Konya'nın Kuyusunu Kazıyorlar
Konya'da 67 bin adet kaçak 27 bin adet ruhsatlı olmak üzere 94 bin adet su kuyusu (sondaj) bulunuyor. Jeolojik yapısı yeraltında birbirine bağlı küçük su kanallarından oluşan Konya'da giderek artan aşırı ve bilinçsiz su kullanımı bu kanallardaki suyun çekilmesine ve giderek büyüyen boşlukların ise zamanla göçmesine neden oluyor. Konya'da yeraltı
"Korkumuzdan tarlaya giremiyoruz. Hasat yarım kaldı. 5-6 tarlaya hiç giremedik bile. Bu tarlaları ekmekten bile vazgeçebiliriz." Türkiye'nin tahıl ambarı Konya'da tarlasında 70 metre çapında, 80 metre derinliğinde göçük (obruk) oluşan Karapınarlı çiftçi Abdullah Yarımoğlu, kaçak sulama nedeniyle ortaya çıkan tehlikeyi bu sözlerle anlatıyor. 3 milyon hektar tarım alanı ile Türkiye'nin önemli üretim havzası olan Konya'da son iki yılda 10 ayrı bölgede 30'a yakın obruk oluşurken Karapınar ilçesinde yaşayanlar obrukların giderek ilçe merkezine yaklaşmasından endişe ediyor. Konya'da 67 bin adet kaçak 27 bin adet ruhsatlı olmak üzere 94 bin adet su kuyusu (sondaj) bulunuyor. Jeolojik yapısı yeraltında birbirine bağlı küçük su kanallarından oluşan Konya'da giderek artan aşırı ve bilinçsiz su kullanımı bu kanallardaki suyun çekilmesine ve giderek büyüyen boşlukların ise zamanla göçmesine neden oluyor. Konya'da yeraltı sularının yüksekliği her yıl 4 metre azalıyor. Uzmanlara göre bölgede 2007 yazında yaşanan büyük kuraklık kaçak su kuyusu sayısını katladı. Kuraklıkla birlikte yerüstü sulama sistemlerinin yetersiz kalması çiftçiyi kaçak sondaja yönlendirdi. Kuyuların ağırlıkla kaçak olmasının nedeni ise ruhsatlı kuyulara göre daha az
maliyetle açılabilmesi. Ruhsatlı kuyular 20 ila 25 bin TL arasında bir maliyetle
açılabiliyor. Kuyuların açılması için gerekli izinler konusunda ise tek yetkili
merci Devlet Su İşleri. Buna karşın kaçak kuyular 7 ila 8 bin TL'ye
açılabiliyor. Devlet Su İşleri Bölge Müdürü Hacı Aksal, jeolojik yapısı
gereği yeraltı sularından yılda en fazla 1 milyar 670 bin metreküp su
kullanılması gerekirken, kaçak kuyularla birlikte bu rakamın 2'ye katlandığını
belirtiyor. Haksal, "Biz bu kullanım oranına emniyetli rezerv miktarı olarak
adlandırıyoruz. Ne yazık ki sulamadaki sorunlar nedeniyle kullanım oranı her
geçen gün artıyor" bilgisini veriyor. Toplam yatırım miktarı 5.6 katrilyon
lirayı bulan Konya Ovası Sulama Projesi (KOP) yörede umut
olarak görülse de Haksal, bu projelerin Konya'nın sulama ihtiyacının ancak üçte
birine cevap verebileceğine vurgu yapıyor. Bölgedeki kuraklığa önlem almak için
bu proje kapsamında, Göksu'dan yıllık 400 milyon metreküplük su takviyesi
yapılması planlanırken, Bağbaşı ve Mavi Tünel barajının yanı sıra sulama
şebekelerini revize edecek birçok projenin 2012'ye kadar tamamlanması
hedefleniyor. Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı H. Hüseyin Motuk, kaçak su kuyularının tek suçlusunun çiftçi olmadığını söylüyor. "Bugüne kadar sulama projeleri konusunda yeterli çalışma yapılmadı" diyen Motuk, göçüğün meydana geldiği Karapınar'da sözde arazi toplulaştırmasının yapıldığını ve ortak sulama sistemi oluşturulduğunu ancak dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan açık kanalet sistemi döşendiğini dile getiriyor. Motuk, "Aşırı su kaybına neden olan bu sistemle çiftçinin tarlasına 10 yılda 2 ya da 3 kez su verilmiştir" diyor. Sulama konusunda çaresiz kalan çiftçinin borç harçla kaçak sondaja başvurduğunu anlatan Motuk, "Su kanallarında su yoksa çiftçi ne yapacak, kendi çaresine bakacak. Öyle de oldu. Sonuç ortada. Tehlike giderek artıyor" diye devam ediyor: Konya kapalı havzasına yönelik acilen ciddi bir proje hazırlanması
gerektiğini söyleyen Motuk, "Arazi toplulaştırması bir an önce tamamlanmalı.
