b>Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin 1. etabını oluşturan Ankara-Eskişehir güzergahındaki çalışmalar, bazı noktalarda yeraltı su seviyesinin yüksek olmasından dolayı aksıyor.
‘Bataklık’ olarak tabir edilen Eskişehir ovasının Ağapınarı-Hasanbeyli arasında, su seviyesinin beklenenin üzerinde çıkması sebebiyle inşaata 6 aydır ara verildi. Durumun projenin geleceğini etkileyebileceğine dikkat çekilirken, müteahhit firma, hattın geçtiği koridorda zemine yerleştirdiği borularla sürekli su seviyesini ölçüyor. Hızlı tren hattının riskli bölgeden geçirilmesinin kazalara yol açabileceğini belirten uzmanlar projenin başından bu yana yaptıkları uyarıların dikkate alınmamasından şikayetçi. Geçtiğimiz günlerde trenin süratinin 200’den 250 kilometreye yükseltilmesiyle seyahat süresinin daha da düşeceğinin açıklanması kamuoyunda memnuniyetle karşılanmıştı.
Zaman, temelini 8 Haziran 2003’te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın attığı ve geçen yıl mayıs ayında çalışmalarına başlanan Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin birinci etabını oluşturan Ankara-Eskişehir arasındaki riskli bölgeyi mercek altına aldı. Eskişehir ve Alpu ilçesi arasında bulunan Hasanbeyli-Ağapınarı mevkiindeki 15 kilometrelik koridorda, su seviyesinin zeminin yüzeyine yakın olması sebebiyle çalışma yapılamıyor. İddialara göre, geçen yıl yaklaşık olarak 4 metre derinliğinde kazılan ve yine yaklaşık 2 metre yüksekliğinde yapılan dolgu malzemesi, suyun etkisiyle bataklık haline gelen toprak tarafından yutuldu. Bunun üzerine projeyi yürüten Alsim-Alarko ve İspanyol OHL konsorsiyumu mühendisleri, koridora yerleştirdiği borular vasıtasıyla yeraltı suyunun seviyesini ölçmek için harekete geçti.
Projeyi yürüten konsorsiyum yetkilileri inşaatın devam ettiği koridorda risk bulunduğunu kabul ediyor; ancak endişe edilecek boyutta olmadığını savunuyor. Hızlı tren projesi koridorunun geçtiği hatta zayıf noktaların bulunduğunu kabul eden proje sorumlusu mühendis Falih Rıfkı Atay, “Burada bir yıla yakın zemin etüt kontrolü yaptık. Elde ettiğimiz toprak numuneleri Hacettepe, ODTÜ gibi üniversitelerle TCDD laboratuvarında analiz edildi. Olumsuz bir şey çıkmadı. ” diyor. Atay, söz konusu bölgeden geçen hattın riskli olduğu yönündeki eleştirilere ise “ Olumsuz bir durum yok. İleride de olacağını tahmin etmiyorum.” cevabını veriyor.
Uzmanlara göre zemin hızlı tren için uygun değil
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Ulaştırma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnal Seçkin, hızlı tren projesinin riskli bölgeden geçirilmesine tepki gösteriyor.
“Yaşanan bunca acı tecrübelere rağmen böyle bir projenin risk ihtimali olan bir koridordan geçirilmesini aklım, hafsalam almıyor.” sözleriyle eleştiren Seçkin, Pamukova’daki hızlandırılmış tren kazasını hatırlatıyor. İnal Seçkin, gerekirse böyle bir projenin güzergahının bile değiştirilebileceğini söylüyor. Yıldız Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Aydın Arel de “Böyle bir proje için üniversitelere, bilim adamlarına danışılması gerekiyordu. İnşaatı yürüten firma yetkilileri bana projeyi göstereceklerini söylemişti; ancak göstermediler. Maalesef bir bilim adamı olarak bu projeyi bilmiyorum.” diye yakındı. Türk Ulaşım-Sen Başkanı Nazmi Güzel, hızlı tren projesinin zemini sağlam olmayan bölgeden geçirilmesinin Sakarya’nın Pamukova ilçesinde meydana gelen kaza gibi facialara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Eskişehir Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Rafet Demirbaş da buranın hızlı tren için uygun olmadığını düşünüyor. Arazinin Porsuk Nehri’nin getirdiği alüvyon ve killi topraklardan oluştuğunu hatırlatan Demirbaş, “Hızlı tren projesinin buradan geçirilmemesi gerektiği konusunda daha önce uyarılarda bulunduk. Büyükşehir Belediyesi de ‘şehir içinde hem daha fazla masraf çıkartır, hem de tehlikeli olur’ diyerek buna karşı çıktı. Ancak bu uyarılarımız dikkate alınmadığı gibi zemin etüdü konusunda bizden en küçük bir bilgi istenmedi.” diye konuşuyor.
|