b>‘GUGGENHEİM İstanbul'a müze yapsa yılda 500 milyon dolar kazanacağız’ (8 Mayıs 2003 Perşembe) yazım üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer beni mutlu eden bir açıklama gönderdi.
Hiç kuşkum yok yayınladığım bu mektup özellikle İstanbulluları, Türkiye'deki bütün sanat severleri çok sevindirecektir.
‘‘Sayın Doğan Hızlan,
8 Mayıs 2003 Perşembe günkü yazınızı heyecanla okudum. İki yıldır hayal ettiğimiz ve girişimlerde bulunduğumuz Guggenheim İstanbul Müzesi'nin ortak hayalimiz olması beni çok sevindirdi. İstanbul bir dünya kentidir ve bu özelliğini sürdürebilmesi için yeni atılımlara ihtiyaç vardır. Fiziksel altyapısını geliştirmesi ve bu ölçekteki bir metropolü işler hale getirecek yeni sistemleri devreye sokması yanında Kültür ve Sanat alanında büyük projeleri hayata geçirmesi ve kendisini dünya haritasına yeniden çağdaş yaklaşımlarla koyması gerektirmektedir. İstanbul gibi bir dünya kentini biz hálá tarihten devraldığımız mirasla tanıtmak durumunda isek bunu kesinlikle sorgulamamız gerekir.
* * *
BİZ İstanbul Teknik Üniversitesi olarak Taşkışla ve Gümüşsuyu kampuslarımızın arasında tapusu İTÜ'ye ait yaklaşık 12000 metrekarelik arazimiz üzerinde Guggenheim Müzesi yapılması girişimini yaklaşık 10 ay kadar önce resmen başlattık. Guggenheim Foundation ile yazışmalar ABD İstanbul Konsolosluğu aracılığı ile sürdürülüyor. Umarız kısa zamanda sonuçlanır.
Sayın Hızlan, ben bir mimar olarak bu projenin İstanbul'a yepyeni bir yön vereceğine, kentimizin kültür ve sanat hayatına büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Diğer taraftan böyle bir uluslararası projenin sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi İstanbul'un gelirlerini de önemli ölçüde arttıracağı açıktır.
Bilbao gibi sıradan bir endüstri şehri, Frank Gehry'nin Guggenheim Müzesi ile kendisini dünya haritasına başka bir imajla yerleştirmeyi başarmıştır. Binlerce turist bu müzeyi görmek için Bilbao'ya gelmektedir. Basque Bölgesi hükümeti bu müze yanında havaalanının ve nehir üzerindeki zarif yaya köprüsünün tasarımını ünlü mimar Santiago Calatrava'ya ve tüm metro sisteminin tasarımını yine ünlü mimar Norman Foster'a yaptırmıştır.
Biz, Haliç Metro köprüsünün de Santiago Calatrava tarafından tasarlanması için çok çaba harcadık. Ancak henüz başarılı olamadık.
* * *
SAYIN Hızlan, lütfen dünyaca ünlü Haliç'e bir bakın. Üzerindeki köprülere bir bakın. Galata Köprüsü'nü yok eden kent yerine nasıl köprüler koymuştur. Bu köprüler Haliç'i esaret altına almıştır. Onun güzelliklerini yok etmiştir. Bir tane iyi örnek yaratabilirsek insanlar farkı görme ve ‘köprü' tasarımının önemini anlama olanağına sahip olacaklar. Bu proje ‘Türkiye'de mimar yok mu' gibi kısır tartışmalara teslim edildi. Brezilya'da mimar yok mu? Neden Jean Nouvel? İspanya'da mimar yok mu? Neden Frank Gehry? Amerika'da mimar yok mu? Milwaukee Müzesi'nde neden Santiago Calatrava ve Almanya'da mimar yok mu? Berlin'de neden bu kadar yabancı mimar eser yaratmış?
Türkiye bu kısırdöngülerden kendisini kurtaramadıkça ciddi atılım yapamaz. İstanbul bir dünya kentidir. Bunun gereklerini yerine getirmeli, kendisini dünya haritasına yeni imajı ile Cumhuriyetimizin, çağdaş imajı ile yeniden koymayı başarmalıdır. İstanbul Teknik Üniversitesi Guggenheim Müzesi hayalini gerçeğe dönüştürmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Birlikte bu güzel projeyi gerçekleştirmek dileğiyle saygılarımı sunarım.’’
* * *
GÜLSÜN SAĞLAMER'in girişiminin sonuçlanmasını yürekten dilerim. Beni çok heyecanlandırdı, artık ajandamda bunun takibi de yer alacak.
Sağlamer gibi, Türkiye'nin uluslararası kültür ve sanat alanında imajını güzelleştirecek, yüceltecek kişilere o kadar çok ihtiyacımız var ki...
DOĞAN HIZLAN
|