BR> ‘Bernard Shaw’dan Gülen
Düşünceler’, ‘Oscar Wilde’dan Tutkular, Acılar, Gülümseyen Deyişler’ adıyla
yaptığı derleme kitapları büyük ilgi uyandıran Şakir
Eczacıbaşı, 1972 yılında, Abdi İpekçi’nin isteği üzerine Milliyet Sanat
dergisinin kuruluşuna da öncülük etmişti.
Fransa’nın Sanat ve
Edebiyat Şövalyesi Nişanı ve TC Devlet Üstün Hizmet
Madalyası ile onurlandırılan Şakir Eczacıbaşı, 1996’da iş yaşamından
ayrıldı ve 1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı önderliğinde kurulan ve yıllar
içinde Türkiye’nin kültür-sanat yaşamına yön veren İKSV’nin yönetim
kurulu başkanı oldu ve vakfın kurumsallasmasında büyük rol oynadı.
Çalışmalarına ‘İstanbul Festivalleri’ başlığı altında, bir
buçuk ay süren tek bir festivalle başlayan İKSV, bugün Türkiye’nin en etkili
müzik, film, caz ve tiyatro festivallerini ve dünyanın en etkili bienalleri
arasında gösterilen İstanbul Bienali’ni düzenliyor.
“Sanatçı kimliğim
genellikle işadamı kimliğimi destekledi. İnsanlara ve sorunlara daha insancıl
bir biçimde yaklaşmamı sağladı” diyen Şakir Eczacıbaşı ayrıca, 1988 yılından bu
yana festival filmlerinin sansürsüz olarak sinemaseverlerle buluşmasına da
önayak olmuştu. Zira Eczacıbaşı, o yıl İstanbul Film Festivali’ne konuk olan
Kayseri doğumlu Oscar’lı yönetmen Elia Kazan’ı da yanına alarak
sansüre karşı bir yürüyüş organize etmiş, ardından yapılan yasa değişikliğiyle
festival filmleri denetimden muaf tutulmuştu.
Şakir Eczacıbaşı, İKSV’deki
çalışmalarına ek olarak Türkiye’nin düşünce ve kültür yaşamının önde gelen
isimleriyle birlikte Kültür Girişimi’ni kurdu. Kültür Girişimi,
1998 yılından bu yana yedi kültür sempozyumu gerçekleştirdi. Son anına kadar
İKSV’nin Şişhane’deki yeni binası Deniz Palas’la ilgilenen
Şakir Eczacıbaşı’nın anılarını derlediği kitabı, önümüzdeki günlerde
yayımlanacak.
Şakir Eczacıbaşı’nın cenazesi, 26 Ocak Salı günü Teşvikiye
Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu
Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
[Sayfa)
‘Sanatın heykeli
dikilesi hamisi’
Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı):
İşadamı kimliğiyle ekonomimize önemli katkılar sağlayan Şakir Eczacıbaşı,
sanatçı kimliği ve öncülük ettiği faaliyetlerle, kültür ve sanat hayatının
zenginleşmesinin yanı sıra ülkemizin tanıtımına da değerli hizmetlerde bulundu.
Kültür sanat dünyamız için büyük bir kayıp. Milletimiz Şakir Eczacıbaşı’nı her
zaman saygı ve sevgiyle hatırlayacak.
Recep Tayyip Erdoğan
(Başbakan): Aynı zamanda iyi bir fotoğraf sanatçısı olan
Eczacıbaşı’nın, sanat ve sanatçı için gösterdiği hamiyetperver tavır, inanıyorum
ki bütün iş adamlarımız için unutulmaz ve teşvik edici güzel bir örnek
olacaktır.
Deniz Baykal (CHP Genel Başkanı): İşadamı,
fotoğraf sanatçısı, yazar, kültür adamı Şakir Eczacıbaşı ülkemizin iş dünyası
için olduğu kadar, kültür ve sanat dünyası için de yeri doldurulamayacak sayılı
saygın ve seçkin isimlerden biridir.
Ertuğrul Günay (Kültür
Bakanı): Sadece iş dünyası değil, sanat dünyası da bir duayenini
kaybetti. Yaşamının büyük bir bölümünü sanata adamıştı. Sanat için kurulan
kuruluşların kurumsallaşmasına öncülük etti. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nı
(İKSV), bienali, festivalleri, bütün kültür sanat etkinliklerini nasıl
sahiplendiğini minnetle hatırlıyorum şimdi. Zaman zaman çevresindeki gençleri
bile kıskandıracak bir enerjiye sahipti. Hatta en son bienalde görüştüğümüzde,
orada oluşunun hastalığı için doğru olup olmadığını sorduğumda “Burada oluşum
mutluluğum için en doğrusu” cevabını aldım. Deniz Palas da Şakir Bey’in
İstanbul’a attığı son imza oldu. Açılışını yapamadı ama eminim İKSV’nin
tamamlanması konusunda da huzur içindeydi. Bize düşen; kültür sanat
etkinliklerini onun arzu ettiği yoğunlukta sürsürmeye çalışmaktır.
