Holmenkollen Kayakla Atlama Pisti
Projeyi Julien de Smedt şöyle dillendiriyor: "Sanırım kimse, neden Norveçlilerin uçmaya bu denli meraklı olduğunu gerçekten bilmez. Belki de soğuk Norveç kışlarında insanlar, donmuş bedenlerini ısıtmak için bir adrenalin pompalamasına ihtiyaç duyuyorlardı. Sonuç olarak 145 yıl önce, ilk kez bir Norveçli kayakları ile bir tepeden atladı ve mancınık gibi gökyüzüne fırladı. Böylece ileriki yıllarda tüm dünyaya yayılacak ve binlerce izleyici toplayacak bir spor türü yaratılmış oldu. Hemen ardından da bu sporun ilk müsabakaları Oslo’da gerçekleştirildi. Bugün, kayakla atlama sporunun tartışmasız başkenti olan Oslo’da her sene yarışlar düzenleniyor. 1892’den bu yana da Holmenkollen’da gerçekleştirilen yarışlara eşlik eden atlama pisti –şimdiye dek 18 kez yenilendiği ve hatta kısmen yeniden inşa edildiği düşünüldüğünde, 2011 Dünya Şampiyonası’na ev sahipliği etmesi planlanan şehrin ihtiyaçlarına karşılık veremeyecek. Oslo’nun kentsel kimliğinde önemli bir rol üstlenen Holmenkollen tepesine konuşlanan yeni strüktür ise, işte bu geleneği gökyüzüne taşıyor. Mevcut strüktürün görkem ve yalınlık arasında kurduğu dengeyi korumaya çalışırken, onun landmark değerini de arttıracak olan yapı, çağdaş tasarımdan ve malzemelerden yararlanıyor. Turist ilgisinin odaklarından olan Holmenkollen tepesine kondurulacak olan yeni strüktür, bağlamsal olarak üç görünürlük aşamasından oluşuyor: Uzak panaroma, yamacın ayağındaki yakın görünüm ve tepeden görünüm. Silüetini kuvvetlendirmek için keskin ve yalın bir şekle sahip olan strüktür, mevcut rüzgar korunum profilinin paralel olarak aşağıya kopyalanması ile oluşturulmuş yumuşak eğimli, bükülmüş bir dikdörtgen. Bu dikdörtgen piste, ana asansörlere ve tepesinde gözlem terasına ev sahipliği yapıyor. Uzaktan beyaz bir profil olarak algılanacak ve tepesine yerleştirilen aydınlatma elemanları sayesinde bir ışık huzmesi olarak gökyüzüne nüfuz edecek olan strüktürün altında kalan bina parçası ise, konsol olarak yükselen yapının ana desteğini oluşturuyor. Bu 'tümsek bina', topoğrafyanın kesintili bir devamı olarak bir yandan pistin tepesine doğrudan ulaşım noktası olarak hizmet ediyor; ayrıca içinde bir restaurant ve kayak müzesi barındırıyor."
|