Türkiye'de 20. yüzyıl mimarlık tarihi
dendiğinde ilk akla gelen, 1930'lardan 1980'lere dek mimarlık alanını en çok
etkileyen isim kuşkusuz Sedat Hakkı Eldem. Osmanlı
Bankası Müzesi, doğumunun 100. yılında efsanevi mimarı bir dizi
etkinlikle andı. Dizinin ilk ayağı geçen yıl düzenlenen "Sedat Hakkı
Eldem I: Gençlik Yılları" başlıklı sergiydi. Bugüne dek benzeri
görülmemiş çok geniş kapsamlı bir çalışma olan, Eldem'in doğumundan başlayarak
çocukluğu, gençliği ve eğitim yıllarını anlatan sergi yeğeni Ethem Eldem'in
sağladığı belgelerle oluşturulmuştu.
8 Nisan'dan bu yana sergilenen "Sedat Hakkı Eldem II
Retrospektif"inde ise Eldem'in 1930'lardan yaşamının sonuna dek
sürdürdüğü çalışmaları yer alıyor. Vehbi Koç Vakfı ve
Sadberk Hanım Müzesi desteğiyle ortaya çıkan bu arşiv serginin
ve eşzamanlı yayımlanan kitabın küratörlüğünü Bülent Tanju ve
Uğur Tanyeli üstlenmiş. Tasarım da Bülent
Erkmen'e ait.
Serginin ortaya çıkış öyküsünü ve Sedat Hakkı Eldem'in Türk mimarlığı
üzerindeki etkilerini Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi
Uğur Tanyeli ve Osmanlı Bankası Müzesi Müdürü Sima
Benaroya ile konuştuk. Geleceğe yol
gösterecek
Sedat Hakkı Eldem'e ait çok ciddi bir malzeme ve arşiv olması Osmanlı Bankası
Müzesi Müdürü Sima Benaroya'yı böyle bir sergiye yöneltmiş.
Benaroya, "Hiçbir mimarda olmayan bir arşivi vardı, böyle bir malzemeyle sergi
yapmamak olmazdı" diyor. Osmanlı Bankası Müzesi'nin arşive verdiği önemle Sedat
Hakkı Eldem'in müthiş zengin arşivi birleşince ortaya bugüne dek benzeri
görülmeyen tarihi sürekliliği olan, doğumdan ölüme uzanan farklı bir sergi
çıkmış. Gelecekte de kendisiyle ya da mimarlık tarihimizle ilgili her
araştırmaya yol gösterecek nitelikte bir çalışma olmuş. "Eğer içinde çok önemli
ölçüde Osmanlı konut mimarisiyle de ilgili bol malzeme olan bu arşivin kullanıma
açılmasına aracılık edebilirsek büyük bir mutluluk olur bu bizim için" diyor
Uğur Tanyeli.
Sedat Hakkı Eldem, "İkinci Ulusalcı Mimarlık" denen
tarihselci akıma öncülük ettiği için hem övülen hem de yerilen bir isim.
Mimarlığı hakkında farklı düşünceler olsa da herkesin birleştiği bir nokta var:
Onun aurası. Sinan'dan sonra en önemli Türk mimarı kabul ediliyor. Ama yine de
Uğur Tanyeli ve Bülent Tanju sergi için hazırlanan kitabın önsözünde "Bu sergide
kutsanan bir şey varsa o da Sedat Hakkı Eldem değil, arşividir" diyorlar.
Uğur Tanyeli'ye göre "erken cumhuriyet dönemi"nde yetişen Sedat Hakkı Eldem,
düşünce biçimi olarak ulusalcı bir anlayışa sahip olmasa da ulusalcı damara çok
büyük katkıda bulunmuş bir mimari anlayışa sahip. Türkiye'deki gelenekselliğe
eklemlenen bir mimarlık yapmaya çalışıyor. Kişiliğinde de mimarlığında da
geleneksellikle modernizm arasında çekiştirilen bir adam. Hilton Oteli, Akbank
Genel Merkezi, bugünkü Başbakanlık Binası, Le Corbusier etkili binalar ama bir
yandan da Türkiye'nin o yıllardaki beklentilerinin sonucu olarak ulusalcı tarafa
çekildiğini söylemek mümkün. 5 Temmuz'a kadar
açık
Uğur Tanyeli, bir yere ait olamama ve yurtsuz olma durumunun Sedat Hakkı
Eldem'e verimlilik kattığını söylüyor. "Yaptıkları bir markaya dönüşünce ortamın
etkisiyle bir Sedat Hakkı Eldem üslubu oluştu. Talep oldukça da o markaya uygun
eserler üretti" diyor. Tarihimizde, onun kadar mimarlığı hoca ve tasarımcı
olarak yönlendiren, etkisine alan bir başka isim yok.
Eldem'in çok bilinen çalışmaları arasında Yalova Termal Oteli, Ayaşlı Yalısı,
Ilıcak Yalısı, İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi, İstanbul Sosyal
Sigortalar Kurumu, Taksim Atatürk Kitaplığı, Alarko Ofis Blokları, Koç Holding
Yönetim Merkezi, Koç Konutu, TBMM Başkanlık Konutları, Florya Tesisleri, Naciye
Sultan Korusu Konutları gibi binalar sayılabilir.
Tanyeli, "Sedat Hakkı Eldem'in mimari geleneğini sürdürmeli miyiz, bugün
mimari anlayışı yaşatılmalı mı" sorumu "Hayır bu anlamda Sedat Bey'i yaşatmak
değil öldürmek lazım" diyerek cevaplıyor. Tanyeli'ye göre Türkiye'de geleneksel
mimari ile ilişkili olsun denilen her yapıda adı söylensin söylenmesin Eldem'in
etkisi var: "Dünyanın her yerinde gelenekselci yaklaşımlar olur ama bunun
özellikle propagandasının yapıldığı, özellikle talep edildiği anlayıştan
kurtulmak gerekiyor. İstanbul'u güzelleştirmenin yolu eskiye benzetmekten
geçmiyor. Sedat Hakkı Eldem'in adı konmamış etkisinin azaltılması lazım".
Osmanlı Bankası Müzesi'ndeki sergi 5 Temmuz'a dek görülebilir. Daha sonra
Bankalar Caddesi'ndeki tarihi binanın bir kültür kompleksine dönüştürülmek üzere
restorasyon çalışmaları başlıyor.
|