on 100 yıl içinde, İstanbul'da, antik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin yüzde 70'i yıkılarak yok edildi. İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Süleyman Faruk Göncüoğlu, uzun süredir, İstanbul'un katledilen tarihi varlıklarıyla ilgili araştırma yapıyor. Göncüoğlu, İstanbul'un özellikle sur içinde, yok edilen tarihi varlıkları, fotoğraflarla tek tek tespit etmeye çalıştı.
Göncüoğlu'nun araştırmasına göre, en büyük katliamlar Osmanlı'nın son döneminde yapıldı. İttihat ve Terakki 1889-1918 yılları arasındaki yol ve meydan çalışmaları sırasında, Beyoğlu Yarımadası ve sur içini yıktı. Antik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait cami, kilise, sinagog, külliye mescit ve sivil mimari örneği yerle bir edildi.
İthal Neron
1930'lu yıllarda ise İsmet İnönü'nün başbakan olduğu CHP döneminde yeniden kıyım başladı. İstanbul'u modernleştirmek adına, Fransa'dan getirilen şehir plancısı Henry Prost, bugünkü Vatan ve Millet caddeleri ile Aksaray Meydanı, Atatürk Bulvarı ve Fatih Fevzipaşa Caddesi'nin projesini çizen mimardı. Prost'la ilgili en meşhur hikayelerden biri, Saraçhane'de meydan genişleme çalışması yaparken toprak altından iki Bizans sütununu çıkarabilmek için, Osmanlı döneminin önemli eserleri olan Emetullah ve Darphane Mescidi'ni yerle bir etmesi. Tarihçiler bu yüzden, Prost için 'İthal Neron' tanımlaması yapıyor. Projeleri Prost tarafından çizilen ancak Adnan Menderes'in başbakan olduğu dönemde Vatan ve Millet caddeleri üzerinde tarihi eserlerin üzerine inşa edilen yapıların sayısı onlarla ifade ediliyor. Sadece Vatan ve Millet caddelerinde 55 tane cami, mescit ve kilise yıktırıldı. Cumhuriyet döneminde Fevzipaşa Caddesi açılırken Fatih Külliyesi'nin yarısı, medreselerin bir kısmı yıktırıldı. Yine Menderes döneminde Karagümrük civarında Edirnekapı Külliyesi'nin bir parçası, yol genişletme çalışması sırasında yıkıldı. Yani 1934 ve 35'te çıkan kanunların büyük bölümü Menderes döneminde uygulandı.
|