Kartal’da “Mimar Gözüyle”...
Mimar Osman Güdü’nün CHP’den Kartal Belediye Başkanlığı için “aday adayı” olduğunu öğrenince düşündüm. Bölgedeki Mimarlar Odası temsilciliğini de yürüten Osman’ın, imar yolsuzluklarına ve kentsel talana karşı mücadelesi “Acaba partisince de önemsenir mi?” sorusuna yanıt ararken aklıma geldi; Partilerin artık Osman Güdü gibi “kent sevdalıları”na,
Yerel seçimlere doğru “aday adayları” belli olmaya başladı. Yani partiler, seçime “kim”inle gireceklerine karar vermek üzereler... İster ön seçimle, ister genel başkan kararıyla belirlensin, seçime girilecek aday, hem partiyi hem de “yerel yönetimlere bakış”ını temsil edecek. Peki, “tercih” neye göre yapılacak? Elbette “seçilebilir” ve seçilince de “başarabilir” aday adayları daha şanslı olmalı; ama acaba öyle mi? Kimi çok istekli “partili”ler için, hele seçim “bütçesi” de kabarıksa, seçilebilir ve başarabilir olmasalar bile “artık hak etti” denecek. Sadece adaylığı hedefleyen bir “parti emektarlığı”, yine belirleyici olabilecek... Kimisi de öncelikle seçimi “mutlaka kazanma”nın adayı olacak. Sadece “ünlü” olması, örneğin “deneyimsiz”liğinden, hatta olası “beceriksiz”liğinden daha değerli görülebilecek. Gerçekten yararlı ve örnek bir yerel yöneticilik yapabilecek, bilgili, birikimli aday adaylarının ise eğer “partiden gelmiyor”larsa, “bütçe”leri elverişli değilse ve halkı etkileyebilecek şöhretleri de yoksa işleri zor… Ulusal sorumluluk Bütün bunları, mimar Osman Güdü’nün CHP’den Kartal Belediye Başkanlığı için “aday adayı” olduğunu öğrenince düşündüm. Bölgedeki Mimarlar Odası temsilciliğini de yürüten Osman’ın, imar yolsuzluklarına ve kentsel talana karşı mücadelesi “Acaba partisince de önemsenir mi?” sorusuna yanıt ararken aklıma geldi; Partilerin artık Osman Güdü gibi “kent sevdalıları”na, onlar düşünmeseler bile adaylık “teklif” etmeleri gerekmiyor mu? Ülkeyi kasıp kavuran şu imar düzenbazlıklarına karşı açıkça tavır alanları yerel yönetimlere kazandırmak, her parti için artık “ulusal bir görev” haline gelmedi mi? Bu nedenle ‘Osman Güdü’ler’ hangi partiden aday olurlarsa olsunlar, teşekkür edilerek kucaklanmaları gerekiyor. Kartal’da da CHP’nin bu şansı mutlaka değerlendirmesi tarihsel bir sorumluluk... Osman’ın adaylığını duyunca, köşe yazarı olduğu “Sonsöz” gazetesinin internet sayfasına baktım. Tam da tahmin ettiğim gibi, yörenin “gerçek” sivil toplum kuruluşları olan “halk dernekleri” de destekliyorlar. Örneğin, TOKİ’nin “kentsel sürgün”e dönüşen sözde “dönüşüm projeleri”(!)ne haklı dire-nişlerinden tanıdığım Hürriyet Mahallesi Koruma Derneği Başkanı Niyazi Şahin diyor ki: “Güdü, Kartal’ın sorunlarını tanıyan, aydın yurttaşlığı içine sindirmiş bir kişi; güveniyoruz...” Kentlilerin yaşadıkları semte sahip çıkmalarını başarıyla simgeleyen eski Dragos Koruma Derneği Başkanı Ayla Gogen de bakın ne diyor: “Kartal için daha uygun bir aday düşünülemez...” Emekli Öğretmenler Derneği Şube Başkanı Türkay Korkmaz ise şunu söylemiş: “Güdü’nün birikimleriyle birlikte insanı ve emeği önde tutan kişiliği, Kartallılara çok şey kazandıracak.” Nitekim Osman Güdü de Sonsöz’deki “Mimar Gözüyle” köşesinde bakın neler yazmış: “Rant uğruna toplumun ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşam hakları yok ediliyor. Çevre ve kültür değerlerini koruyan bir imar düzeni için mücadele etmek, çağdaş kentliliğin ön koşulu haline gelmiştir. Yaşam alanlarımızın pazarlanmasına izin vermeyeceğiz...” Kentlerin ve toplumun esenliği için yerel yönetimlerde, işte bu görüşlerin etkin olmasını sağlamak, tüm partilerin hedefi olmalı. Anayasadaki deyişle, sağlıklı ve dengeli bir kentte yaşama hakkı, sağcısıyla solcusuyla herkesin özlemi değil midir? Anadolu’daki kimi belediyelerde, kentlerini rantçılara teslim etmeyen belediye başkanları ve çıkara dönük imar planı değişiklikleri yapmayan yerel meclis üyeleri var… Onların göreve devam etmeleri de partilerinin öncelikli kararı olmalı. Sözün kısası bu yerel seçim, artık geleceğimizi karartan imar talancılığına karşı ulusal bir seferberliğe dönüşmeli. Bunun için de ‘Osman Güdü’ler’ her yerde ve her partide çoğalmalı... |