Hava Kirliliği Ölüm Saçıyor
Her Yıl 6,5 Milyon Kişinin...
Hava Kirliliğinden Ölüm Trafik...
İstanbul’da Korkutan Hava Kirliliği
Hava Kirliliğinden Tuğla Yaptı
İstanbul’un Havası En Kirli...
Her Yıl 3,3 Milyon Kişi Hava...
Kocaeli'nde Kanser Riski 7...
Çin'de Yılda 1 Milyon 600...
Mayıs'ta En Fazla Linyit Üretildi
Riva’yı Kimyasal Öldürüyor
Kirli Hava 15 Yıl Daha Düzelmeyecek
Düzce'deki Hava Kirliliğinde...
Hava Kirliliğinde Turuncu...
Soma Bu Kez Hava Kirliliği ile Uğraşıyor
Hava Kirliliğine Online Takip
Hava Kirliliğine Karşı Dev...
"Hava Kirliliği Örtbas Ediliyor"
Hava Kirliliğine "Ücretsiz...
"Hava Kirliliği Tarihi Eserlere...
Hava Kirliliğine Karşı Yağmur Suyu
İşte Türkiye'nin Hava Kirliliği Raporu
Türkiye'nin havası kirli. Kirlilik, Düzce, Denizli, Samsun dışında, Başkent Ankara'da da Avrupa Birliği değerlerinin çok üzerine çıktı.
Hürriyet'ten Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, Çevre Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan raporda, hava kirliliğinin birçok ilde "tehlike sınırlarını kat kat aştığı" vurgulandı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, raporda çıkan sonuçları "vahim" olarak değerlendirdi. Bozoğlu, kirlilik değerlerinin artmasına örnek olarak da Düzce, Denizli, Samsun ve Ankara'yı gösterdi. Bozoğlu, Düzce'de 13 kat, Denizli’de 4 kat, Samsun’da 210 gün, Ankara’da 297 gün hava kirliliği değerlerinin aşıldığını söyledi.
Bir yılda üç seçim, hava kirliliğini hortlattı Raporda, hava kirliliğinin kritik eşiği aşmasında, Türkiye'nin bir yılda üç seçim yaşaması ve bu seçimlerde vatandaşlara "ucuz kömür dağıtılmasının" da etkili olduğu vurgulandı. Vatandaşlara ucuz kömür dağıtılması yerine, doğalgaz yardımı yapılmasının önerildiği raporda, şöyle denildi; "2015 yılında hala kalitesiz kömür ile ısınma ihtiyacının gideriliyor olması hava kirliliğini dönüşü olmayan bir hale sokmaktadır. 1 yıl içerisinde 3 seçim olması nedeniyle kömür dağıtımı arttırılmış ve kalitesiz kömür kullanımı teşvik edilmiştir. Yoksul yurttaşlara yardım amacıyla yapıldığı belirtilen kömür desteği aslında yurttaşların yaşam kalitesini düşürmekte, sürdürülebilir olmayan bağımlı bir ısınma politikasını hayata geçirmektedir." Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bozoğlu, "Hava kirliliği ülkemizin en önemli çevre ve halk sağlığı sorunudur. 21. Yüzyılın ilk çeyreği biterken 90’ların başındaki hava kirliliği problemi kentlerimizde tekrar hortlamıştır. Doğalgazın yaygınlaşmasına rağmen bu sorunun tekrar ortaya çıkması ve daha da kritik hale dönüşmesinin ekonomik ve toplumsal sebepleri olduğu bir gerçektir" diye konuştu. "Türkiye, AB ve Dünya Sağlık Örgütü'nden farklı ölçüt kullanıyor" Bozoğlu, Türkiye’de kirlilik ölçüm değerlendirmesinde baz alınan verilerin eksik olduğunu kaydederek, ‘Ülkemizde belirlenen sınır değerler Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınır değerlerle uyumlu değildir. Bunun yanında, PM 2,5 gibi akciğer hastalıklarına neden olan kirleticiye dair de herhangi bir kısıtlama mevzuatımızda yer almamaktadır’ diye konuştu. "Kirlilik, AB'nin iki katı" Türkiye'de kirlilik sınır değerlerin, AB’nin iki katı olduğunu kaydeden ÇMO Başkanı şöyle konuştu: ‘Avrupalıların ciğeri ciğer de Türkiye’deki yurttaşların ciğeri ciğer değil mi? AB’de ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarında; PM 10 denilen kirleticinin günlük ortalamasının 1 yıl içerisinde sadece 35 kez aşılabilmesine izin verilmektedir. 