biz Türkiye'de çok başarılı olduk. Türk şirketimizle Balkanlarda yatırım yapıyoruz, Türk cumhuriyetleri ve Çin'de de varız. Ticari merkezlerin gelişmesi İstanbul kaynaklı oluyor ve Uzak Doğu'ya dönüyor. Türk şirketimizle Türkiye dışında genişlemek istiyoruz'' dedi.
Türkiye’de ise asıl ilgi alanlarının perakende ve eğlence olduğuna değinen Nagel, Türkiye'de hali hazırda 2,5 milyar avrodan fazla yatırım yaptıklarını 5 milyar avroluk yatırımın da geleceğini söyledi. Nagel, İstanbul ve başka illerde yüksek kaliteli evler de yapacaklarını söyledi.
“Türkiye’de yatırımcı tusunamisi var, yeterli proje yok”
Uluslararası yatırımcıların Türkiye'yi yatırım yapılacak bir yer olara gördüğünü ve Türkiye'nin başarısına yatırım yaptıklarını söyleyen Nagel, “Tüm dünyayı etkileyen suprime krizi Orta Avrupa’yı vurdu, Türkiye ve Yunanistan'ı vurmadı. Türkiye'de finansman bulabiliyorsunuz, sadece dışardan değil içerden de bulabiliyorsunuz. Türk bankaları çok başarılı. Yatırım parası artık içeriden sağlanıyor. Devam edebilirsiniz. Türkiye'de yatırım fonu olacak ve bir sürü yatırımcıya fon verecek çünkü Türkiye'de yeterli yatırım var” şeklinde konuştu.
“Türkiye'de 2004 yılının Ağustos ayında finansman nasıl değişti, bir anekdotla anlatayım” diyen Nagel, “Commerzbank'tan bir yatırımcı ile Reina'da yemek yiyorduk. Yatırımcı, ‘Nagel burada neyin varsa satın alırım’ dedi. İşte bu Türkiye'de yatırımın patlamasıydı. Yatırımcılar, Arnold İstanbul mu dedi? Hemen İstanbul'a bakarlar, biz de onun yaptığını yapalım derler. O tarihten beri yatırımcı tusunamisi oldu. Ama ne yazık ki yeterli proje yok”
İMP Koordinatörü Hüseyin Kaptan:
“Desantrasyona hayır demek Türkiye ekonomisine çomak sokmaktır”
İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) Koordinatörü Prof. Dr. Hüseyin Kaptan da, Türkiye'de büyük metropollere iş göçünün devam ettiğini söyledi. Sanayi alanları ve yasa dışı 8 milyon nüfusun su havzalarında bulunduğuna dikkat çeken Kaptan, “Küçükçekmece havzasından vazgeçtik. Bu bizim gelecek kuşaklara hiçbir şekilde anlatamayacağımız büyük bir şehircilik hezimetidir. Ekoloji ve ekonomi savaşında aslında hem ekoloji hem de ekonomi büyük mağlubiyet içinde” dedi.
Türk sanayi nüfusunun yarısının İstanbul Gebze ve Çorlu bölgesinde bulunduğunu, bunun bir geminin yanlış yüklenmesi gibi riskli bir iş olduğunu ifade eden Kaptan, “İstanbul Sanayi Odası (İSO) bizden 7 bin hektar yeni sanayi alanı istedi, tek tek firmalar da 4 bin hektar alan talebinde bulundu. Buna hayır demek ulusal ekonomiye çomak sokmak kadar riskli. Bu nedenle sanayi desantrasyonu, uzun vadede Türkiye genelini hedef alan stratejilerin geliştirilmesi vazgeçilmezdir” diye konuştu.
İstanbul Çevre Düzeni Planı’nı hazırladıklarını belirten Kaptan, şimdi de 1/25.000, 1/5.000’lik fiziki planları hazırladıklarını söyledi. Stratejik planın 4 temel hedefi bulunduğunu anlatan Kaptan, bunların, ekoloji, sanayi desantrasyonu, İstanbul’un tek merkezlilikten kurtulması, ulaşım ve dönüşüm projeleri olduğunu kaydetti. Kaptan İstanbul çevre planının yargıya takılmasının içerikle ilgili olmadığını savunarak, “İstanbul Çevre Düzeni Planı imzalarla ilgili sorunlar yüzünden yargıdan döndü. Plan geçerliliğini korumaktadır” diye konuştu.
“İstanbul coğrafyası ancak 16 milyon nüfusu taşıyabilir”
İstanbul coğrafyasının ancak 16 milyon nüfusu taşıyacağını düşündüklerini ifade eden Kaptan, “İstanbul'un kendi metropolü 12 milyon, batı ve doğuda iki metropolitan alan da 4’er milyon olacak. Metropolitan bölge 20 milyon olacak” dedi.
Kaptan, İstanbu’la her sene 400 bin kişi geldiği düşünüldüğünde Cumhuriyetin 100’üncü yaşında İstanbul'un nüfusunun 25 milyon olacağına dikkati çekti. Hüseyin Kaptan, bundan sonra sadece batıda 2 milyon kişilik yerleşim alanı öngördüklerini, doğuda yeni yerleşim alanı öngörmediklerini kaydetti.
|