İzmirli Lale Başarır, çalışmalarıyla geleceğe ışık
tutan, uluslararası medyanın da peşinden koştuğu ölümsüzlük teorisinin sahibi
bilimadamı Raymond Kurzweil'in kurduğu üniversitede, Türkiye'nin gururu,
geleceğin de umudu oldu. Türk kızı Lale Başarır'ın en az 1 milyar insanın
yararına olması şartının arandığı kendi kendini yenileyebilen binalar tezi,
NASA'nın da bulunduğu Silikon Vadisi'ndeki Singularity Üniversitesi'nde büyük
ilgiyle karşılandı. Ölümsüzlüğün peşinden koşan Kurzweil gibi Başarır da ölümsüz
binaların tasarımcısı olacak.
Heyecan yarattı
İzmirli Lale Başarır, Bill Gates'in "Yaşayan en zeki gelecek bilimcisi"
dediği Raymond Kurzweil'in, insan beyninin androidlere (insanımsı robot)
aktarılıp sonsuza kadar yaşatma teorisini mimariye uyguladı. Kendi kendini
yenileyebilen binaların olacağını öngören tezi, Raymond Kurzweil'in Silikon
Vadisi'ndeki NASA Kampusü'nde kurduğu Singularity Üniversitesi'nde heyecan
yarattı.
Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi'nden 1994 yılında mezun olan
Lale Başarır, İzmir Mimarlar Odası eski Başkanı olan babası Öztürk Başarır'ın
yanında iş hayatına atıldı. Ancak öğrenmekten hiç kopmadı. Mesleğiyle ilgili
yenilikleri takip eden Başarır, ileri teknolojiyi geliştirmek için çalışan bilim
dünyasının lider kadrosuna ilham vermek üzere kurulan Singularity
Üniversitesi'ne yüksek lisans için başvurdu. En az 1 milyar insanı
ilgilendirmesi şartının arandığı tez çalışmasının ilham kaynağı ise
üniversitenin ölümsüzlüğün peşinden koşan kurucusu Kurzweil oldu.
Mimarinin geleceği
Amerika'da görme engelliler için geliştirdiği okuma makinesiyle yılın mucidi
seçilen, bilim çevrelerinin "Edison'un veliahtı" olarak gördüğü, Forbes
Dergisi'nin "en büyük düşünce makinası" diye tanımladığı Kurzweil'in kurduğu
üniversitenin araştırma programına 70 ülkeden bin 200 kişi başvurdu. İnsan
ömrünü nano teknolojiyle uzatmanın yollarını arayan Kurzweil'in küresel
fakirlik, açlık ve çevre sorunlarını hafifletmeyi amaçlayan araştırma programına
Türk Kızı Başarır ise "Hızla gelişen teknolojilerin etkisi alanında mimari
varlığın olası geleceği" teziyle başvurdu. Projenin temelini ise kendi kendini
yenileyebilen binalar oluşturdu.
1200 proje içinden
Üniversite tezi seçerken, en az 1 milyar insanın yararına olması şart koştu.
Aynı zamanda başvuru sahibinin yaratıcı zeka, mükemmelliğe odaklanma ve en
önemlisi "geleceğe yönelik çalışma ve geleceği tahmin etme", biyoteknoloji, nano
teknoloji, robotlar, bilgisayar, finans, ilaç ve insan sağlığı, enerji ve
ekolojik sistem gibi konulardan birinde uzman olması istendi. NASA'nın
kontrolündeki üniversitede yapılan araştırmaya katılanların bir ya da birkaç
dili bilmesi, geleceğin yöneticiliği ve liderliğine aday olma gibi özellikleri
sahip olup olmadığına da bakıldı. Sadece 40 başvuruyu kabul eden üniversite,
İzmirli Başarır'ın çalışmasını bin 200 kişinin arasından özenle seçti.
10 kişilik ekip
Amerika'ya davet edilen Lale Başarır, üniversitede 2.5 ay boyunca tezi
üzerinde bir çok bilim adamıyla birlikte çalıştı. Bu çalışmanın ardından
Başarır'ın tezi, özel olarak seçilen dört konudan biri oldu. Başarır'ın
mimarinin insan yaşamına etkisini konu alan tezi, ayrıca yine özel olarak
seçilen 10 kişinin ortak çalışma programına alındı.
26 bin doları bulan eğitim ücretinden de muaf tutulan Başarır'ın
üniversitede, gelecekçilik ve gelecek tahmini derslerini alması sağlandı.
Başarır'ın tezi binaların depreme karşı dayanıklı olmasını öngördüğü gibi
ayrıca az masraf ile kısa zamanda düşük iş yoğunluğuyla yapılmasına olanak
sağlıyor. Böylece insandan kaynaklanan kaza riskleri de azalmış olacak.
Binaların maliyetlerinde de düşüşler olacak.
|