b>Maden Kanunu Tasarısı, TBMM’de 3 yıldır süren görüşme trafiği sonucunda nihayet yasalaştı.
Madencilik faaliyetlerinin teşvik edilmesini öngören yasaya göre ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için devlet hakkının yüzde 50’si alınmayacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Genel Kuruldaki görüşmelerde yaptığı konuşmada, Türkiye’deki milli zenginliklerin yeterince kullanılmadığını, bu kaynakların mutlaka ekonomiye kazandırılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Kabul edilen yasaya göre, çevre ve insan sağlığına zarar verdiği tespit edilen madencilik faaliyetleri, gerekli tedbirler alınıncaya kadar durdurulacak. Maden arama faaliyetleri, kanunda sayılanlar dışında herhangi bir izne tabi olmayacak. Madencilik faaliyetleri, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılacak. Madene ilişkin beyanlardaki hata ve noksanlıklar, uyarıdan itibaren 2 ay içinde düzeltilecek. Bu sürede düzeltme yapılmazsa teminat irad kaydedilecek.
Ruhsat sahibi tarafından sevk fişi olmadan maden sevk edilmesi durumunda cevherin ocak başı üretim fiyatının 3 katı kadar ceza kesilecek. Madenlerden grubuna göre ocak başı satış tutarının yüzde 2 ve yüzde 4 oranında devlet hakkı alınacak.
Yasa, madenler için buluculuk hakkını düzenliyor ve yıllık ocak başı satış tutarının yüzde 1’i kadar buluculuk hakkı ödenmesini öngörüyor. Yasa, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün herhangi bir ruhsat veya izne gerek kalmadan, madencilik yapılabilecek bütün sahalarda arama yapmasına izin veriyor. Bor tuzunun bir milyon 785 bin hektar olan ruhsat sahalarının rezervi 5 yıl içerisinde Eti Holding tarafından belirlenecek. Bor aranırken, bulunan diğer grup madenler özel sektörün işletmesine verilebilecek. Yasada, maden suları, ılıca ve kaplıcalara verilmiş işletme imtiyazı sürelerinin 20 yıla kadar uzatılabileceği de öngörülüyor. Devlet hakkı olarak da yıllık cironun yüzde 1’nin alınması hükme bağlanıyor.
|