Kentsel Dönüşümden Çok Kentsel...
En Fazla Konuta Para Harcadık
O Süre 10 Yıla Çıkıyor
Vatandaş Konutta Senede Yöneldi
Konut Alacaklar ve Kiralayacaklar...
Konutlar Mayısta Zamlandı
İstanbul-Ankara Makası Daralıyor
Konutta Lüks Kavramı Değişiyor
Pekdemir İnşaat’ın konutta “lüksü” yeniden tanımladığı yeni projesi Semt Kocaeli’ni konuşmak üzere projenin mimarı Cem Sorguç ve Pekdemir İnşaat Genel Müdürü Mert Pekdemir’le bir araya geldik. Pekdemir ve Sorguç, proje ile ilgili önemli bilgiler paylaşırken, konut sektörünün Türkiye’deki durumu ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Konutta lüks algısını değiştirme iddiasıyla Pekdemir İnşaat tarafından, Yahya Kaptan’a komşu Çayırköy'de geliştirilen Semt Kocaeli projesi, koruyla çevrili 34 bin metrekarelik alanda, yarım asırlık meşe ağaçlarını bulunduğu yerde koruyan bir mimari anlayışla tasarlandı. Semt Kocaeli projesinde öncelik binadan yana değil, doğadan yana kullanılarak sıra dışı ve özgün bir mimari tasarım hedeflendi. Semt Kocaeli’nin mimari tasarım özelliklerini, konutta yeni lüks kavramını, konut sektörünü ve yarım asırlık meşe ağaçlarının öyküsünü dinlemek üzere Pekdemir İnşaat Genel Müdürü Mert Pekdemir ve projenin ödüllü mimarı Cem Sorguç ile bir araya geldik. Pekdemir İnşaat’ın ilkleri Türkiye’nin ender firmalarından biri olduklarını ve aralıksız üç kuşaktır faaliyet gösterdiklerine işaret eden Mert Pekdemir, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Birçok ilde projeler yaptık; ama son 20 yıldır aktif olarak Kocaeli’nde proje yapıyoruz. Bu bölgede butik olarak faaliyet gösteren bir firmayız. 1944 yılından beri faaliyetlerimizle ilgili ciddi miktarda belge, araç ve gereçleri özenle müzemizde saklıyoruz. Kendi bölgemizde ilk defa kule vinç, hazır beton ve plastik pencere kullanan firmayız. Kullanıma sunulduğu yıllarda, tuğlaya alternatif olan, hafif, yüksek yalıtımlı ürün çok yadırganmıştı. Benimsenmesi yıllar alan bu ürünü Kocaeli’nde ilk kullanan firma biz olduk. Türkiye’de bile sayılı şirket, bu yeni ürünü denemeye zorlukla ikna olmuşken, 1968’de Türkiye’nin o dönem 7. büyük oteli olan Otel Asya inşaatında kullandık. Bu ürünü ilk kez uyguladığımız 1968 tarihinden tam 40 yıl sonra, 2008’de Villam 2 sitesiyle ürünün üreticisi Türk Ytong’dan uygulama ödülü aldık.” Mimar Cem Sorguç - Pekdemir İnşaat Genel Müdürü Mert Pekdemir Çalışanlarının iş güvenliği kadar halk güvenliğini de dikkate aldıklarını vurgulayan Pekdemir, bu duyarlılığı, bundan tam 23 yıl önce ilk “tüp tünel”e imza atarak ortaya koyduklarını söylüyor. Pekdemir, 1994 yılında Kocaeli’ndeki Soydan İş Merkezi’nin yapımı sırasında, halkın geçiş güvenliğini sağlamak için, inşaat etrafında tüp tüneller kullandıklarını sözlerine ekliyor. İstanbul ve Ankara dışına çıkıldığında müteahhit firmaların genelde çok basit çalışma düzenine sahip olduğunu ve fiyata acele karar