nşaat sektöründe son yıllarda meydana gelen patlama, gözleri bankaların kredi faiz oranlarına çevirdi. 2006'da oranlar 1 puanın altına kadar inmiş; ancak daha sonra yükselmişti.
Bazı çevrelerde oranların yeniden düşeceği beklentisi sürerken, Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, 'eski güzel bahar günlerinin' geri gelmeyeceği görüşünde. Başını sokacak bir yuva hayali kuranları dikkatli olmaları konusunda uyaran Şahinbaş, almak isteyenlerin faizden bağımsız genel trende de bakmasını öneriyor: "Faiz kadar satın aldığınız evin değeri de çok önemlidir. 0,99'lara aldığınız evlerin fiyatlarına bir bakın, bugün nerelerde? Yani faizler düştükçe ev fiyatları da düşebiliyor. Sıfırın altına indiği zaman bu kez fiyatlar inanılmaz artabiliyor."
Zaman Gazetesi'nin, bankacılık sektörünü masaya yatırdığı 'paranın patronları' serisine bugün Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş misafir oldu. 17 yıllık bankacılık kariyerinde birçok ilke imza atan Sinan Şahinbaş ile İstanbul Esentepe'deki genel müdürlük binasında yapılan görüşme kısa bir yaşam öyküsüyle başladı. Şahinbaş, 1966 yılında Danimarka Kopenhag'da dünyaya gözlerini açmış. Üniversiteye kadar olan eğitimini Ankara'da tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için İstanbul'un yolunu tutmuş. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü'nü bitirdikten sonra kısa bir süreliğine yurtdışına gitmiş.
Şahinbaş'ın kariyer planlamasında bankacılık yoktur aslında: "Amerika'da bulunduğum dönemde de şunu gördüm ki, para işini iyi bilirseniz her işi yapabilirsiniz. Bu sebeple kısa bir süreliğine de olsa bankacılık yapmaya karar verdim." Kendisi aslında bankacı bir aileden gelmektedir. Dedesi Kemal Satır, uzun yıllar sektörün devlerinden Yapı Kredi Bankası'nın yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenmiş saygın bir bankacıdır. Bu yüzden gelir gelmez bankacı olmak için başvuruları yapmaya başlar. Tabii olarak kapısını çaldığı ilk kuruluş da Yapı Kredi olmuş. "Önce dedemin bankasına iş başvurusu yaptım. Görüşmeye bile çağırmadan 'yarın gel başla' dediler. Bu, beni rahatsız etti. Ben de İktisat Bankası ve Finansbank'a gittim. Sonunda daha yüksek maaş öneren Finansbank'ta çalışmaya karar verdim."
Genç bankacı 1990 yılında Finansbank'ın hazine bölümünde çalışmaya başlıyor. 1990-93 yılları arasında burada görev yaptıktan sonra İsviçre'ye tayin ediliyor. Burada da üç yıl görev yaptıktan sonra kısa bir süre Hollanda'da Garanti Bankası'nda genel müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. 1998'de Finansbank Hollanda'nın genel müdürlüğü teklif edilince tekrar Hüsnü Özyeğin ile çalışmaya başlıyor. Bir bankanın genel müdürü olduğunda henüz 32 yaşındadır. Sekiz yıllık yurtdışı macerasından sonra Şubat 2001'de Türkiye'ye geri döner, lakin ülke ekonomisi yangın yeri gibidir. "O günlerde önemli olan ayakta kalabilmekti ve Hüsnü Bey gibi bir patronumuzun olması sayesinde biz bunu başardık. Zarar etmedik mi? Ettik elbette. Herkesin zarar ettiği bir dönemde ülkemize güvendik ve kredilere ağırlık vererek yeni bir süreç başlattık." O sıralarda 'Bankalar, yağmurlu havada şemsiyeyi çeker' sözünü yalanlamak istercesine problem yaşayan, ödeme güçlüğü içindeki işletmelere kredi vermeyi sürdüren Finansbank, kısa zamanda bunun meyvelerini toplar.
