eçen hafta tüm Türkiye'yi beyaz örtüyle kaplayan kar yağışı, uzun yıllardır kurutma, doldurma, su sistemlerine müdahaleler ve kirlilik nedeniyle sürekli küçülen sulak alanlarda devede kulak kalmış. Umutlar, 'dengeli yağışlar'da.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye (WWF) Su Programı Müdürü Buket Bahar Dıvrak, son yağışların, kurumakta olan sulak alanların beslenmesine katkı sağlayamadığını savundu. Sulak alanların yeraltı sularını besleyerek, taban suyunu dengeleyerek, sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek, kıyılarda deniz suyunun girişini önleyerek bölgenin su rejimini düzenlediğini, nem oranını yükselterek, başta yağış ve sıcaklık olmak üzere yerel iklim elemanları üzerinde olumlu etki yaptığını belirten Dıvrak şu bilgileri verdi:
Türkiye'de son 40 yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin hektar sulak alan kurutma, doldurma, su sistemlerine müdahaleler ve kirlilik nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliğini yitirdi. Ülkedeki toplam sulak alanların 2.5 milyon hektar olduğu düşünüldüğünde, son 40 yılda sulak alanların yarısının kaybedildiği söylenebilir.
Küresel iklim değişikliği sonucu, dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık sıklığını ve ciddiyetini artırdı.
'Su krizi'ne hazır mıyız?
Her geçen gün başka bir sulak alanımızı kaybediyoruz. Geçtiğimiz yaz yaşadığımız kuraklık göstermiştir ki, ülke olarak kuraklıkla mücadele etmeye hazırlıklı değiliz. Kuraklığın kronik bir soruna dönüşüp su krizi halini almaması için bir an evvel su politikalarımızı değiştirmeliyiz.
Sulak alanlar ve yeraltı suları temel olarak kışın düşen kar yağışları ve mevsimlere yayılan dengeli yağmurlarla beslenir. Fakat dengesiz yağışlar hem yeraltı sularının hem sulak alanların beslenmesi için yetersiz.
Son dönemde Türkiye genelinde meydana gelen yağışlar, kısa süreli olmaları sebebiyle, yetersiz suya sahip sulak alanların beslenmesine kayda değer bir katkı sağlayamadı. 40 yıldır devam eden ve 2000'li yıllarda hızlanan sulak alan kayıplarının birkaç haftalık yağışla telafisi imkânsız.
|