verildiğini belirten Pekdemir, kendilerinin daha sofistike bir şekilde çalıştıklarına dikkat çekiyor. “Kocaeli’nde konut fiyatları düşük” Kocaeli’nin İstanbul’a çok yakın ve İstanbul’dan sonra en çok vergi veren il olduğunu söyleyen Mert Pekdemir, gelir seviyesi yüksek ve hatta ortalama gelir vergisinde İstanbul’u bile katlayan bir il olduğunu söylüyor. Buna rağmen konut fiyatlarının düşük olduğunu belirten Pekdemir, hatta birçok Anadolu kentinden bile düşük olduğunun altını çiziyor. Son dönemde fiyatı artırma çabalarının söz konusu olduğuna değinen Pekdemir, kendi firmalarından çok daha yüksek fiyata konut satan firmaların olduğunu vurguluyor. Konutta yeni lüks Semt Kocaeli projesinde “yeni bir lüks” kavramını ön plana çıkarmaya çalıştıklarını ifade eden Pekdemir; konutta lüksün standartlarını göz boyayan gösteriş yerine, yalın, çevreci, işlevsel, teknolojik ve yüksek kalite olarak yeniden tanımladıklarını vurguluyor. Tıpkı otomobilde olduğu gibi tüketicinin lüks algısının da çeşitlendiğini dile getiren Pekdemir, lüksü pahalı ve gösterişli olarak algılayanlara yönelik marka ve modellerin yanında, lüksü tasarım, kalite ve güvenliğin bütünleşmesiyle tanımlayan markaların, daha bilinçli ve seçkin bir tüketici kitlesine ulaştığını belirtiyor. Pekdemir; Semt Kocaeli Projesi’nde, sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan ortak paydalara sahip seçkin komşularla, doğayla bütünleşmiş, çeşitli spor olanaklarına sahip, sağlıklı, konforlu, huzurlu ve renkli bir sosyal yaşam tasarladıklarını sözlerine ekliyor. Bu proje ile yaptıkları tüm çalışmaları bir paket halinde sunmayı hedeflediklerini vurgulayan Pekdemir, “Bu projeyi fiyatlarken aylarca birçok danışmanla çalıştık. Birtakım fizibiliteler yapıldı, briefler hazırlandı, mimar Cem Sorguç ile çalışmaya karar verildi. Bunların toplamına isim koymak istedik ve bir paket içerisine bütünleştirmeye çalıştık” diyor. Müşteri Şikayet Sistemi “Türkiye İstanbul’dan ibaret” noktasına doğru hızlı bir gidiş olduğunu ve bunun da kırılması gerektiğine değinen Pekdemir, “Düzgün ve güzel şeyler yapmak gerekiyor, bu da her şeyin önüne geçer. Müşteri Şikayet Sistemi de bu yönde oluştu. Biz bu yöntemle binlerce şikayeti ele aldık ve bunlarla yüzleştik. Üç kuşaktır bu işi yapıyoruz ve bu şekilde olması gerekiyor. Bu para kaybettirecekse kaybettirecek. Mantık gereği de bunun para kazandırması lazım. Yol almamız için de farkı yaratmamız gerekiyor” diyor. Müşteri Şikayet Sistemi ile belki de sektörde bir ilki gerçekleştirdiklerini ifade eden Pekdemir, sözlerine şöyle devam ediyor: “Web tabanlı ciddi bir sistemimiz var. 5-6 senedir bu sistemi kullanıyoruz. 7/24 garanti kapsamındaki tüm sorunlar ilgili web üzerinden konut kullanıcısı tarafından yazılabiliyor. 1200 konutta bu sistemi kullandık. Bu bizim beşinci projemiz olacak. Bu sistem için özel bir yazılım satın aldık.”
