Toplantıda konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin ihracat rakamları ile ihracat potansiyelinin arttığı ülke ve bölgeler hakkında bilgi verdi. Büyükekşi, Arap Baharının yaşandığı ülkelere yapılan ihracatın, olaylar öncesi seviyelerine yaklaştığını vurguladı. Ortadoğu ülkelerine yönelik ihracat artışına değinen Büyükekşi, ''2013 yılında Irak, Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı birinci ülke haline gelebilir'' dedi. 2023 ihracat stratejisinde hedef alınan 500 milyar dolar ihracata ulaşmak için üretimi arttıracaklarını belirten Büyükekşi, ''Bundan sonraki hedefimiz bu hedefi tüm ulusa maledebilmek. Yurt içi ve yurt dışında yaptığımız tüm toplantılarda en üst düzeyden en alt düzeye kadar 2023 hedeflerimizi anlatıp, bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. TİM bünyesindeki her sektörün bağımsız yaptığı çalışmada 2023'e ilişkin ihracat rakamı 545 milyar dolar çıktı. Sektörlerimizin 2023 ihracat hedefiyle ilgili yaptığı çalışma sonunda hedef rakamı 545 milyar dolar çıktı'' diye konuştu. Yeni yatırım teşvikleri sayesinde 2023 yılı ihracat hedefine tüm sektörlerin desteğiyle ulaşacaklarını anlatan Büyükekşi, ''İnşaat sektörü, gerek yurt içi üretim gerekse de ortaya koyduğu ihracat hacmi açısından Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyor. 2023 ihracat hedefine doğru ilerlediğimiz bu yolda, inşaat sektörümüzün de gerekli katkıyı vereceğine inanıyorum'' şeklinde konuştu. ''Suriye'ye ihracatta yüzde 65 seviyelerinde düşüş var'' AA muhabirinin Suriye ticaretine ilişkin sorusunu da yanıtlayan Büyükekşi, ''Suriye'ye yapılan ihracatımızda yüzde 65 seviyelerinde düşüş var. Türkiye insani düşünmese, yani elektrik vermeyi kesse Suriye'ye ihracatımız yüzde 90 seviyelerine düşer. Biz şu an sadece insani durumu düşünüyoruz. İnanıyoruz ki karışıklıklar sonrası Suriye, diğer Orta doğu ülkeleri gibi büyük ihraç pazarlarımızdan biri olacak'' öngörüsünde bulundu. ''Çimento, seramik, sağlık gereçlerinde Avrupa birincisiyiz'' 2012 ihracat rakamları hakkında bilgi veren İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç da, ''İnşaat malzemesi ihracatında, 2012 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8'lik bir artış kaydedildi. İnşaat malzemesi ihracatında Mayıs 2012'de, Mart 2012'den sonra 17 aylık dönemde ikinci yüksek performans 1 milyar 710 milyon dolar ile yakalandı. İhracatın ithalata oranı ise yine aynı ayda yüzde 230 seviyesinde gerçekleşti'' dedi. Sektör olarak 2011 yılını yüzde 11,2 büyüme oranı ile ikinci sırada tamamladıklarını hatırlatan Bilmaç, ''Sektörümüz çimentoda, seramik, sağlık gereçlerinde Avrupa'da birinci; demir-çelik ve gaz-betonda ikinci; seramik, plastik, profil, hazır betonda üçüncü sırada. Hükümetin hedeflediği yüzde 4 ekonomik büyüme ortamında, inşaat sektörümüzün, 2012 yılında yüzde 7 ile yüzde 8 oranında büyüyeceğini öngörüyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. ''Türkiye'nin büyüme beklentileri yukarı yönlü revize edilebilir'' İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Kerem Alkin de, 2012 yılının ilk çeyrek genel değerlendirmesini yaptı. Alkin, ''Türk ekonomisinin 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 3 ve altında kalması beklenen büyüme beklentisinin aksine, yüzde 3,2 büyümesi ve beklenenden iyi gelen Mayıs ayı sanayi üretim verisi, Türk ekonomisi için yıl başında dillendirilen büyüme beklentilerinin yukarı doğru revizyonu ihtimalini gündeme getirebilir. Küresel resesyon riskine bağlı olarak, uluslararası emtia fiyatları kısmen yumuşamışken ve enflasyon riski azalmışken, merkez bankalarının bu durumu büyüme lehine kullanmaya çalıştıkları gözleniyor'' diye konuştu. ''Türk ekonomisi 'yumuşak iniş' sürecini tamamladı'' Alkin, Türk ekonomisinin enflasyon ve cari açığı kontrol altına alırken, yine de büyümeyi sürdürmesinin Türkiye'ye not artırımı ve bir pozitif ayrışma olarak döndüğünü ve Türk ekonomi yönetiminin ''yumuşak iniş'' sürecini tamamladığını söyledi. 2012 yılının ikinci yarısını, Avrupa Birliği ve Avro Bölgesi açısından bir toparlanma ve yaraları sarma süreci olarak nitelendiren Alkin, ''Esas Kasım ayındaki başkanlık seçim süreci sonrasında, ABD'nin özellikle 2012'nin bir numaralı gündem maddesi olacağı beklenmektedir. Türkiye ekonomi yönetimi, tüm bu belirsizlikler ve kur savaşları'nın ortasında, süreci dinamik yönetmeye ve ekonomi politikalarını esnek tutmaya çalışmaktadır'' dedi. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Bumin Doğrusöz ise, Yeni TTK'nın şirketlere sunduğu olanaklar ile yeni TTK'da yapılan değişikliklere değindi. Doğrusöz, ''Değişiklikle Yeni TTK'da şirket içi ihtilaflara yol açacak nitelikte boşluklar meydana geldi. Alt mevzuat henüz hazır değil. Yeni TTK pek çok konuyu bizzat düzenlemeyerek, siyasi idari otoritelerin düzenlemelerine ve takdirine bırakıyor. Bunun sakıncaları olur'' yorumunda bulundu.
|