Konutun Bilimsel Olmayan Kısa Hikayesi
/P> Biliyorsunuz 1930'lar Türkiye'sinde ölçekler ve sayılar küçük ama insanlar değerlere saygılıydı ... Güzel ve sade evler, küçücük apartmanlar yapılıyordu. O günlerin mimarlarını ve bazı yabancıları saygıyla anıyorum. 1950'lerde göçler, kentlerin nüfusu, konut talebi ve üretimi ile her şey raydan çıktı... Biraz halkın, biraz kalfaların cehaleti, kötü malzeme, teknikerler, mühendisler ve mimarların düzeyi, oluşamayan bir kültürün aynasıydı ... Durum o kadar umutsuzdu ki, 1960'larda, konut çözümünü gecekondu üretiminin iyileştirilmesinde arayan dostlar oldu ... Devlet Planlama Teşkilatı konuta çözüm buldu. Toplu konut üretmek, düşük faiz, uzun vadeli kaynak sağlamak ... Ama bu tarifleri, yaşayan düzene nasıl oturtacağını bilemediği veya cesaret edemediği için etkili olamadı. Yalnızca ben, 2. beş yıllık planda yazılan düşüncelerin arkasının boş olduğunu bilmeden OR-AN şirketiyle ortaya fırladım. Sermaye ve teknoloji arkadan gelmediği için girişim istenen sonuca ulaşamadı ... Fakat MESA ve birkaç girişim de arkamızdan geldi. MESA büyük sorunları aştı ve birçok başka kuruluşa örnek oldu ... On yıl öncesinde Devlet kaynaklar (fonlar) sağlayarak toplu konut idaresini kurdu, Emlak Bankasını da yanına kattı ve sanıyorum büyük sayısal gelişmeler oldu. Devlet veya özel kesim, satabildiği sürece on-on beş katlı sıradanın sıradanı blokları sıralamaktadır ... İnşaat standardında epeyce yol alındığını itiraf edelim ve sevinelim. Ama tasarımda genelde 1930'ların düzeyinin çok altında olduğu tartışılamaz. Bu uzun yapıların tepesine tonozlar oturtmak veya uçlarını pahlamakla esasa ilişkin bir mesaj gelişmiyor ... Yatak odaları grubu ve banyosu, apartmanda yan cephede, evlerde üst katta,
gündüz grubu ve mutfağı apartmanda ön cephede, evlerde alt katta bütün çözümler
akraba ... Tüzel veya özel kuruluşların proje konusunda pek fazla dertlenmediği
çok açık. Ekonomi, teknoloji ve halkın şartlanmalarının ortak bir vasatta
buluşmalarını yakalamışlar, sayı arttırmak için gayret içindeler.
|