İstanbul Büyükşehir ve
Zeytinburnu belediyelerenin ortak ruhsatıyla yapılan
Zeytinburnu’ndaki gökdelenlere ilk izni Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın verdiği ortaya çıktı. Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın 13.04.2006 tarihli 1/5000’lik ‘tasdik Planı’na
göre Ataköy-Yedikule arasındaki bölgeye emsal yani yapılaşma
alanı 2.5 olmak şartıyla istenilen yükseklikte inşaat yapılabilir. Bakanlığın bu
iznine ilk karşı çıkan ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi
olmuş. Belediye, planının iptali için mahkemeye başvurmuş. Dava süreci 2009’a
kadar sürünce, yatırımcıların şikâyeti üzerine belediye davadan vazgeçmiş.
Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı 2006’da verdiği bu izni unutmuş görünüyor.
Bakan Ertuğrul Günay 28 Eylül 2011 tarihinde Büyükşehir
Belediyesi’ne yazı göndererek “Gökdelenlerin silueti bozan yüksek katlarının
yıkılmasını” istedi. Bakan Günay bu durumu da UNESCO ve
ICOMOS kararlarına dayandırarak, siluetin bozulmaması için
belediyenin imar planlarını yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu
yaptı.
Diğer yandan bakanlığın sınırsız gökdelen iznine o tarihte Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü müdahale ederek binaların yükseklik sınırını
Bakırköy için 75, Zeytinburnu Belediyesi ve
çevresi için 117, şu anda gökdelen inşaatının sürdüğü alan için ise 157 metre
olarak belirlediği ortaya çıktı.
Muhafazakâr isimler imza kampanyasında
Tarihi Yarımada siluetinin, ‘muhafazakâr’ bir iktidar
döneminde bozulması, muhafazakâr kesimi de harekete geçirdi. Sultanahmet
Camisi’nin minareleri arasından İstanbul siluetine giren 3 gökdelenle
ilgili ‘İnsafa Çağrı’ adlı bildiriye imza atanlar arasında
muhafazakâr kesimin önde gelen isimleri de yer aldı. Tarihçi Dr. Coşkun
Yılmaz “Büyükşehir Belediyesi önlem raporu hazırlamış ve koruma kararı
almış. Doğru bir karar siluet bozulmuş ise neyi koruyacaksınız. Ortaya çıkan
görüntünün bertaraf edilmesi gerekiyor bu da imkânsız değil” derken müzisyen,
Mehmet Güntekin de “Maddi zarar ne olursa olsun, durdurulmalı ve sorumlular
hakkında işlem yapılmalı” diye konuştu.
Radikal yazdı Türkiye tartıştı
Zeytinburnu’nda, tarihi surlarının yakınındaki üç gökdelenin yapımına,
ASTAY Gayrimenkul tarafından 2010 Nisanı’nda başlandı. Radikal
14 Eylül 2011’de gökdelenlerin Sultanahmet Camisi’nin minareleri arasından
görünmeye başladığını belgeledi ve manşetine taşıdı. Kültür Bakanı Günay, 28
Eylül’de gökdelenlerin siluete giren katlarının traşlanmasını istedi. Kamuoyunda
büyük tepki yaratan haberin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi de
bu ay şehrin siluetinin korunması için ‘Siluet Ana Planı’ oluşturulmasını
onayladı. Plan hayata geçtiğinde kentin siluetini bozacak yapılaşmaya artık izin
verilmeyecak. Denize 200 metre uzaklıkta kurulan üç blok 27, 32 ve 36 katlı.
Erhan Afyoncu (Tarihçi, yazar, Muhteşem Yüzyıl dizisinin ilk sezon
danışmanı)
En acı tarafı, muhafazakâr bir yönetimde İstanbul’un siluetinin bozulması.
Ben gökdelene karşı değilim, ama her yere yapılmaya başlandı. Üsküdar gibi
bölgelere de yüksek binaların dikileceğine dair duyumlar alıyorum, umarım doğru
değildir.
Prof. Uğur Derman (Hat sanatçısı, akademisyen)
Böyle yapılar İstanbul’dan uzaklarda Trakya, Gebze gibi bölgelerde olmalıydı.
Bunlara kanunla mani olmak lazım. Anayasa hükmü gibi İstanbul’un tarihi dokusuna
yüksek bina yapılamaz gibi bir kanun maddesi yapılması gerekiyor.
Beşir Ayvazoğlu (Zaman Gazetesi yazarı)
Tarihi İstanbul’da abidevi eserlerin görünür olması esastı. Meskenler
mütevazı ölçülerde inşa edilir, yüksek binalara ‘şeddadi’ bina denir,
ayıplanırdı. İstanbul’da yaşayanların bu şehrin sahipsiz olmadığını açgözlülere
hissettirmeleri gerekiyor.
İskender Pala (Yazar)
İstanbul klasiği olan Üsküdar’dan İstanbul’a bakışı gösteren manzara ve
siluet tam heyula ile kaplanmış durumda. Bu kabul edilir bir şey değil. Bizim
sadece Bizans ve Osmanlı eserlerini değil, bir şehrin ruhunu da kaybetmemiz
yakındır.
Hilmi Şenalp (Mimar):
Asıl önemli olan şehircilik, mimarî, imar, siluet gibi topluma ve insan
hayatına doğrudan tesir eden konuların, siyaset dışında ve entelektüel zeminde
konuşulmaya, üzerinde düşünülmeye başlanılmasıdır.
|