2010’da yasalaşması beklenen kentsel dönüşüm
tasarısı ile Zeytinburnu’ndan Beyoğlu’na kentsel dönüşüm alanlarındaki evlerin
yüzde 15’i, iskan ruhsatı olmadığı için mağdur olma tehlikesi taşıyor. Bu
binalarda oturanlar, evleri yıkılırken 'hak sahibi' sıfatıyla eşdeğer bir
gayrimenkul veya dairelerinin bedelini alamayabilecek.
İnşaat sektörünün arsa sıkıntısına çare olarak görülen ve kötü
yapılaşmaları silecek olması nedeniyle yıllardır dört gözle beklenen 'Kentsel
Dönüşüm Yasası'nın 2010 yılının ilk çeyreğinde çıkması bekleniyor. Bu yasayla
kentsel dönüşüm alanında proje geliştirecek inşaat firmaları, aynen kat
karşılığı projelerde olduğu gibi dönüşüm yapacağı binayı yıkacak ve buradaki
'hak sahiplerine' ya eşdeğer bir gayrimenkul, ya da yıktığı dairenin bedelini
verecek. Peki bu kentsel dönüşüm bölgelerinde müteahhitlerinin arsadan
yararlanma hakkını ifade eden kat irtifakı tapusunu aldığı ancak projesine
aykırı inşaat yaptığı için iskan ruhsatı almadığı binalarda oturanlar, bu
noktada hangi 'hak sahipliğinden' söz edebilecek?
Bu kişiler hem dairelerinden olup hem de yıkılan dairesinin
bedelini dahi alamadan mağdur mu olacak? İşte bu sorular, 'iskan affının' hangi
koşullarda ve ne zaman getirileceğinin netleştirilmesi ihtiyacını yeniden
gündeme taşıdı.
İskan ruhsatı olmayan binalarda oturanların yasaya göre
'bağımsız bölüm maliki ve hak sahibi' olarak değil 'tapudan hisse sahibi'
şeklinde göründüğünü söyleyen Taşınmaz Değerlendirme Müşavirlik Ltd. (TADEM)
Başkanı Ali Çetin Önder, "Beyoğlu, Tarlabaşı, Zeytinburnu, Küçükçekmece,
Kağıthane, Alibeyköy, Sultanbeyli gibi pek çok semt, kentsel dönüşüm bölgesi
kapsamında. Bu bölgedeki binaların gecekondu bölgeleri dahil olmak üzere yüzde
15’inin, tüm İstanbul’daki binaların ise yüzde 5-10’unun iskan ruhsatı yok. Yani
müteahhitleri arsadan yararlanma hakkını ifade eden kat irtifakı tapusunu almış
ama projesine aykırı hareket ettiği için iskan ruhsatı almamış. Bu yüzden de
daire sahipleri ‘yasal bir hak sahibi’ olarak değil ‘tapudan hisse verilen
kişiler’ olarak görünüyor" dedi.
Kentsel dönüşümde ise yıkıp yenilenecek evlerde oturan 'hak
sahiplerine' eşdeğer bir gayrimenkul veya daire bedeli verileceğini hatırlatan
Önder, "Bu noktada hangi hak sahipliğinden söz edebilecek? Tapuda 2 kat olarak
gösterilen ancak gerçekte müteahhiti 3 kata çıktığı için iskan ruhsatı almamış
bir binanın 3. katında oturanlar, hem dairelerinden olup hem de yıkılan
dairesinin bedelini alamayabilir. Bu belirsizlikleri sona erdirecek olan ise
’iskan affı’dır. Bu affın kapsamı belirlenirse, mağduriyetler ortadan
kalkacaktır" dedi.
İskan affında gözler Nisan 2010’a
çevrildi
Vatandaşların kat irtifaklı tapularını 28 Kasım’a kadar kat
mülkiyetli tapulara geçirmedikleri takdirde 1.000 lira para cezası ödemesi
şartını geçtiğimiz aylarda ortadan kaldıran imar kanunu, kat mülkiyetine geçiş
sürecini kısaltmış ancak ’iskan affı’nı ertelemişti. Projesindeki imar
şartlarına aykırı inşa edildiği veya deprem yönetmeliğine uygun olmadığı için
iskan ruhsatı verilemeyen binalara iskan affının getirilip getirilmeyeceği ve af
kapsamına hangi binaların gireceği, 2010 Mart-Nisan’ında çıkması öngörülen yeni
imar kanununda belli olacak. TADEM Başkanı Ali Çetin Önder, "Hangi tür
konutların af kapsamında olacağını 2010 Mart ya da Nisan ayında
netleştirileceğini tahmin ediyoruz" dedi.
Plan ne kadar aşılmışsa af ona göre
belirlenir
Affın, konutun proje halinden ne kadar uzaklaştığıyla ilgili
olduğunu söyleyen Ali Çetin Önder, şunları kaydetti: "Konut, tapuda gösterilen
projesine aykırı olarak 100 metrekare yerine az bir farkla 110 metrekare olarak
inşa edilmiş ve deprem güvenliği taşıyorsa önerimiz iskan affı kapsamında
değerlendirilmesi. Ama eğer 100 metrekarelik bir konut, 200 metrekare yapılarak
genel imar planlarını da bozuyor ve deprem güvenliği de taşımıyorsa af
kapsamında olmayabilir. Bu durumda güçlendirme çalışmaları yapılıp, planını
aştığı ölçüde ceza alması gündeme gelebilir."
|