Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

“Mimarlık Bizi Koruyacak ama Doğadan Ayırmayacak”

Mimarlığın doğa ile olan ilişkisini anlatmak üzere Yapı-Endüstri Merkezi’nin davetlisi olarak İstanbul’a gelen Dominique Perrault, 6 Ekim 2011 Perşembe akşamı YEM Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilen konferans kapsamında oldukça yoğun bir ilgiyle karşılaştı. "Doğal&Yapay" başlıklı konferans kapsamında Perrault, Ulusal Fransız Kütüphanesi, Berlin

yapi.com.tr
“Mimarlık Bizi Koruyacak ama Doğadan Ayırmayacak”

Mimarlığın doğa ile olan ilişkisini anlatmak üzere Yapı-Endüstri Merkezi’nin davetlisi olarak İstanbul’a gelen Dominique Perrault, 6 Ekim 2011 Perşembe akşamı YEM Etkinlik Salonu’nda “Doğal&Yapay” başlıklı bir konferans gerçekleştirdi.



İlginin yoğun olduğu konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, Söz konusu etkinliklerin bütün bir mevsim boyunca devam edeceğini belirterek “daha nice konferanslarda buluşmak üzere” dedi.



Ulusal Fransız Kütüphanesi için mimarın işbirliği ile yaratılan mesh cephe malzemesinin üreticisi GKD ve Türkiye temsilcisi TÜR Group sponsorluğunda gerçekleşen konferansın diğer açılış konuşmacıları ise TÜR Group Kurucu Ortağı Şahika Kutsal ve GKD Kufferath Kardeşlerden Dr. Stefan Kufferath oldu. Kutsal, kurumsal misyonlarından bahsederken Kufferath üretmiş oldukları mesh cephe malzemesinden ve söz konusu malzeme aracılığıyla Dominique Perrault ile firma olarak gelişen ilişkilerinden söz etti.

Konferans konuşmasına başlarken üretim ve inşaat dünyasının mimarlık dünyası ile çok yakın ilişki içerisinde bulunduğunu belirten Dominique Perrault, konferans kapsamında “Doğal&Yapay” ilişkisi üzerinde duracağını aktardı. Bu kapsamda Danimarka’da gerçekleştirmiş olduğu bir çalışmaya vurgu yapan Perrault, mimaride duvar kavramı üzerine yoğunlaşarak, “Duvar, insanın insanlarla ilişkisinden söz eder ve bu ilişki otoriterdir, şiddetlidir ve ayırıcıdır” dedi.



Öncelikle Ulusal Fransız Kütüphanesi’ni bu perspektifle aktaran Perrault, mekanın duvarsızlığına dikkat çekerek “Buradaki proje hacim ile bağlantılı bir büyük boşluktan oluşuyor. Toprağın altında yer alan kütüphaneyi temsil eden bir boşluk bu” dedi. Proje kapsamında kullanılan malzemelerden de bahseden Perrault, boşluk kavramının mimariye kentsel bir nitelik ve demokratik bir anlam kazandırdığını belirtti.



Berlin Olimpik Parkı çalışmasını da aktaran Perrault, bu proje kapsamında doğada görünmeyen, kaybolan bir mimari yaratmak istediklerini anlatarak aynı zamanda bu proje kapsamında mahalleler arası etkileşim oluşturmak istediklerini de sözlerine ekledi. Bu projede kullandıkları inşaat tekniklerinin ve malzemenin çok önemli olduğunun altını çizen Perrault, kendisini ilgilendiren temel konuyu “mimarinin bizi nasıl koruyacağı ama ayırmayacağı” şeklinde özetledi.

Bir sonraki aşamada Madrid “Magic Box” projesine yer veren Perrault, söz konusu Madrid Olimpik Tenis Merkezi projesinin olimpiyatlar için gerçekleştirildiğini anlattı. Bu projede amacın bir “zarf” inşa etmek olduğunu belirten Perrault, projede kullanılan malzemelerin “Magic Box” etkisi yarattığını şu sözlerle aktardı; “Bu projede ‘Magic Box’ metal bir perde gibi görev görüyor. Gündüz mekanın içinde bulunan insanlar dışarıyı görebiliyorlar ancak dışarıda bulunan insanlar mekanın içini göremiyorlar. Gece ise tam tersi bir durum söz konusu oluyor”.



Madrid’de bulunan Arganzuela Yaya Köprüsü’ne de sunumunda yer veren Perrault, Madrid Belediyesi’nin nehrin kıyısında bulunan otoyolları yerin altına alma kararıyla ortaya çıkan boş kamusal alanların değerlendirilmesine yönelik geniş çaplı projeler geliştirildiğini bu kapsamda da Arganzuela Yaya Köprüsü projesini gerçekleştirdiklerini söyledi. Perrault, bu kapsamda “kent dokusuna cerrah gibi müdahale” ettiklerini ve köprünün kent sakinleri tarafından “salon” olarak adlandırıldığını da sözlerine ekledi.



Kanarya Adalarına bağlı Tenerife için geliştirdikleri projeyi de aktaran Perrault, mevcut plajın yapay bir şekilde oluşturulduğunu kendilerinin de bu yapay oluşumdan yola çıkarak bir öneri proje geliştirdiklerini belirtti. Bu kapsamda topografyası yine yapay bir şekilde değiştirilmiş tepe için bir otel projesi ürettiklerini anlatan Perrault, bu şekilde tepenin orijinal şeklini otel ile vermeye çalıştıklarını ifade etti.



Son olarak Ewha Seul Üniversitesi Kampüsü projesini izleyicilerle paylaşan Perrault, burada temel hedeflerinin bir kentsel buluşma mekanı oluşturmak olduğunu ve “kenti üniversitenin içine taşımayı” hedeflediklerini belirtti. Bu bağlamda peyzajı yeniden inşa etmeyi hedeflediklerini anlatan Perrault, öğrencilerin kısa zamanda bu yenilikleri benimsediğini de sözlerine ekledi.



Perrault, bir mekanı kurgularken onun özelliklerini kullanmanın önemine vurgu yaptı ve “Toprak bizi besler” diyerek konuşmasını tamamladı.

ETİKETLER: firma kent
http://www.yapi.com.tr/haberler/mimarlik-bizi-koruyacak-ama-dogadan-ayirmayacak_89320.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!