Konutun Bilimsel Olmayan Kısa Hikayesi
* Bu yazı, Mimarlık Dergisi'nin 261. sayısında (Ocak 1995) yayınlandı. Yaşadığım süreci aktarıyorum... GELENEKSEL KONUT Orta Anadolu, birkaç dönüm sebze, meyva bahçesi, ahırı, kümesi, bulunan yani
tarımsal işletmeye özenilmiş bir bahçenin cadde tarafında iki katlı küçük bir
konak veya ev irisi ... Altta, baharlarda yemek yenilen bir sota etrafında
misafir ve oturma odaları, mutfak ve yiyecek stoklarının bulunduğu 'izbe' var.
Üst katta büyük bir sofa "divanhane” ve etrafında kuşkusuz yatak odaları. ..
Selamlık, aradaki kapılar örülerek kiraya verilmiş ... Yazları bahçeye taşıyor, yatmak için içeri giriyoruz. Kışları oturma odasına doluşuyoruz. Yemeğin yarısı mutfakta, yarısı sobanın üzerinde pişiyor ... Pencere aralıklarına soğuğa karşı hamurla gazete kağıdı yapıştırılmış, kapısına halı asılmış, havalandırma diye bir şey yok. Oturuluyor, yeniliyor, yatılıyor... Dışarıda soğuk (ortalama -20°, belki daha düşük) bir tür hapis, ama başkasını bilmediğimiz için normal geliyordu bize ... Oturma odasının üç tarafında sedir, giriş tarafında yüklük ve dolaplar var.
Yüklükten şilteler alınıp sedirlere seriliyor, altından bir banyo çıkıyor, ama
suyu kovalarla ve ısıtılmış olarak taşınıyor ... Yüklük her odada var, evlilik
gereğinden sonra su dökünmeye yarıyor ... Yapının ilk katı çamur harçlı taş, üstü kerpiç örtü toprak dam ... Bugünkü anlamda mutfak, banyo ve hela yok veya her şey çok ilkel. Meksika'daki Azteklerin evleri de tıpkı bizim orta Anadolu ahırla birleşmiş köy evlerinin teknolojisi! İstanbul'un Süleymaniye semtinde de yaşadım. Küçücük bir bahçe ile yol arasına sıkışmış, bitişik düzen, üç kat, sofalar, odalar daha ufak, ahşap iskelet, gıcırdayan döşemeler, merdivenler, alt katta sokağa bakan oturma odaları ... Yatak üstte... Konfor düşük ... Bütün bu geleneksel evlerin zor yaşam koşullarına karşılık, gerek topluca gerek tek tek büyük bir güzellikleri vardır. Her yapı yapanın kendini yeni tasarımlar yapacak bir dahi zannetmediği, bir geleneğin parçası olmak bilgeliğinde olan usta veya kalfalar tarafından tekrarlamak yoluyla üretilmişlerdir. Buna bir geleneğin yorumu da denilebilir. Her şeyin çok az değiştiği bir toplumun şiirsel sonuçları ... Toprak evlerin, toprakla bütünleşen heykel formları ile, ahşap ağırlıklı evlerin zengin çizgileriyle resimleşen cepheleri ulaşılmaz güzellikler sergilemişlerdir.
|