br />
Arif Ali Cangı / Çevre hukukçusu
Ekolojik hukuk yaratılmalı
Yapılan araştırmalar, küresel iklim değişikliklerinde en büyük etkenin insan
faaliyetleri olduğunu gösteriyor. En önemlisi de petrol, taş kömürü, doğalgaz
gibi fosil kökenli yakıt kullanımında ısrar edilmesi. Türkiye’nin Kyoto’ya
katılması şu aşamada bir yükümlülük getirmiyor. Şunu da hatırlamakta fayda var.
Avrupa Birliği tüm üyelerine Kyoto Protokolü’ne taraf olma zorunluluğunu
getirdi. Türkiye’nin Kyoto’ya taraf olmasını zorlayan da bu gelişme aslında.
Kyoto Protokolü sera gazı emisyonunun kontrolü için şu anda var olan tek
uluslararası sözleşme olması itibarıyla önemli. Ancak dünyada en fazla sera gazı
üreten ABD’nin henüz tam olarak taraf olmaması, Kyoto Protokolü’nün de küresel
iklim değişikliğini önleme konusunda etkili olamayabileceği şüphesi yaratıyor.
Diğer yandan, Kyoto Protokolü için, karbon ticareti, karbon vergileri ile
küresel iklim değişikliğinin de piyasalaştırıldığı, dolayısıyla neo-liberal
havadan başka bir şey olmadığı eleştirisi de var.
İnsanlık, canlı yaşamını tehlikeye atan kalkınma politikalarından
vazgeçmediği sürece Kyoto Protokolü de sorunu çözmeye yetmeyecek. Sorunun çözümü
için ‘daha fazla kâr’ amacından vazgeçilmeli, tüketim doğanın ürettiği seviyeye
indirilmeli. Kapitalist Pazar Ekonomisi ile bu olası değil. Küresel düşünüp,
yerel hareket etmeli, doğayla uyum içinde bir yaşamın kurallarını oluşturacak
Ekolojik Hukuku yaratacak yeni politikalar geliştirilmeli. Politikaların
ürettiği hukuk, yaşamsal risklerden korunmayı sağlamalı. Çünkü yaşamın sürmesini
sağlamak için bunu yapmak zorundayız.
|