İşgalciye Ödül
Bilim ve fen bakımından ormanlık bir alanın orman vasfını kaybetmesi ancak şöyle olur sevgili okurlar; o bölge deprem, toprak kayması veya sel gibi doğal bir afete uğrar, toprak ve arazi yapısı bozulur, yeniden ağaçlandırmaya uygun değildir, bu da bilim insanlarınca onaylanır, o zaman anlarız. Yoksa birileri gelip ormanlarımıza villa, fabrika,
İmam bildiğini okur misali, AKP daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen şu meşhur 2-B yasasına iyice odaklandı, bir yolunu bulup bunu TBMM’den yine çıkartacak. Kamuoyunda 2-B olarak adlandırılan bu yasa, mevcut orman yasasının ikinci maddesinde yapılacak değişiklikle, “bilim ve fen bakımından orman vasfını kaybetmiş” orman alanlarının yerli ve yabancı özel kişi ve kuruluşlara, başta madencilik ve turizm olmak üzere çeşitli ormancılık dışı amaçlarla kullanılmaları için verilebileceği hükmünü taşımaktaydı ve bu yasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi reddetmişti. Yıllarca bilim ve fen okuduk ama bir ormanın durup dururken bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmesine hiç aklım ermedi. Yani şöyle mi olacak acaba; örneğin İstanbul’da Çavuşbaşı Ormanı’nın göbeğinde, hani Kemal Abi başta olmak üzere AKP’li ağır toplar kendilerine kaçak villalar yapmışlardı ya, işte oraya orman kadastro memurları gidip bakacaklar ki orası bilim ve fen bakımından orman vasfını birdenbire kaybetmiş. Ne olacak orası şimdi, devletin elinde mi kalsın yani, ver Kemal Abi’ye gitsin, ver kurtul. Bilim ve fen bakımından ormanlık bir alanın orman vasfını kaybetmesi ancak şöyle olur sevgili okurlar; o bölge deprem, toprak kayması veya sel gibi doğal bir afete uğrar, toprak ve arazi yapısı bozulur, yeniden ağaçlandırmaya uygun değildir, bu da bilim insanlarınca onaylanır, o zaman anlarız. Yoksa birileri gelip ormanlarımıza villa, fabrika, otel, vesaire dikerse orası ormanlıktan çıkmaz, sadece işgal alanı olur. İşgal edeni kovup orayı tekrar ağaçlandırırsanız, yani bilim ve fenni halk yararına kullanarak malınıza sahip çıkarsanız orası yine orman alanına dönüşür. Başta AKP iktidarı olmak üzere yıllar boyunca bütün hükümetler kamu malı olan ormanların kendi yandaşlarınca, yerli-yabancı sermaye gruplarınca işgaline ses çıkartmadılar, buna çanak tuttular, hatta kendileri pazarladılar ormanlarımızı. O arazilere orman vasfını kaybettirenler, işte onlardır. Aklı başında yöneticiler eğer yönetim erkini kamudan yana kullanmak isterse yasal mevzuat buna uygundur, diretirlerse onlara kolay kolay engel çıkmaz. Çevre ve Orman bakanı, koruyup geliştirmekle yükümlü olduğu ormanlarımızı satmayacağını beyan edip bu yönde diretseydi, bu kaptıkaçtı yasaya önayak olmasaydı, hem arkasında sağlam bir kamuoyu oluşturur, hem de ormanlarımız kurtulurdu. Ama o, gelmiş geçmiş en beceriksiz bakanlardan birisi olduğundan kendinde bu cesareti bulamıyor, kendisini oraya monte eden AKP’nin ve işbirlikçi sermayenin sözünden dışarı çıkamıyor. Onun verdiği bilgilere pek inanılmaz ama, şu anda 4400 kilometrekare büyüklüğünde bir alan, 2-B kapsamına girecek, yani bu kadar alan pazarlanacak. AKP, hazırlamakta olduğu yeni yasa taslağında süslü yalanlar da söylüyor, 2-B arazilerinin üzerinde tema parkları kurulacağından bahsediyor. Tema parkı deyince çorak arazilerin yeşil bahçelere dönüşeceği sanılmasın, temalı parklarda ciddi bir yapılaşma vardır. Temalı parklar yaklaşık beş bin dönüm arazi üzerine kurulur, üzerinde ve çevresinde yüz binlerce metrekarelik inşaat alanı bulunan yapılar yer alır. Temalı parklar halkın ücretsiz kullanacağı mekanlar değildir, bunları uluslararası şirketler kurar ve işletir. ABD, Avrupa, Japonya ve Tayland’da birçok temalı park kuran Disney grubu bunun bir örneğidir. Her tema parkı, ziyaretçileri için kurulu onlarca oteli, restoranı, eğlence merkezleriyle birlikte paralı bir eğlence kompleksidir ve halkın ücretsiz kullanımına açık değildir. Bu kompleksler bulunduğu yöreye yoğunluk, yapılaşma ve kirlilik getirir, bize de bir faydası yoktur. AKP’liler, yasa değişikliğini kamuoyuna sevimli göstermek için böyle bir cin fikir bulmuşlar, yoksa onlar gezip görmüştür oraları, temalı parkın ne olduğunu iyi bilirler. Yeni yasa taslağına göre 2-B arazilerinin bir bölümü de kentsel dönüşüme açılacak. Kentsel dönüşüm AKP’nin uyguladığı, kent merkezlerindeki yoksul işçi mahallelerinin kent dışına çıkarılarak ticaret ve turizm amacı ile sermayeye tesliminden başka bir şey değildir, bir toplumsal ihanet projesidir. AKP’nin bu yeni yağma yasasına karşı durmak; eli kalem tutan, yazıp çizen, düşünüp üreten, yönetim ve yargı erkine sahip olan herkesin yurttaşlık borcudur. Bunlara, orman işgalcilerine geçit vermeyecek yurttaşları yine zor ve zahmetli günler bekliyor. |