"Önemli olan kalıcı ve iyi iş yapmak” ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ve 10002 Müşteri Memnuniyet Yönetim Sistemi Sertifikasyonlarını almaya hak kazandıklarını ifade eden Pekdemir, 10002 belgesini Kocaeli'nde alan ilk inşaat firması olduklarını kaydediyor. Bütün bu işleri anlatmakta zorluk çektiklerini sözlerine ekleyen Pekdemir, bunları da lüks kavramının içine koyduklarını vurguluyor. Lüksün bu olduğunu, jakuzi olmadığını anlatmaya çalıştıklarının altını çizen Pekdemir, önemli olanın iyi ve kalıcı bir iş yapmak olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin yüzde 80’inin iskansız binalarda oturduğuna değinen Pekdemir, asla iskansız hiçbir proje teslim etmediklerini ve bunları “yeni bir lüks” kavramında birleştirmeye çalıştıklarını kaydediyor. Özgün ve yalın mimari Semt Kocaeli projesinin şehir merkezine 10 dakika, Yahya Kaptan’a ise 4 dakika mesafede, Çayırköy’deki 34 bin metrekarelik arazi üzerinde start verdiklerini söyleyen Pekdemir, projenin 6 katlı 15 blokta, toplam 280 konuttan oluşacağını belirtiyor. Arazinin yüksekte ve önü açık bir görüş alanına sahip olması nedeniyle, projede birçok bloğun, deniz manzarasının bulunduğunu kaydeden Pekdemir, projenin özgün ve yalın bir mimariye sahip olduğunu vurguluyor. Her metrekarenin ideal biçimde değerlendirildiğini ifade eden Pekdemir; projede geniş, ferah ve işlevsel 2+1 ve 3+1 ara kat daireler ile 3+1 ve 5+1 dublekslerin yer aldığını söylüyor. Pekdemir, projede, özellikle peyzajlı özel bahçelere sahip bahçe dublekslerinin, özgün mimari tasarımla bütünleştiğini sözlerine ekliyor. İlk mobil uygulama Projede küçük bir marketin yer alacağını ve bunun işletmesini yapacaklarını dile getiren Pekdemir, müşteri memnuniyetine yönelik yenilikçi bir uygulamayı da bu projede imza attıklarını vurguluyor. Semt Kocaeli projesinde hayatı kolaylaştıracak özgün bir mobil uygulama olan SmartApp’ı faaliyete geçireceklerinin altını çizen Pekdemir, bu mobil uygulama sayesinde site sakinlerinin, taksi durağı, market, restoran, yönetim ve güvenliğe tek tıkla ulaşıp, sipariş, istek ve taleplerini hem hızlı hem de kolay biçimde iletebileceklerine dikkat çekiyor. Bu uygulamanın bölgede, belki de Türkiye’de bir ilk olacağına değinen Pekdemir, projede havuz, sauna ve hamama yer vermenin kolay olduğunu; ama böyle bir sistemi tasarlamanın daha zor olduğunu vurguluyor. Aylardır bunun üzerinde çalıştıklarını ve daha da çalışacaklarının bilgisini veren Pekdemir, bu uygulamanın İnsanların işine yarayacak fonksiyonel bir çalışma olduğunu belirtiyor. Mimar Cem Sorguç ile çalışma süreci Daha çok yerel mimarlarla çalıştıklarını ifade eden Mert Pekdemir, kentin daha çok neyi istediğine dikkat ettiklerini söylüyor. Projeye yalın ve minimal; fakat farklı bir soluk da gelmesi için mimar Cem Sorguç ile çalışmaya başladıklarını belirten Pekdemir, mimarinin de projeye çok ciddi bir katkısı olduğunu vurguluyor. Semt Kocaeli’nin Pekdemir İnşaat’ın eksik kaldığı noktaları giderdiği bir proje olduğuna işaret eden Pekdemir, tasarım ve mimari konusunda kendilerini de aşacak birileri ile çalışmaları gerektiğini kaydediyor. Pekdemir İnşaat’ın proje ve estetik anlamda kabuk değiştirmesi gerektiğine değinen Pekdemir, konuyla ilgili sözlerine şöyle devam ediyor: “Daha profesyonel kişiler ve ekiple çalışmamız gerekiyor. Bir mimar önce parayı düşünmüyorsa bence büyük bir sıkıntı, ekonomi ve fonksiyonellik konularına dikkat etmeli. Sürekli değer mühendisliği yapmalı. Pahalı bir malzeme de kullanılabilir; ama bu malzemeye ihtiyaç duyulması ve proje ile uyumlu olması gerekiyor. Bu bakış açısıyla pek çok proje incelerken Cem Bey’in projelerini de gördük. Projeleri çok iyi planlanmış, yalın, sade ve birtakım kaygılar gözetilerek tasarlanmış. Kendisiyle bir araya geldik, anlaştık ve birlikte çalışma kararı aldık. Mimarın yatırımcı ve yapımcının kaygılarını çok iyi anlaması gerekiyor. Cem Bey ile aynı kaygıları paylaşıyoruz, kendisi rahatlıkla bir yatırımcı gibi bakabiliyor.” Ortaya çıkan memnuniyetin de hislerini doğruladığını sözlerine ekleyen Pekdemir, yapılması gerekenin de bu olduğunu anladıklarını belirtiyor.