Doğan Hızlan (Yazar): ‘Şakir Eczacıbaşı nasıl biri?
tanımla’ derseniz, ‘mükemmelin peşindeki adam’ derim. İyi bir fotoğrafçıydı,
fotoğrafın dışında yazı yeteneği de vardı. Kendini bir şeye adadığında dünyayı
unuturdu. Rasyonel bakardı, akılcıydı. Bir kültür adamı olarak onu anacağız ama
bir dost olarak onu çok arayacağız. Bülent Eczacıbaşı (İşadamı): Sevgili
amcamızla uzun süre çalışma onuruna ve şansına eriştim. 16 yıldır İstanbul
Kültür Sanat Vakfı’nın başkanlığını yürütmekte olan Şakir Eczacıbaşı’nın
ülkemizin kültür sanat dünyasına çok büyük katkıları olmuştur.
Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü): Şakir Eczacıbaşı’yla
uzun yıllardır çalışıyorum. Şakir bey bir kültür adamıydı. O da zaten bir
işadamı değil kültür adamı olarak tanınmak ve bilinmek isterdi. İKSV’nin birçok
girişiminde özelliklede son dönemde onun imzası vardır. Onun önderliğinde belli
bir noktaya gelindi. İçinde bulunduğumuz, yeni taşındığımız Deniz Palas’taki
İKSV binası tamamen onun iradesi ve onun kararlılığı sayesinde hayata geçmiştir.
Şakir Bey son derece çabuk karar veren ve titiz birisiydi. Bu nedenle de İKSV’de
yapılan bütün işler onun önderliğinde, onun titizliğiyle yapıldı ve bundan
sonrada öyle yapılmaya devam edilecek.
Talât Sait Halman
(Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı ve Şakir Eczacıbaşı’nın çok yakın
arkadaşı): Çok büyük bir dostum öldü, Türk kültürünün büyük bir dostu
öldü. 70 yılı aşan bir arkadaşlığımız vardı. Başlı başına bir kültür-sanat
kurumuydu. Can dostumdu, ‘Şakircan’ diye hitap ederdim. 7-8 yaşlarından beri çok
yakınız, küçüklüğümüz birlikte geçti. Birçok konuda da birlikte çalıştık.
İKSV’nin kuruluşuna ve İstanbul Festivali’nin yapılışına şahit oldum kültür
bakanlığım sırasında. Doğal bir yaratıcılığı vardı her an hissederdiniz ki bu
insan bir şeyler üretmek için, katkıda bulunmak için var. Çok sıcak bir kişiydi
ve daima gür bir sesle gülerdi. En büyük eseri İstanbul festivalleridir,
Türkiye’nin en muhteşem festival yaratıcıdır. İstanbul’u kültür sanatla adeta
yeniden yarattı. İKSV aracılığıyla İstanbul’u dünyaya tanıttı. Bir kültür
abidesi yıkıldı, hepimizin başı sağolsun.
Atilla Dorsay (Sinema
yazarı): Türkiye’nin, sanatı iş hayatı kadar benimseyen ve Türk
burjuvazisinin gerçek kurucularından biriydi. Sanata olan büyük ilgisi
dolayısıyla iş hayatını erkenden bıraktı, kendisini gençliğinden beri tutkunu
olduğu edebiyat, fotoğrafçılık ve sinemaya adadı. Türk Sinematek Derneği’ni o
kurdu. Derneğin 1980 yılında 12 Eylül yönetimi tarafından kapatılması üzerine
İstanbul Film Festivali’ni başlattı. Sonra İKSV’nin başına geçti ve
İstanbulluları, dolayısıyla da sanatseverleri beş önemli sanat festivaliyle
besledi. Bugün Türkiye’de aklıbaşında bir sinema izleyicisi oluşmuşsa ve yine
bugün ‘yeni Türk sineması’ dediğimiz akım bütün gücüyle ayaktaysa bu Şakir
Eczacıbaşı’nın çabaları sayesinde oldu. Türk sanatının heykeli dikilmesi gereken
büyük hamilerinden ve sanatçılarından biridir. Hatırası önünde saygıyla
eğiliyorum.
|