Sinan Şahinbaş, bu durumu, "Bizim banka esasen o dönemde büyüdü. Bizim o dönemde sunduğumuz belirli bir dönemi geri ödemesiz krediler bize büyük avantaj sağladı. Yani kriz hem bir ders hem de hızlı büyümek için fırsat oldu." şeklinde açıklıyor. Bu dönemde kurumsal ve ticari bankacılıktan sorumlu genel müdür başyardımcısı olarak çalışan Şahinbaş, 2003'te Finansbank Türkiye'nin genel müdürlüğü görevine atandığında 36 yaşındadır. Şahinbaş, Türk bankacılık sektöründe çok ciddi değişimlerin yaşandığına işaret ediyor: "Eskiden bankalar halktan mevduat toplar, bunu da devlet tahviline yatırarak bankacılık yapardı. Bugün halktan topladıkları mevduatın çok üzerinde kredi dağıtabiliyorsa bu, çok ciddi bir paradigma değişiminin yaşandığını göstergesidir." Şahinbaş, paradigma değişiminin tabii sonucu olarak müşterinin bugün çok daha önemli hale geldiğine işaret ediyor.
Türkiye, gelecek sene 20 milyar dolar sermaye çeker
Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, şirketleri, ayağını yorganına göre uzatması konusunda uyarıyor. 128 milyar dolara ulaşan özel sektörün yurtdışı borçlanmalarına dikkat çeken Şahinbaş, "Biz 2001 krizinde kur riski konusunda dersimizi çok iyi aldık. Ama gelin görün ki bugün reel sektör bunu görmezden geliyor. Adam ihracatçı değil; ama gidiyor döviz cinsinden borçlanıyor. Hatta daha ilginç şeyler yaşanıyor. Euro ile ihracatı var, gidiyor dolarla borçlanıyor. Daha düşük faizli İsviçre Frankı alıyor ve Japon Yeni'yle borçlanıyor. Bankalar bile bu riski almıyorsa tekstilci, turizmci nasıl alır ben anlamıyorum. Kur indi, kur çıktı diye millet bas bas bağırıyor; ama kimse maliyetlerine bakıp, bunun ne kadarı dövizde diye sormuyor! Bütün firmaların bu risklerden arınması gerekiyor." diyor. Deneyimli bankacı, son dönemin çok konuşulan bir başka konusu olan nakit sıkışıklığı konusuna da değiniyor. Şahinbaş, enflasyonda yaşanan düşüşle birlikte kârların da azaldığına dikkat çekiyor: "Neticede kâr sonucunda ciddi bir nakit üretmiş oluyorsunuz. O kârı üretemediğiniz zaman nakit akışında da ciddi bir sorun yaşanıyor. Bunun neticesinde vadeler uzuyor ve piyasada dolaşan para miktarı azalıyor." Kur konusundaki sorulara oldukça esprili cevap veriyor. "Bana kur konusunu sakın sormayın; çünkü bunu bilsem hemen bankacılığı bırakırım. Biz kendi bütçemizi hazırlarken bile bunu tutturamıyoruz, hatta geçen yıl yaptığımız tahmin mesela hiçbir şekilde tutmadı."
İşsiz kalan bankacılar, diğer sektörlerin kalitesini artırdı
Sinan Şahinbaş, 40 binin üzerinde bankacıyı işsiz bırakan 2001 krizinin, özel sektörün finansal kalitesinin artmasına büyük katkı sağladığı görüşünde. "2003 yılında deneyimli eleman almak için etrafa bakındığımızda hiç işsiz bankacı kalmadığını gördük." diyen Şahinbaş işten ayrılmak zorunda kalanların özel sektördeki diğer kuruluşlara gittiğini ve bu kurumların finans kalitesinin yükselmesini sağladığını ifade ediyor. Bankacılık yaptığı dönemin çok zor olduğunu ve kendisine ciddi tecrübe kazandırdığına işaret eden genel müdür, krizlerin omuzlarına daha fazla yük bindirdiğini ve vaktinden önce olgunlaştırdığını vurguluyor. 17 senelik bankacı olarak krizlerin içinde piştiğini ifade eden Şahinbaş, "91'de Körfez Krizi ile başlayıp 5 Nisan 1994 kriziyle devam eden süreci gördük. Ardından 1998 Rusya krizi oldu. 2000 Kasım'ında yaşanan finansal kriz sonradan yaşanacak krizin habercisiydi adeta. 2001 Şubat krizi bu anlamda tam bir final oldu." diyor. Finansbank, ilk kez geçen yıl üç yıllık planlama yapmış. Şahinbaş, bunları çok fazla revize etme ihtiyacı hissetmeden yılı tamamlamak üzere olduklarını ifade ederek, son üç senede 6 bin 500 kişiyi işe aldıklarını, 2009 sonuna kadar 2 bin kişiyi daha işe alıp, 11 bin kişiye ulaşmayı hedeflediklerini kaydediyor.
|