ehir Plancıları’nı, Peyzaj Mimarları’nı, Çevre Mühendisleri’ni, Mimarları ve onların mesleki örgütleri olan Odaları’nı dışlayan bir kent ver kentleşme anlayışı düşünebiliyor musunuz. Düşünemiyorsanız, kentlerinizin haline bakıp düşünün! Kentlerin neden bu halde olduklarını daha rahat anlarsınız...
Anımsarsınız, İzmir’in akciğerleri olarak kentin ortasında kalakalmış bir yeşil ada olan Kültürpark’ı “otopark yapacağım” diye tutturan İzmir Büyükşehir ve Konak Belediyeleri’nin nasıl kent dokusunu bozacak girişimlere kalkıştıklarını, Kültürpark’ı delik deşik ettiklerini bu sütunlarda çok yazdım. Konu ile ilgilenenler, “Bir İzmir yazısı” (7 Temmuz 2007), “Kültürpark mı, otopark mı?” (14 Temmuz 2007) ve “İzmirliler bir “ohh” çekti...” (23 Temmuz 2007) başlıklı yazılarıma yeniden bakabilirler. Neyse ki mahkeme kente ve kentlilere yapılan haksızlığı, saygısızlığı durdurdu da kentliler biraz olsun soluklanabildi. Bu mücadelenin başını çeken yaşam savunucuları arasında, değerli hukukçular, çeşitli sivil toplum örgütleri ve tabii ki sözünü ettiğim meslek odaları vardı elbette...
Şimdi de TMMOB Şehir Plancıları Odası İnciraltı’nı kurtarma çabasında. Şehir Plancıları, İnciraltı’nı yok edecek planı yapan “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü” ile planı askıya çıkaran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın İzmir-İnciraltı Turizm Merkezi “EXPO Fuar Alanı” 1/25.000 ölçekli “Çevre Düzeni Planı”na önce idari olarak itiraz etti ( 10 Temmuz 2007). İtirazlarının reddedilmesi üzerine, planın iptali için dava açtı.
İzmir’e gidenler bilir. İnciraltı İzmir’in eskiden en ünlü plajlarının bulunduğu bir sahil beldesidir. Mahkemenin durdurduğu Kültürpark’ı “otopark” yapma girişiminin ‘açılmış derin çukurları’ (yaraları) kapanmadan, şimdi de İnciraltı’na göz dikilmiş vaziyette. Bakın TMMOB, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ne diyor itirazlarında:
“29 Mart 2007 tarihinde askıya çıkarılan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nce onanan 1/25000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı’nda “Tarımsal Niteliği Korunacak Alan” şeklindeki plan kararına karşın, bu kararın görmezden gelinerek Çevre Düzeni Planı Değişikliği adı altında “Fuar Alanı” önerisi getirilmesi, farklı ölçekler ve planlar arasındaki bütünlüğün korunması açısından son derecede sakıncalıdır...” “İnciraltı’nda “Fuar alanı” olarak tanımlanan alan fiilen tarım alanıdır, tarımsal nitelikli topraklar mevcuttur. Nitekim, İl Tarım Müdürlüğü’nün 20 Temmuz 2005 gün ve 1757-7266 sayılı yazısı ile söz konusu alanın “tarım dışı amaçla kullanılması” uygun görülmemiştir. ‘Küresel ısınma’ tehdidi nedeniyle, sahip olunan doğal kaynakların ve bitki örtüsünün korunması birincil önceliğimiz olmalıdır. “Çevre Düzeni Planı Değişikliği” bu doğrultuda planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına açıkça aykırıdır...” “2. ve 3. Derece Doğal Sit Alanlarında getirilen “Fuar Alanı” kullanım kararı için, 3386 ve 5226 sayılı yasalarla değişik 2863 sayılı yasa gereğince, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’ndan “uygun görüşü” alınmamıştır. Yine söz konusu sit alanlarının bir bölümü aynı kurumun 15 Şubat 2007 tarih ve 2084 sayılı kararı ile 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiştir. Bu alan planda gösterilmemiştir...”
Dinleyen olmuş mu uyarıyı ve itirazları. İyi tahmin ettiniz. Tabii ki hayır. Peki ne olmuş? Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)’in elime dün ulaşan açıklamasından öğreniyorum ki; Şehir Plancıları Odası yöneticilerine karşı “hakaret”, “karalamaya yönelik saldırı” kampanyaları başlamış. Sözü EGEÇEP’e bırakıyorum. Birlikte okuyalım: “İzmir'de çok uzun yıllardır ‘Kenti ve Kent Plânlarını Linç kültürü’ yürütülmektedir. Uzmanlarca yapılmış olan ve yasal geçerlilik kazanmış planlara aykırı iş ve işlemler yapılmak istendiğinde, ilk olarak bu uzmanlara ve ilgili uzman Odalara saldırmaktadırlar. EXPO’nun İzmir’de yapılmasını isteyenlerin, öncelikle EXPO alanı olarak, çok tartışmalı olan İnciraltı’nın alan olarak seçilmesini sorgulamaları, bu yöndeki politikaları eleştirmeleri gerekirken, ‘kral çıplak’ diyen Şehir Plancıları Odası’na saldırmaları anlaşılır gibi değildir. Oysa uzman Odalar, kamu yararını gözeterek, bilimsel verilere göre hukuksal yollardan ‘kamusal denetim’ işlevi üstlenmektedirler. Şehir Plancıları Odası’nın itirazını ve davasını böyle algılamak gerekirken, İl Genel Meclisi’nde dahi yakışıksız sözlerle saldırılması, kentimiz için utanç vericidir...”
|