Çubuk Çayı ile birleşerek
Ankara Çayı’nı oluşturan Hatip Çayı, ülkemizde
son aylarda yaşanan ve onlarca kişinin ölümüne neden olan sel felaketlerinin
ardından yeniden gündeme geldi. Hatip Çayı’nın geçtiği güzergâh içinde yüzlerce
gecekondu bulunuyor. Çay; evlerin yanı sıra okullar, parklar, öğrenci yurtları
ve işyerlerinin de arasından geçiyor. Olası bir sel felaketi karşısında
yapıların sular altında kalmasına neden olacağı, bunun da onlarca ölüme yol
açacağına dikkat çekiliyor. Birçok atığın döküldüğü çay, evlerle iç içe olması
nedeniyle de yurttaşların sağlığını tehdit ediyor.
Öte yandan Hatip Çayı’nın yaklaşık 300 metre uzaklığında yükselen iki blok
dikkat çekiyor. Mahkemenin Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi
hakkında yürütmeyi durdurma kararına karşın inşaatın sürmesi soru işaretleri
yaratıyor. Derbent Mahallesi Muhtarı Nazım Karahan da, Mamak
Belediye Başkanlığı’na verdiği dilekçede, “Belediyeniz sınırları içerisinde
bulunan Üreğil Mahallesi’nde, Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında
bakanların katılımı ile temeli atılan inşaatın ruhsatsız ve dere yatağı olarak
nitelenen bölgede inşa edildiği yönünde bilgiler almaktayız” diyerek, “Bu
kapsamda devam eden inşaatın; hangi kurum ve kuruluş tarafından hangi yolla
(ihale vs.) yapıldığı, yapılan inşaata ruhsat verilip verilmediği, inşaat
ruhsatsız ise bu inşaatı yapanlar ile ilgili olarak yasal işlem yapılıp
yapılmadığının, inşaatın dere yatağında bulunup bulunmadığı yönünde bir inceleme
yapılıp yapılmadığı, son yaşanan sel felaketlerinden sonra bu yönde bir inceleme
yapılıp yapılmayacağı” sorularını yöneltti.
Bölgeyi yakından tanıyan isimlerden Mamak Belediye Meclisi’nin CHP’li üyesi
Yusuf Sağlık, Hatip Çayı yatağının mutlaka ıslah edilmesi
gerektiğini söyledi. Bunu iki nedene bağlayan Sağlık, “Birincisi çok yoğun bir
koku ve kirlilik sorunu yaşanıyor. İkincisi de Ankara’da çok fazla yağış olursa
sel felaketi yaşanır. Burası yaklaşık 10 mahalleyi ilgilendiriyor. Hatip
Çayı’nın geçtiği hat kırmızı alârm veriyor. Onun için de Büyükşehir Belediyesi
yetkililerinden Hatip Çayı’nın ıslah edilmesini istiyoruz. Oradaki gecekondu
sahiplerinin evlerinin de hakkaniyetli bir şekilde daha iyi yerlere taşınması
gerekiyor. Islah edildikten sonra zemin oturulacak şekilde olursa buralara da
yerleştirilebilir” görüşünü dile getirdi. Öte yandan Hatip Çayı’nın taşma riski
karşısında bölgede oturan yurttaşlar da endişeli. Bölge sakinlerinden Katibe
Toprakçıoğlu, “Korktuğumuz zamanlar oluyor. Yarın bir gün dere taşarsa bütün
evler su altında kalır. Bizim ev ikinci katta ve üzerine çıkarız ama diğerleri,
dipteki evlerin hali kötü... Çayın etrafı çevrili olsa daha iyi olurdu. Çocuklar
var. Dereye düşme tehlikesi ile karşı karşıyalar” dedi.
75 yaşındaki Elif Yılmaz ise belediyenin evlerini istediğini
ancak kendilerinin bunu ucuza vermek istemediklerini kaydetti. Yılmaz, “Tepedeki
yerlerde buralarda 200 lira. Biz evimizi vermiyoruz, vermeyeceğiz de. Değerini
versin. Sivri sinekten duramıyoruz. Kiracı da gelmiyor evler yıkılacak diye.
İnsanlarda enkazların korkusu var. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Buraları yıktılar
ama enkazları kaldırmadılar. Buraları yaparken ne çileler çektik. Halimize bir
bakın. Buraları iki sefer sel bastı. Kömürlüklere su doldu. Ondan önce de sel
basmış” diye konuştu.
‘Başbakan’ı yetkilerini uygulamaya davet ediyoruz’
Mamak Barınma Hakkı Bürosu Sorumlusu Candaş Türkyılmaz ise
Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 15 Temmuz 2009’da Yeni Mamak
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi’nin yürütmesini durduğuna dikkat çekti.
Anakent Belediyesi’nin Dikmen Vadisi Projesi’nde mahkeme kararına uyduğununu
ancak Mamak’ta projenin durdurulmasına karşın inşaata devam ettiğini kaydetti.
Türkyılmaz, “İnşaat ruhsatsız ve kaçak. Tabelası bile yok. Mamak Belediyesi’nden
izin alınması gerekiyor” dedi. Türkyılmaz, şunları kaydetti:
“Mahkeme kararı olmasına karşın belediye bu karar yokmuş gibi davranıyor.
İnşaatlar halen devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan, ‘dere yataklarına konut yapılamaz. Yapılan konutları yıkacağız’ dedi.
Biz buradan Başbakan’ı Anakent Belediyesi’nin yaptığı inşaat nedeniyle
yetkilerini ve sorumluluklarını uygulamaya davet ediyoruz. Televizyonlarda
konuşmak yetmiyor, icraatlarını burada görmek istiyoruz.”
Kentsel dönüşümün yapıldığı bölgenin sonlarına doğru Mavi Göl adı altında
Bayındır Barajı’nın bulunduğuna dikkat çeken Türkyılmaz, barajın taşması
durumunda da buradaki evlerin su altında kalacağını belirtti. Hatip Çayı’nın
yaklaşık 20 mahallenin yağmur ve atık sularının aktığı bir yer olduğunu kaydeden
Türkyılmaz, ciddi bir selde belediyenin buradaki evleri kurtarma imkânının
olmadığını söyledi. “Mamak’ta ranttan değil halktan yana bir dönüşümden yanayız”
ifadesini kullanan Türkyılmaz, “Hatip Çayı ve yapı yasaklı alanların çok fazla
olması nedeniyle burası için dönüşüm şart. Burası dere yatağıdır. Burada yapı
yapılamaz. Buranın sağlıklı hale getirilmesi için ileriki yıllar düşünülerek bir
proje geliştirilmesi gerekiyor. 10 yıl sonra sel bastığı zaman o dönemki
belediye başkanı mı bu kararı almış diyeceğiz? Ama biz burada vatandaşız ve bu
sorunu biz yaşayacağız. Bugün İstanbul’da dere yataklarına barınmak için ev
yapan insanlar suçlanıyor. Oradaki suçlular onlara izin veren belediyedir. Hangi
partiden olursa olsun” değerlendirmesini yaptı. Kentsel dönüşüm projesinin
sadece belediye yetkilileriyle yapılmayacağını dile getiren Türkyılmaz, bunun
yurttaşlarla, mimarlarla, şehir plancılarıyla oturulup aynı masada
gerçekleştirileceğini vurguladı.
|