ODE Yalıtım, Nisan ayında Yapı-Endüstri
Merkezi’nde (YEM) düzenlenen, yalıtım sektörünün önemli ve prestijli
organizasyonlarından Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde, 40
milyon dolarlık camyünü yatırımıyla "Yılın Yatırımı"
kategorisinde ödüle layık görüldü.
"Başarılarımızın böylesi önemli organizasyonlarda takdir bulması
gücümüze güç katıyor ve bizi daha da motive ediyor" diyen ODE Yalıtım
Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Çorlu’daki yeni yatırımlarını ve
yalıtım sektörünün şu an içinde bulunduğu durumu anlattı.
Bu yıl Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde "Yılın
Yatırımı" ödülünü aldınız. Ödülle ilgili düşüncelerinizi alabilir
miyim? Kazandığımız ödüller sorumluluğumuzu artırıyor ve bizi daha
fazla kamçılıyor. Ödülün hakkını vermek için daha fazla çalışmamız gerekiyor.
Diğer taraftan bütün gözler üzerimizde olduğu için hata yapma lüksümüz de yok.
Geçen sene aldığımız ödülden sonra çalışma arkadaşlarıma, "Bundan sonra hata
yapma lüksümüz yok. Daha az hatayla, daha çok iş yaparak farklı kulvarlarda aday
olmamız gerekiyor" demiştim. Bu sene kazandığımız ödül de yaptıklarımızın
doğruluğunu tescilliyor.
Kriz ortamında 40 milyon dolarlık yatırım yapmak cesaret
istiyor olsa gerek... Evet, bu şartlarda 40 milyon dolarlık yatırım
yapmak, büyük bir yürek gerektiriyor. Ama genellikle bizim yatırım yaptığımız
zamanlar hep kriz dönemleri olmuştur. Bugün ODE, krizde büyüyen firmalar
arasındadır.
Çorlu’daki camyünü tesisinizden biraz bahseder
misiniz? Çorlu’da hem metrekare, hem de ürün çeşitliliği açısından
Ortadoğu ve Balkanlar’ın ikinci büyük camyünü tesisini kurduk. Bina zaten
mevcuttu; sadece ufak tadilatlar yaptık. Yani bina hariç 40 milyon dolarlık
yatırım yaptık. Bu tesiste levhadan camyününe kadar geniş bir yelpazede üretim
yapacağız. İlk üretimimizi 29 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirdik. O günden bu
zamana geçen kısa süre içinde yaklaşık 14 ülkeye ihracata başladık. Şu anda
istediğimiz kapasitede olmasa da gittikçe hız kazanıyoruz. Bugün sektördeki
büyük oyuncular arasında, yüzde yüz Türk sermayesi olan nadir firmalardan
biriyiz. Türk Yalıtım Sektörü’nde iyi bir markamız var artık. Ancak bu bize
yetmiyor. Önümüzdeki süreçte bölgesel güç olmayı hedefliyoruz. Daha sonra da
global bir marka yaratmak istiyoruz. Romanya’da düzenlenen ödül töreninde de
yatırım ödülü almak istiyorum.
Yalıtım sektörünün şu anda içinde bulunduğu durumu
değerlendirir misiniz? Yalıtım sektörü gittikçe kimlik kazanmaya
başladı. 90’lı yılların başında İZODER’i kurmaya çalışırken, altı kişiyi zor
bulmuştum. Bugün bakıyorum İZODER’in 16 profesyoneli var. Bizden önce 3-4
üreticinin tekelindeydi bu sektör. Şimdi bu tekel de kırıldı. Yabancı sermaye
Türkiye’ye geldi, sektördeki oyuncu sayısı arttı. Ancak yine de hâlâ yetersiz.
Önümüzdeki süreçte kapasite problemlerimiz olacak. Biz bugün krizin ortasında
kapasite problemi yaşıyoruz. Rakiplerimize göre daha iyi çalışıyoruz, daha
aktifiz; markamız, dağıtım kanallarımız, insan kaynağımız iyi... Bütün bunlar
bir araya gelince bir sinerji oluşuyor ve biz bugün kapasitemizin yetmediğini
konuşuyoruz. Herkesin krizden öldük bittik dediği bu dönemde, biz kriz
sonrasında neler yapabiliriz buna bakıyoruz.
Yalıtımın ekonomiye katkısı nedir? Yalıtımın
ekonomiye katkısını artık tartışmak bile istemiyorum. Enerji fiyatları ortada...
Geçen sene bir varil petrol 150 dolara kadar çıktı. Bir yandan küresel ısınma
tehdidi var. Artık yalıtım sektörü bir kimlik kazanmış durumda. Olması gereken
hızla da devam edecektir. Ben önünün açık olduğuna inanıyorum. Henüz yolun
başındayız ve daha yapacak çok işimiz var. Türkiye’de yalıtım, çağdaş
ülkelerdeki tüketim miktarlarına paralel hale gelirse, zaten kimsenin kapasitesi
yetmeyecek. Bir ülkenin çağdaşlık derecesi, yalıtım malzemesi tüketimine
bağlıdır. Ancak bizim pek çağdaş bir ülke olduğumuz söylenemez. Şu anda bazı
Avrupa ülkelerinin onda biri kadar yalıtım malzemesi
tüketiyoruz.
|