Bölgenin ürün haritası çıkarılmalı ve bugüne kadar politik nedenlerle göz
yumdukları kuyu sayıları mutlaka sınırlandırılmalı." Konya'nın Karapınar ilçesi Belediye Başkanı Mehmet
Mugayıtoğlu, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada Seyit Hacı, İnoba ve
Sırnık yaylalarında göçmeler olduğunu, Akkuyu Yaylası'nda oluşan obruğun
kendilerini iyice korkuttuğunu ifade etti. Mugayıtoğlu, şunları söyledi:
"Obruklar ilçeyi çevreliyor. Son 2 yılda 10 obruk oluştu. Son obrukta mısır
saplarının hasadını yapan biçerdöver, tarlada gece çalışsaydı ya da o sırada
tarlanın ortasında olsaydı göçükle birlikte 80 metre aşağı düşecekti.
Mugayıtoğlu, Karapınar ilçe halkının obruklara karşı dikkatli olmaları
gerektiğini vurgulayarak, yeraltından ses geldiğini duydukları ya da toprakta
hareketlenmeyi fark ettikleri anda yetkililere bilgi vermelerini
istiyor. Tehlike sadece Konya ile de sınırlı değil. Ege Üniversitesi Tarımsal Sulama
Bölümü Öğretim Üyesi Süer Anaç, Marmara'dan Ege'ye ve
Akdeniz'de İskenderun'a kadar uzanan kıyı hattının kaçak su kuyuları nedeniyle
başka bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Anaç, "Kıyı
bölgelerindeki obruk tehlikesi yok ama yeraltı sularına deniz suyu karışıyor.
Yakın bir gelecekte bu sular tuzlanma nedeniyle ne içilebilecek ne de sulama
kullanılacak" diyor. Gediz Havzası, Büyük Menderes, Küçük Menderes gibi önemli
tarım havzalarında tehlikenin ciddi boyutlara ulaştığını anlatan Anaç, kıyı
bölgelerindeki yeraltı suyu kullanımının tarımsal sulama ile sınırlı olmadığını,
turistik ve sanayi tesislerinde de kaçak kullanım konusunda sicilinin kabarık
olduğunu kaydediyor. Anaç, "Bu iş artık DSİ'nin kontrolünden çıkmış durumda.
Kaçak su kullanımının önüne geçmek için özel birimler kurulmalı" diye
konuşuyor. Konya'da meydana gelen göçükü incelemek üzere Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü, (MTA) bölgeye 3 uzmandan oluşan bir araştırma ekibi
gönderdi. Bölgede inceleme yapan uzmanlardan Jeomorfolog Dr. Lütfi
Nazik, nisan ayı içinde geniş çaplı bir araştırmaya başlayacaklarını
belirterek, bölgenin risk haritasını oluşturacaklarını ve bölgede risk
haritasına göre önlem alınacağını söyledi. Nazik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karapınar bölgesinde obruk sayısı her geçen gün artmaktadır. Biz bölgede kısa
bir inceleme yaptık. Geniş çaplı araştırmamıza nisan içinde başlayacağız. Obruk
oluşumunun önüne geçemeyiz. Bu yüzden yapacağız araştırmamız ile obruk risk
haritasını oluşturacağız. Obruk oluşabilecek alanları belirleyip, o alanda
yaklaşık 100 metre genişliğinde önlem alınacak. Önümüzdeki yılda Konya
Havzası'nın tamamını tarayacağız." Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk deniyor. Ovadaki yeraltı sularının aşındırdığı toprak katmanının çökmesiyle oluşan obruklar yer kabuğunun çoğu kez aniden çökmesiyle meydana gelir. Derinliği 250-300 metreyi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl bulunurken Türkiye'de İç Anadolu'nun güneyinde ve Toroslar'da yaygın olarak obruklar görülüyor. |
-
sayın yönetici ve bu sayfayı hazırlayan değerli arkadaşlar. dünyanın her tarafında su sıkıntısı yaşanırken yasamın en değerli varlıklarında biri olan su... biz bu varken neden kullanmayalım... bırakın 100 metre 200 metreden diğer milletler bu suyu ararken siz neden tarımın önünü kesmeye çalışıyosunuz, diğer ülkelerde su yok, su varsa toprak yok bizde bunların hepsi varken neden bunları böyle körlüyorsunuz? YANITLA