“Doğru tasarım, doğru proje” Son 5-10 yıldır sektörde kimin müteahhit, kimin kimyacı, kimin mühendis olduğunun belli olmadığını ve her şeyin birbirine karıştığını ifade eden Pekdemir, bundan dolayı ortaya farklı bir şeyler sunma çabası olduğunu vurguluyor. Bütün bunlarla varoluş mücadelesi verdiklerine dile getiren Pekdemir, Semt Kocaeli projesinde çok derin bir sosyal donatı olmadığını; ama diğer konuları ön plana çıkardıklarını vurguluyor. Doğru tasarım ve doğru projenin önemine değinen Pekdemir, “7 plan tipimiz var, bunlara tek tek bakılarak kayıp alan var mı? Yanlış ölçü var mı? 7 planı ve projemizi her jürinin önünde sonuna kadar savunuruz. En ufak santiminde bile eleştirilecek bir yön yok” diyor. “Semt Kocaeli bize umut oldu” “Birileri sektörü raydan çıkarmaya uğraşırken, biz de yandan uzanıp yolda tutmaya çalışıyoruz” diyen Pekdemir, çok daha fazla donatısı olan projelerden daha yüksek fiyata satış yaptıklarını belirtiyor. Müşterinin de bunun karşılığını alacağını sözlerine ekleyen Pekdemir, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürüyor: “Müşteri bunun takdirini de yapıyorsa demek ki doğru bir şeyler yapılıyor. Projede en büyük endişem, 2017 Türkiye’sinde iş nereye gidiyor? Bu çabalar bir karşılık buluyor mu? Türkiye’den ne beklemeliyiz? Bu proje o anlamda bize umut verdi. Bizim şu ana kadar sattığımız adetten, bölgemizde bir-iki yıldır satılmayan az adetli konut projeleri var.” “İstanbul’da proje geliştirme konusunda temkinliyiz” Konut sektörünün nereye doğru gideceğine iyi bakılması gerektiğine değinen Pekdemir, konuyu İstanbul örneği ile açıklıyor: “İstanbul bizim burnumuzun dibinde, çok iyi bildiğiniz ve sık sık gidip geldiğimiz bir yer. Sektörü de çok iyi takip ediyoruz. İstanbul’da proje geliştirme konusunda biraz temkinliyiz. Sağlamcı ve gerçekçiyim. Bizim için para ikinci planda yer alıyor. İstanbul yaşamın kolay olduğu bir yer değil, hiçbir şey göründüğü gibi değil. Görünmeyen sıkıntılı bir yüzü de var. Sağlam adımlarla ilerlemek gerekiyor.” “Kat karşılığı inşaat”ı klasik sektörel bir durum olarak nitelendiren Pekdemir, buna karşı olduğunu vurguluyor. “Al-sat” ve “kat karşılığı” sistemlerinden tamamıyla uzak durmaya çalıştıklarına dikkat çeken Pekdemir, Semt Kocaeli projesinin kat karşılığı olduğunu; fakat çok emek verilerek elde edilen bir yer olduğu için bu şekilde yaptıklarını açıklıyor. Firmaların arsa edinerek, orada bağımsız bir proje geliştirmeleri gerektiğine işaret eden Pekdemir, İstanbul’a bakıldığında arsa sahiplerinin kaprisleri ile uğraşıldığını ve sadece arsa sahiplerinin zengin edildiğini söylüyor. 