Metrobüste Lakerda Gibi Dizilmiş Yolcular
Dün, metrobüsle ilgili gözlemlerimi yazmıştım. Bugün söz, metrobüsü mecburen ya da deneme amaçlı kullanan okurlarımda. Şikâyetler, umarım ilk günlerin aksaklıklarıdır ve kısa sürede çözüm bulunur.
Dün, metrobüsle ilgili gözlemlerimi yazmıştım. Bugün söz, metrobüsü mecburen ya da deneme amaçlı kullanan okurlarımda. Şikâyetler, umarım ilk günlerin aksaklıklarıdır ve kısa sürede çözüm bulunur. Ata Yatırım’dan Özgür Kalyoncu diyor ki: “Okulların açıldığı gün, trafiği daha da yoğunlaştırmayayım diye, arabamı evde bırakıp servisle işe gittim. Akşam da metrobüsü kullanayım dedim ve Zincirlikuyu’dan bindim. İlk durak olduğu için iyi yer tuttum, fakat daha 2. durakta otobüs öyle tıka-basa doldu ki... Geçenlerde bir gazetede Çin’de balık istifi doldurulan otobüslerin fotoğrafları vardı, aynı o şekilde! Sonraki duraklarda da yığılmalar yaşandı. Sürüyle insan vardı duraklarda. Vatandaş o kadar beklemiş ki, otobüs gelir gelmez 25 santimetre kare bile görse, kendini oraya sığdırmaya çalışıyordu. Tabii otobüste tartışmalar oldu. Bunca yükü kaldıramayan otobüs ise çok ağır gidebildi. Zincirlikuyu-Avcılar 38 dakika deniyordu, ama ben Ataköy’e 45 dakikada varabildim.” Ne konforlu, ne insani Beşiktaş’tan yazan üniversite öğrencisi İlker Aykurt‘un yakınması da aynı doğrultuda. Tek fark, Aykurt’un o hattı kullanmaktan başka seçeneğinin bulunmaması ki bu da yeterince vahim! “Ben 23 yaşında, 5 yıllık bir İstanbulluyum. Marmara Üniversitesi’ni
bitirdim; bu yıl yüksek lisansa başlıyorum. Dünkü yazınız ‘Siz bir de bana sorun
Meral Hanım!’ dedirtti. Durum, uzaktan görüldüğü kadar konforlu ve insani değil.
Metrobüs hattının uzamasıyla beraber E-5’teki birçok otobüs hattı kaldırıldı. Bu
yüzden de sizin gibi özel araçlarıyla ulaşımlarını sağlayanlar ilk etapta biraz
rahatladılar; fakat kaldırılan otobüs hatlarını kullanan kişiler, metrobüsü
kullanmak zorunda bırakıldılar. Bu da metrobüsün kapasitesinin üstünde
çalışmasına neden oldu. Birbiri ardına geçen boş metrobüsler dörtlülerini yakmış, birer itfaiye aracı edasıyla seyrederken, duraklarda durmuyorlardı. 2-3 dakikada bir gelen metrobüsler de ağzına kadar doluydu. Bir sonraki metrobüs daha az yoğun olur düşüncesiyle, güneşin altında tam yarım saat nafile bekledim. Benim gibi düşünmeyen insanlar, metrobüsün zorla açılan kapısının dibinde konuşlanmış ve bir önceki durakta zorla bindiği her halinden belli olan yolcuları saygısızca iterek, kendilerine yer bulmaya çalışıyorlardı. Velhasıl Ömür-İncirli metrobüs durağından Zincirlikuyu’ya varmam 50 dakikayı aştı. Bu süreçte laçkalaşan sinirlerimle Balmumcu trafiğinde otobüse binmeyi göze alamayıp, yorgun-argın Beşiktaş’taki evime kadar yürüdüm. Sizler kış aylarında metrobüsün 3. etabının inşaatıyla boğuşurken, bizler de metrobüste lakerda gibi dizilmiş yolcular olarak, yanımızdaki yolcunun hapşırmaması ya da solunum yoluyla herhangi bir rahatsızlığının bize bulaşmaması için cebelleşeceğiz gibi görünüyor. Ne ben, ne de o metrobüse binmek zorunda bırakılan diğer İstanbullular, bu şekilde muamele görmeyi, kesime giden koyunlar gibi taşınmayı hak etmiyoruz! Ve bunun bizlere sunulmuş birer nimet gibi lanse edilmesini de hazmedemiyorum. O otobüsler, bizim ödediğimiz vergilerle alınmıyor mu?” |