BR>
Mekan -
sanat eseri dengesi
Sanat eserlerinin otellerde kullanımının
evrimine değinen İsvan, günümüzde sanat eserlerinin boş duvarları doldurmak için
kullanılan bir öğeden fazlası olduğuna, tasarımın ön plana çıkmaya başlamasıyla
birlikte, artık ‘dizayn’ oteller şeklinde bir kategori oluştuğuna dikkat çekti.
Tasarımın ön planda olduğu mekanlarda, sanatın işin içine girmeye başladığını
belirten İsvan, en azından ortak alanlarda, odak noktalarında gerçek sanat
kullanılmaya başlandığını belirtti ve ekledi:
“Eskiden otel iç mimarla
konuşurken sanat, kontratlarda bir iki cümleyle geçiyordu. ‘Zamanı gelince
alırız, seçimine biz de yardımcı oluruz’ diyorduk. Şimdi aynı zamanda bir
küratörle iş birliği yapmak, mekanın sanatsal halini bir noktaya getirmek,
felsefesini çizip stratejisini oturtmak, baştan bazı eserleri özel siparişle
yapmak, bazılarını hazır almak gibi konular konuşuluyor, sanat üzerine
konuşmalar daha uzadı.
Bizim endüstride sanat işin içine girmeye başladı
ve biz de yönlendirme yaparken, toplam ürünü müşteriye hissettirirken mutlaka
sanatsal öğeleri gerçek anlamında dokunabilecekleri, hissedebilecekleri,
koklayabilecekleri bir tümleç içinde sunuyoruz. Elbette bütçe açısından burada
çok geniş bir yelpaze var, sanat çok ucu açık bir konu, 1 ile 1 milyon arasında
değişebilir. Sıfırdan başlayıp, çerçevelerin içine ‘bir şey’ koymaktan bugüne
çok yol kat ettik, bütçeler çok arttı. ‘Sanat’ eskiden iç dekorasyonun bir
parçasıyken, bugün, otellerin bütçe kalemlerinden biri haline
geldi”.
Yönetmekte oldukları iç mimari işlerinde artık mekanın talepleri
olduğunu belirten İsvan, sanatın nerede, ne şekilde kullanmak istendiğinin proje
başında belli olduğunu, bu danışmanlıktan sonra mekan içindeki sanat eserleri
şekillendirildiğini dile getirdi. Bu durumdan memnuniyetini, artık bir vizyonun
var olduğunu ve bu vizyonun içinin zamanla dolacağını sözlerine ekledi. Mekan ve
sanat eserinin bir bütün olduğunu sözlerine ekleyen İsvan, sanat ve iç mimariyi
ayrılmaması gerektiğini ve iç mimarinin de bir sanat olduğunu
belirtti:
“Otellerin yanı sıra yurt dışında bazı mekanlarda, kafelerde
geçici sergiler bile oluşturuluyor. Sanat galerisi ve restoranlar artık iç içe
olabiliyor, bu da ayrı bir konsept. Artık sanat hayatın bir parçası. Unutmayın
ki otellerde aslında mikro bir dünya yaratmaya çalışıyoruz, o minicik bir dünya
kendi içerisinde, birçok tür otel, özellikle full service otel dediklerimiz,
vinçle kaldırıldığında kendi başına yaşayabilen bir dünya olmalı. Dolayısıyla
dünyadaki tipik algılama spektrumunun çağrışımlarının hepsinden olması gerekiyor
ve sanat çok önemli bir yer tutuyor bu noktada. Bu da çok basit bir argüman
aslında”...
|