u haftaki Time Dergisi’nin kapağında Marco Polo var. Kapak konusu ise "Bugün Doğu Batı ile nasıl buluşuyor?" Venedikli tacir 700 yıl önce Çin’e gidip Doğu ile Batı arasında bir bağ kurmuş.
Peki bu bağ bugün ne durumda? Ya Doğu ile Batı arasındaki geçiş noktasındaki şehirler? Mesela İstanbul?
Derginin, İstanbul’un karmaşık kimliğini anlatması için seçtiği yazar Elif Şafak. Yazısının bir yerinde Şafak, İstanbul’u bir sarkaca benzetiyor. Kozmopolitlik ile milliyetçilik, hafıza kaybıyla anılar, yüklü bir geçmişle umut vaat eden bir gelecek arasında gidip gelen bir sarkaç. Gerçekten İstanbul biraz böyle.
Geçen gün Gülhane Parkı’ndaki tarihi binada "İstanbul Turizm Atölyesi"nin bazı üyeleriyle yemekte nedense Şafak’ın bu yazdıkları düştü aklıma. Önce "İstanbul Turizm Atölyesi"nin ne olduğunu, neler yaptığını anlatayım dilerseniz.
Atölye, İstanbul Büyükşehir Belediyesi danışmanlarından mimar Tülin Ersöz’ün başkanlığında iki yıl önce kurulmuş. Merkezi ve yerel yönetim temsilcileri, turizmciler, akademisyenler, çeşitli STK temsilcileri var İstanbul Turizm Atölyesi’nin üyeleri arasında. Belirli dönemlerde bir araya geliyorlar ve proje üretiyorlar.
Ürettikleri projeleri belediyenin ilgili birimlerine gönderiyorlar. İş burada bitmiyor elbet. Projeler hayata geçtiğinde takibini de yapıyorlar.
Şimdiye kadar neler yapılmış
Tülin Ersöz kısaca anlatıyor şimdiye kadar gerçekleştirdikleri projeleri.
Taksim’de Talimhane’nin yeniden düzenlenmesi, binaların boyanması. Sultanahmet’te bazı sokakların altyapılarından binalarına kadar elden geçirilmesi. Süleymaniye Külliyesi’nin projelendirilmesi. Büyükada’daki at ahırlarının yenilenmesi. Boğaziçi Köprüsü’nun aydınlatılması.
Turizm Atölyesi bunun için Bayındırlık Bakanlığı ile işbirliği yapmış. İhale 2005 yılında açılmış. Çalışmalar geçtiğimiz mart ayında başlamış ve bir terslik olmazsa 29 Ekim’de çevre yollarıyla birlikte aydınlatılmış bir Boğaziçi Köprüsü’ne kavuşacakmışız.
Turist sayısında 8’lik artış
Peki İstanbul Turizm Atölyesi’nin yeni projeleri arasında neler var? Bu yıl 12 ile 17 Eylül tarihleri arasında Galata Köprüsü’nde yapılacak Tasarım Haftası. Yine Gülhane Parkı’nda şekillenmiş olan bir proje.
İstanbul’un kültür ve sanat merkezinin yanı sıra sağlık, eğlence ve alışveriş merkezi olarak da adından söz ettirmeye başlaması yine Turizm Atölyesi’ndeki beyin takımının işi. İstanbul’un daha fazla nasıl turist ağırlayacağı da bu takımın tartıştığı konulardan.
Gülhane’deki yemeğe katılanlar arasında İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da var. 2005 yılında İstanbul’a yaklaşık 5 milyon turistin geldiğini söylüyor. Bu yıl yüzde 8’lik bir artış bekleniyor.
Avrupa’nın en ucuz havayolu diye bilinen Easy Jet’in İstanbul’a ucuz uçuşlar başlatması önemli bir gelişme. Ucuz uçuşlar İstanbul’u kolaylıkla bir week-end destinasyonu haline getirebilir.
İstanbul Turizm Atölyesi, şimdiye kadar sekiz uluslararası turizm fuarına katılmış. Bazı fuarlarda ödül da kazanmış. Şimdi en önemli hedefi İstanbul turizmi için bir model, bir strateji geliştirmek.
Gülhane’deki toplantıda neden Elif Şafak’ın yazısı aklıma düştüye dönersek...
İstanbul Turizm Atölyesi, Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde, İstanbul’un daha fazla dünyaya açılması, tanıtılmasına çalışıyor. Ama diğer yanda bağlı olduğu kurumda Ayasofya’yı İstanbul’un tarihi mirası arasında saymayanlar var. İstanbul’un tarihinin 1453 yılında başladığına inananlar var.
Şafak’ın sarkaç benzetmesine niye o kadar katıldığımı, bilmem anlatabildim mi.
|