35 günden fazla aşılması halinde (50 µg/m3 ) acil önlemler alınması gerekmektedir. Bizim ülkemizde ise bu sınır değer çok daha fazla aşılmaktadır. Buna rağmen herhangi bir önlem alınmamaktadır.’ Hava kirliliğinden nasıl kurtuluruz? Kömür değil, doğalgaz dağıtın... Raporda, hava kirliliğinin önlenmesi için öneriler de yer aldı. Bu öneriler şöyle; * Şehirlerin coğrafi yapısını veya konumunu değiştirmek mümkün değil. Bu nedenle çağdaş, bilimsel çözümler üretmek gerekmektedir. * Yoksul yurttaşlara destek verilecekse, bu doğalgaz yardımı ile olmalıdır. Aksi halde akciğer hastalıkları ve kanserle boğuşan yoksul kitleler oluşacaktır. * Mevzuatta zorunlu olan 2014-2019 Temiz Hava Planı bütün İl Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri tarafından kurumların, STK’ların katılımı ile hazırlanmalı, bu plandaki çözüme yönelik kararlar kesin ve kararlı bir biçimde uygulanmalıdır. * Kentlerde, coğrafi konumdan kaynaklı enverziyon (terselme-inversion) problemi nedeniyle kirli havanın dağılamaması problemi bulunmaktadır. Bu sorunla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Bu nedenle, kentin alanlarının imara açılması acilen durdurularak, hava koridorlarının önüne bina yapımı engellenmelidir. Eğer bir kentsel dönüşümden söz edilecekse, hava kirliliğini çözme odaklı yürütülmelidir. * Ölçüm noktasında ölçüm yapılan kirlilik parametrelerinin sayısı arttırılmalı, ölçüm cihazları geliştirilmelidir. * Ulaşımda toplu taşıma hakim kılınmalı kent merkezine araç girişi kısıtlanmalıdır. * Çocuklar, yaşlılar, hastalar ve hamileler hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde sokağa çıkmamalıdır. Bu konuda Valilik güncel olarak internet sitesinden uyarıları yapmalıdır. (Terselme etkisi akşam ve sabah saatlerinde yoğunlaştığı için özellikle 18:00’den sonra kirlilik ciddi şekilde artmaktadır.) * İl Sağlık Müdürlükleri solunum yolu enfeksiyonları ve akciğer hastalıklarıyla ilgili başvuru sayılarını acilen açıklamalıdır. * Yerleşim alanları ile sanayi alanı arasında yeşil kuşaklar oluşturulmalı, şehir planlaması yapılırken ilin hakim rüzgar yönü ile komşu illerden olası kirletici taşınımı göz önünde bulundurulmalıdır. * Kömür kullanan konutlarda doğru yakma sistemlerinin kullanılarak emisyon azaltımı sağlanması için halka eğitimler düzenlenebilir. Konutlarda izolasyon tekniklerinin uygulanması, kullanılan yakıt ve salınan emisyon miktarında %50 oranında bir azalma sağlanacağı dikkate alındığında, halkın bu konuda hazırlanan mevzuatlara uyumu konusunda teşvik edilmesi ve desteklenmesi sağlanabilir. * Kalitesiz kömür kullanımına dair denetimler arttırılmalı, kalite standartları altındaki kömürün kente girişi dahi yasaklanmalıdır. * Trafikten kaynaklı emisyonların azaltımı için; yeşil dalga ve akıllı sinyalizasyon sistemlerinin kullanımı yaygınlaştırılabilir. Sağlıklı, konforlu, huzurlu yaşamak halkın temel ihtiyacı olması nedeniyle genel bütçeden harcamalarda bu ihtiyaçlara öncelik tanınmalıdır. |