b>Mimar Sinan’ın Kayseri’nin Ağırnas beldesindeki evi restore edilirken yeraltı kenti bulundu.
Geçmişiyle ilgili net bir tahmin yapılamayan gizli şehrin yaklaşık 4 bin metrekaresine ulaşılarak temizlendi. Restorasyon çalışmalarını yürüten Güntaş firmasının proje sorumlusu Nüvit Bayar, 2 yıldır süren titiz çalışmayı bu ay sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını söyledi.
Mimar Sinan’ın evinin dışarıdan bakıldığında 2 katlı bir bina gibi göründüğünü anlatan Bayar, tamirat sırasında farklı bir dünya ile karşılaştıklarını belirtti. Yüksek mimar Bayar, Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas beldesindeki evin durumunu şöyle özetledi: “Evin altında yiyecek deposu ve ahır olabileceğini düşünüyorduk. Ancak, buraların bir yeraltı kentinin bölümleri olduğunu tahmin etmezdik. Restorasyon sırasında tesadüfen bulduğumuz yeraltı kenti, zeminin birkaç metre altında başlıyor ve 2 kat derine iniyor. Kapadokya’daki yeraltı yerleşimlerini andıran birbirine geçen bölümler var. Demir atölyesi ve güvercinlik gibi her bir bölümde muhteşem yapılar ortaya çıktı. Küçük ibadet yerleri olduğunu biliyoruz; ama bunlara ulaşamadık. Yeraltı kentinin geçmişinin bin 600’lü yıllara dayandığını tahmin ediyoruz. Ama arkeolojik araştırma yapılması gerekir.”
Ağırnas Belediye Başkanı Mehmet Osmanbaşoğlu da yeraltı kentinin Turan, Gesi, Zincidere gibi çevre beldelerle bağlantılı olabileceğini savundu. Mimar Sinan’ın evinin aydınlatma tesisatı ile iç tefrişatı için yeniden ihale düzenleneceğini ifade eden Osmanbaşoğlu, “Kültür ve Turizm Bakanlığı restorasyon için 550 milyar lira harcadı. Kayseri Valiliği’nin de büyük yardımlarını gördük. Bu katkıların artmasıyla beldemizdeki tarih yeniden canlanacaktır.’’ dedi.
Evin altından 2 katlı yeraltı şehri çıktığını ifade eden Osmanbaşoğlu, birbirine geçen odalar şeklinde devam eden yapının tamamen temizlenemediğini vurguladı. Bazı bölümlerin toprakla dolduğuna işaret eden Mehmet Osmanbaşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunları açtığımızda iki kat daha aşağıya gideceğimizi tahmin ediyoruz. Yeraltı şehrinin Roma, Bizans ve Selçuklu dönemine ait olduğunu, diğer taş yapılarının Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde inşa edildiğini sanıyoruz.”
|