br/>
1954 yılından beri gündemde olan ve Hasankeyf'teki tarihi eserleri su altında bırakacağı için yapımı tartışmalara yol açan Ilısu Barajının kredi sorunu nihayet çözüldü. Dicle nehri üzerinde yapılacak Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) en önemli ayaklarından birini oluşturan Ilısu Barajı'nın temeli geçen yıl ağustos ayında Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından atıldı. Nurol inşaat başkanlığındaki konsorsiyum tarafından yapılacak barajın kredi sorunu çözülemediği için bir yıldan beri hiçbir çalışma yapılamadı.
14 firma, dört ülke
Enerji Bakanlığı'nda dün düzenlenen törenle Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ile Avusturyalı Vatech Finance Gmbh başkanlığındaki konsorsiyum arasında imzalanan anlaşmayla Ilısu Barajı'nın yapımı için gerekli 1.2 milyar avroluk kredi sağlandı. Konsorsiyumda Avusturya'nın yanı sıra Alman ve İsviçreli finans kuruluşları da yeralıyor.
Mardin'in Dargeçit ilçesine 15 kilometre, Suriye sınırına da 45 kilometre mesafede kurulacak baraj, Türkiye'nin gövde büyüklüğünde ikinci, enerji miktarında da dördüncü büyük barajı olacak. Baraj gölü Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerini kapsayacak. Ilısu Barajı, elektrik üretimi kadar sulamada da kullanılacağı için bölge ekonomisine katkıda bulunacak. Barajın elektrik üretiminden ülke ekonomisine yıllık katkısı 300 milyon dolar, sulamadan dolayı bölge ekonomisine katkısı da 150 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
Ilısu Barajı'nın diğer bir özelliği de daha aşağıda inşa edilecek Cizre Barajı'nın hem maliyetini düşürecek, hem de verimliliğini artıracak olması. Yapımı yedi yıl sürecek barajdan, yılda yaklaşık 3.8 milyar kilovatsaat, yani Türkiye'nin şu anki yıllık elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 1.5'i düzeyinde elektrik üretilecek. Kredi sözleşmesinin imzalanması dolayısıyla düzenlenen törene Enerji Bakanı Hilmi Güler'in yanı sıra İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi ile Almanya ve Avusturya büyükelçiliği müsteşarları katıldı. Güler, Ilısu Barajı Projesi'nin kararlılığın sembolü olduğunu belirterek, projede 14 firma ve dört ülkenin yer aldığını söyledi.
'Hasankeyf'i taşıyacağız'
Projenin hem çevresel etki hem de kültürel varlıkların korunması ve yeniden yerleşim açısından Avrupa Birliği ve Dünya Bankası normlarında olduğunu belirten Hilmi Güler, "Projeyle ilgili çok spekülasyonlar yapıldı. Ama biz kültüre de tarihi dokuya da enerji kadar hatta daha fazla önem veriyoruz. Bunun altını anlamlı bir şekilde çiziyoruz" dedi.
Güler Hasankeyf ile ilgili, kredinin 25 milyon avroluk bölümünün Hasankeyf'teki tarihi eserlerin yeni yerleşim merkezine taşınması için kullanılacağını, eserlerin restore edileceğini de söyledi. Güler, baraj gölünde su sporları imkânını da dikkate alarak Hasankeyf'i bir turizm merkezi yapacaklarını ifade etti.
'Sözleşmeye 241 bin 539 paraf atıldı'
Projenin bu aşamasına kadar 95 toplantı yaptıklarını ve 10 bin 995 sayfalık sözleşme hazırlandığını kaydeden Hilmi Güler, sözleşmeye 241 bin 530 paraf atıldığını anlattı. Bugüne kadar altına imza attığı projeler içerisinde en anlamlısının ve en zorunun Ilısı Barajı olduğunu kaydeden Güler, projede 14 firmanın ve dört ülkenin bulunduğunu dile getirdi. Ilısu barajının çevre ve su kaynaklarının yönetilmesi bakımından da son derece önemli bir proje olduğunu ifade eden Güler şöyle konuştu:
"Petrol fiyatlarının değeri bazen düşüyor, bazen yükseliyor ama suyun değeri devamlı artıyor. Bu bakımdan suya özel önem veriyoruz. Bu baraj hükümetimizin son taç projelerinden bir tanesi. Bu projeyi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Almanya, İsviçre, Avusturya kredi sağladı. Bu proje en zor projelerimizden biri oldu ama kararlı duruşumuzla zorun üstesinden geldik."
Hasankeyf için ne dediler?
'Onları kınıyorum'
Diren Özkan (Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi Koordinatörü): Kredi veren ülkeleri en sert biçimde kınıyoruz. Kendi topraklarındaki tarihe ve doğaya karşı çok duyarlı olduklarını biliyoruz. Orada böylesi tarihi eserlere zarar vermeyi akıllarından bile geçiremezler. Ama bizim ülkemizde 9 bin yıllık, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış Hasankeyf'in yok edilmesi için kredi veriyorlar. Biz buna karşı mücadele edeceğiz. Ticari sözleşmenin imzalanmasından sonra baraj inşaatına başlanması bekleniyor. Ancak Hasankeyf halen sit alanı. Hukuki olarak buranın kurtarılması için verdiğimiz mücadele sürüyor. Önümüzdeki günlerde de Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmek, Hasankeyfi kurtarmak için etkinliklerimiz olacak. Ekimde bir şenlik düzenlemeyi planlıyoruz.
'Sular altında kalmayacak'
Özcan Yüksek (Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): Kredinin bulunmasıyla 'Hasankeyf artık sular altında kalacak' diye düşünmek doğru değil. Bunu engellemek için kamuoyunun duyarlılığı devam edecektir. Bunu sadece halk sahip çıkarsa durdurabilir. 'Hasankeyf'e Sadakat Treni' iki yıl aradan sonra tekrar İstanbul'dan kalkarak Batman'a gidecek. Doğa Derneği, Atlas Dergisi ve Doğa Turizm işbirliğiyle düzenlenen tren yolculuğunda Hasankeyf'e gönül verenler buluşacak. Biz Hasankeyf'in sular altında kalmasını engelleyebileceğimizi düşünüyoruz. Ancak kredinin verilmesi tek kelimeyle bu ülkelerin ikiyüzlülüğüdür.
'Baraja karşı değiliz'
Ahmet Akdeniz (Hasankeyfi Yaşatma Derneği Başkanı): Biz baraja karşı değiliz. Tarihin yok olup gitmesine karşıyız. Belki bu konsorsiyumla beraber yıkılıp gidecek olan tarihin bir kısmının ayakta kalarak gelecek nesillere devredilmesi mümkün olacak. Yeni yapılan ilçe merkezine buradaki 15 tarihi eser taşınacak. Bu Ilusu Barajı tahminime göre bölgeyi rahatlatacak. Biz burada yokluk içinde yaşıyoruz. 45 metrekarelik afet evlerinde yaşıyoruz. Hasankeyf güzel. Biz de biliyoruz. Ama karnımız açsa ne yapalım güzelliği. Ben de eskiden bu baraja karşıydım ama konsorsiyum beni ikna etti."
|