5 sene 100 kişi ile uğraşıp, sonunda olmayacak bir işin de söz konusu olabileceğine dikkat çeken Pekdemir, “Enteresan, nereye varacağı belli olmayan, hayali bir iş için emek harcanıyor. Sektörün birçok oyuncusunun sektörden haberi olmadığını görüyorum. Kolonla kirişi ayırt etmeyen birçok kişi patronluk yapıyor. İnşaatın her noktasında bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim: Anormal bir gidişat var. Bağdat Caddesi’ndeki gelişmeler de bunun bir örneğini temsil ediyor. Her sokakta her yer yıkılıyor. Güzel bir bölge tarumar olmuş vaziyette. Yüzlerce müteahhit orada iş yapıyor” diyor. “Bütün çabamız marka değerimizi korumak” Sektörün ne durumda olduğunun çok iyi farkında olduklarını ifade eden Pekdemir, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sabah erken kalkan, paldır küldür proje yapıyor. Müteahhitlik diye bir kavram yok. Emekli subayından tutun da kimyacısına, biraz para bulan inşaat işine giriyor. Şu anki tablo bu, 10 yıl sonrayı gören olduğunu düşünmüyorum. 10 yıl sonra neyin ayakta tutacağını şimdi anlamaya çalışıp, o olmaya uğraşıyoruz. Bütün çabamız, marka değerimizi korumak.”
Mimar Cem Sorguç: “Öyle bir proje olmalı ki, insanlar bundan vazgeçmemeli” Semt Kocaeli projesinin mimarı Cem Sorguç da kendisi ve meslektaşlarına neden İstanbul dışında iş yapmadıklarının sorulduğunu söylüyor. Pragmatik bir mimarlık ofisi olduklarını ifade eden Sorguç, konuta da böyle baktıklarını vurguluyor. Sorguç, pragmatizmin içerisinde de bunun işlevselliği, ekonomisi, yer ve sürdürülebilirliği ile ilişkisinin önem taşıdığını sözlerine ekliyor. Pekdemir İnşaat’ın bilgi birikimi olan bir şirket olduğunu ifade eden Sorguç, “3 kuşaktır tecrübe geometrik olarak üst üste katlanarak, çok iyi bir şekilde evrilerek devam etti. Konut sektöründe bunun örneğini bulmak çok zor. Projenin başından beri kullanım değerinin önem taşıdığı konutlar yapmak istiyoruz. Burada satılabilirlik tabii ki önemli; ama ilk başta konutu alan kişinin bu konuttan ve bulunduğu yerden vazgeçmemesi gerekiyor. 2 ay oturup, sonra satmamalı. Öyle bir proje olmalı ki, insanlar bundan vazgeçmemeli. Dolayısıyla hep bunun üzerine gittik.” Proje alanına ilk gittiklerinde güzel ve yönü itibariyle hem zor hem de avantajları olan bir arazi ile karşılaştıklarını vurgulayan Sorguç, “Hafif şehre doğru bakan bir meyil de vardı. Bu eğimle ilgili bir mesele; ama bir de yeşil yer örtüsünün içinden fırlamış, özellikle girişte toplu halde bulunan meşe ağaçları dikkat çekti. Ağacın tekil olarak önem taşıması başka bir şey; ama oraya dair genel olarak da bir şey veriyor. Meşe nasıl yerini sevdiyse, burada bu kadar güzelleştiyse ve kök saldıysa aynı şekilde insanların da böyle olması gerekiyor. Burada böyle bir hayat kurmak gerekiyordu” diyor. “Yer ve yapı arasında ilişki kuruldu” Bu tür çoklu konutlar üzerine çalıştıklarında mahalle ve semt örgüsünü kurmanın önemli olduğunu değinen Sorguç, bunun dış yaşam kalitesini