nşaat sektörünün içinde bulunduğu sorun ve sıkıntıları bu yazı vesilesiyle dile getirmenin yerine konuya bir başka pencere açmak niyetindeyim. Sektöre ilişkin maliyet hesapları, girdi çıktı dengesi gibi konular önemli ama kamusal yararı her zaman ön planda tutan İnşaat Mühendisleri Odası'nın farklı sorunları öne çıkarması zorunluluktur. Bu yazıda önemli bir sorun olan yapı denetimine değinmek istiyorum. Bu konuda ısrarcı olmak, konuyu bıkıp usanmadan kamuoyu gündemine taşımak durumundayız. Çünkü topraklarının neredeyse tamamına yakını şu ya da bu oranda deprem riski taşıyan bir ülkede yaşıyoruz ve ne yazık ki, depremlerin asıl yıkıcı etkisinin nedeni olan yapı denetimindeki eksiklik ve aksaklık olduğu görmezden geliniyor, sorun istenilen düzeyde ele alınmıyor ve kamuoyunun gündemine giremiyor.
Ülkemizin asli sorunları arasında köyden kente göç, kaçak ve sağlıksız yapılaşma, seçim dönemlerinde çıkartılan imar afları ve çarpık kentleşmenin doğurduğu sonuçlar bulunuyor. Sağlıksız kentleşmenin ana nedeni ise servisli kentsel altyapı üretilememesidir. Kentlerimiz rahat ve kolay yaşanılır yerler olmaktan çok uzaktır ve deprem gibi doğal afetler karşısında insanımız korunaksızdır.
Yalnızca güvenilirlik değil
Yapı denetimi, bütün bu sürecin başat sorunu olarak ülke gündeminde önemli yer tutuyor. Yapı denetimi, yapı üretim sürecinin bütün aşamalarını kapsadığı ve niteliklerini artırdığı oranda anlamlıdır. Yapı denetimini salt güvenirlilik olarak algılamak doğru değildir. Aynı şekilde salt doğal afetlerle ilgili ele almak da eksik olacaktır. Zümrüt apartmanının çökmesi, Antalya'da alışveriş merkezinin çatısının uçması gibi olaylar doğru ve yeterli mühendislik hizmetinin tam olarak verilememiş olmasından kaynaklanmıştır.
Yapı denetim süreci yer seçimi, projelendirme, yapım koşulları, çevre güvenliği, kent planlaması, estetik, sağlık koşulları, ekonomi ve garanti sürelerini içeriyor. Ancak yukarda sıraladığımız asli sorunlar kullanıcının ve/veya tüketicinin talepleri arasında yer almıyor. Çünldi ülkemizde yapı üretimi süreci ranta bağlı olarak şekilleniyor, konut üretiminde esas beklenti getiri üzerine kuruluyor. Yapı projeleri mevcut işleyişte halen kullanıcı ve/veya tüketici için belediyeden alınacak yapı ruhsatının tamamlayıcı birer evrakı olmaktan öte anlam taşımıyor.
Doğal afet riskinin en alt düzeyde olduğu Avrupa ülkelerinde bile yapı denetimi konusunda kurallar getirilmişken, büyük depremleri yaşayan ülkemizde konu ne yazık ki gerek kamuoyu gerekse siyasi erk nezdinde hak ettiği ilgiyi göremiyor. Çünldi ekonomik/siyasal sistemimiz bu anlayışa çanak tutuyor.
Yapı denetimi sadece yasal düzenlemeler sorunu değildir. Elbette ki, yasal düzenlemeler zorunludur ancak uygulayıcıların bu konudaki kararlılığı, başka bir ifadeyle siyasi erkin tercihi sonucu değiştirecek önemdedir.
1999 Marmara Depremi'nden sonra siyasi iktidar tarafından alelacele çıkartılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Yasası ciddi eksiklikler ve yanlışlıklar taşımasının yanı sıra ihtiyacı gidermekten çok uzaktır. Nitekim yasanın değiştirilmesi kamuoyunun gündeminde bulunuyor.
TMMOB ve bağlı odalar yapı denetimi ile ilgili çalışmalar yapmış, İnşaat Mühendisleri Odası "Yapı Denetim Yasa Tasarısı" hazırlayarak kamuoyunun bilgisine sunmuştur. Odamız, mevcut Yapı Denetim Yasası'nda şu konularda değişiklikler yapılmasını istiyor:
Müteahhit tanımı doğru yapılmalıdır. Yapı denetim sürecine dahil kurum ve kuruluşların görev, yetki ve sorumlulukları yeniden tanımlanmalıdır. Her inşaata şantiye şefi zorunluluğu getirilmelidir. Yapı Denetim Komisyonları'nda TMMOB da temsil edilmelidir. Denetçi belgeleri ve süreç içerisindeki taldbi TMMOB tarafından verilmelidir. Yapı denetimi mekanizmasında yer alan meslektaşların sicilleri TMMOB ve ilgili odalar tarafından tutulmalıdır. Meslek içi eğitimler TMMOB'a bağlı odalarca yapılmalıdır. Yasa ülke genelinde uygulanmalıdır. Yapı Denetim Laboratuvarları'nda akredite olma koşulu aranmalıdır. Mali Sorumluluk Sigortası ve Mesleki Sorumluluk Sigortası getirilmelidir.
Bu noktalar, odamız tarafından ihtiyaçlara dayanılarak belirlenmiştir. Süreçle ilgili kurumlar, yapı denetim sisteminin nasıl olması gerektiği ve yasa çerçevesiyle ilgili görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmalıdır. Yapı Denetim Yasası eksikliklerinden arındırılarak ivedilikle uygulamaya alınmalıdır.
|