artırdığını; dolayısıyla da proje alanında bulunan ağaç noktalarının bir anda belirlemeye başladığını kaydediyor. İki tane ağaç ve onun etrafında konutun yer aldığı bir duruma indirgenmemesi gerektiğine dikkat çeken Sorguç, bunun oraya dair metaforik bir durum olduğunu kaydediyor. Proje alanındaki meyilli bölgeye mevzuatın izin verdiği koca bir blok ya da muhtelif şeyler de yapılabileceğini söyleyen Sorguç, bunu kendi içinde parçalara ayırarak biraz yerle yapı arasındaki ilişkiyi kurmaya çalıştıklarını söylüyor. Projenin tabiatla ilişkisini kurmaya çalıştıklarını belirten Sorguç, “Proje arazisinin bir tarafında da küçük bir orman var. Dolayısıyla o da bir yön veriyor. Kıymetli bir sihri var. Proje kendi içinde o tabiatını muhafaza etme ihmalini taşıyor. Taşımasını da istiyoruz” diyor. Tasarıma yön veren meşeler Arazi üzerinde yer alan meşelerin projenin tasarımda etkili olduğuna dikkat çeken Sorguç, kuzey kısımda yer alan meşenin sisteme girişi belirlediğini söylüyor. Ana girişin bu meşe etrafında oluştuğunu ifade eden Sorguç, diğer bir meşenin de çocuk ve sosyal alanı noktaladığını, bunların her birinin ortak alan haline geldiğini kaydediyor. Semt Kocaeli projesini bu özelliklerinde dolayı ofis olarak çok önemsediklerini söyleyen Sorguç, buna sadece bir yapı tasarımı ya da mimari bir proje olarak bakmadıklarını, bir tür yaşam tasarımı olarak baktıklarını vurguluyor. “Pekdemir ile aynı hassasiyetleri paylaşıyoruz” Projenin kendi açılarından birkaç faydası olduğuna değinen Sorguç, Pekdemir İnşaat ile her anlamda aynı dili konuştuklarını kaydediyor. Sorguç, Pekdemir İnşaat Genel Müdürü ile aynı hassasiyetleri taşımalarının kendilerine büyük avantaj sağladığına dikkat çekiyor. Projenin olduğu bölgeyi ve profilini bilmedikleri söyleyen Sorguç, bu konuda Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme firmasından destek aldıklarını ve bunun çok faydasını gördüklerini vurguluyor. Pekdemir İnşaat’tan yetkili kişilerle konutun makul olması ile ilgili aynı dili konuşuyor olmalarının kendileri için çok önem taşıdığına dikkat çeken Sorguç, 3 kuşaktır devam eden bir şirketin ilk zamanlar yaptığı projelerinin de modernizmin iyi örnekleri olduğunu kaydediyor. Projeyle ilgili kendilerini zorlayan bir durum olmadığını da aktaran Sorguç, konuyla ilgili şu bilgileri dile getiriyor: “Meyille baş etmek sorun; ama bu genel bir meseleydi, projeye özel bir durum değildi. Burada ana bazı kriterler vardı. Konutların 3 cepheli olması, yaşam ve mahrem alanların ayrışması gibi ana kriterler söz konusuydu. Genel kurgu itibariyle makul, insani, ifrata kaçmadan, havuz ve sauna gibi sonrasında atıl kalma ihtimali taşıyan, çocukların, yaşlıların kimi zamanlarını beraber geçirebileceği bir yer değil, ‘yerler’ oluşturmak istedik.” |