Grafikerler Meslek Kuruluşu (GMK) bu
yıl 30’uncu yılını kutlayan bir tasarım meslek örgütü. 16 Haziran’da
Karaköy’deki Osmanlı Bankası Müzesi’nde açacakları sergide,
700’e yakın grafik tasarım sergileyecekler. GMK Başkanı Yeşim Demir
(40) grafik tasarımın aslında ilaç kutusundan su şişesi
etiketine, dükkan tabelalarından yol işaretlerine kadar her yerde hayatımızın
içinde olduğunu söylüyor.
MSÜ’de grafik tasarım bölümü öğretim görevlisi de olan Demir’in çılgın gibi
görünen ama son derece önemli bir hayali de var: Tabela Bakanlığı! Yeşim Demir,
grafiğin günlük yaşamdaki yerini, grafikerlerin yaratıcılığını sınırlayan
unsurları anlattı.
30 yılda Grafikerlerin Piri Mengü
Ertel kitabı
Grafikerler Meslek Kuruluşu (GMK), Türkiye’de grafik tasarım konusunda tek
mesleki oda. 1978’de grafik tasarımın gelişmesi, tasarımcıların bir araya
gelmesi amacıyla kuruldu. Bugün 300’e yakın aktif üyemiz var. Grafik tasarımın
ülkemizde gelişmesi özgürleşmesi kitlelere tanıtılması için çalışan bir dernek.
Bir meslek odasının yapması gereken her şeyi yapıyoruz, sadece kurucularımız
zamanında bir diploma zorunluluğu koymadığı için oda sıfatını alamıyoruz. Ama bu
bizim yapmak istediklerimize engel değil. GMK, üyelerin yasal haklarını savunur,
taban fiyat listesi önerir, grafik tasarım içerikli yarışmalarda yönetmelikleri
belirler, jürilik ve bilirkişiliklerde görev alır, yayın çıkarır, grafik tasarım
konusunda seminer ve konferanslar düzenler, gerek gördüğü fuarlara katılır.
Uluslararası Grafik Tarasım Birlikleri Konseyi (ICOGRADA)’nin üyesidir. Bu sene
bir başka programımız da grafik tasarım eğitimini ele almak. Erzurum’a kadar bir
çok üniversitede görsel iletişim üzerine çalışan hocalarımıza seminerlerle bilgi
desteği vereceğiz. Bu amaçla Matbaacılar Birliği ile temastayız. 30’uncu yıl
şerefine gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz diğer proje, grafikerlerlerin piri
Mengü Ertel’in çalışmalarını sunan, inceleyen bir kitap yayınlamak. Dilek Bektaş
ve Sinan Niyazioğlu editörlüğünü yaptı, Bülent Erkmen de tasarlayacak.
700 iş sergilenecek yeni isimler
çıkacak
Grafik Ürünler Sergisi, 29 Haziran’a kadar açık kalacak. Garajistanbul’un
katkılarıyla moda, ambalaj, ticari afiş, kültürel afiş, web tasarımı, kitap,
süreli yayınlar gibi 23 kategoride 700’e yakın iş sergilenecek. Her sene yeni
isimler çıkması çok heyecan verici. GMK’nin temel isteği gençleri teşvik etmek,
o yüzden 44 ödül dağıtıyoruz. Gençler ustalarıyla aynı sergide yer almanın
coşkusunu yaşıyorlar. Bunlar arasında Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı’nın yılın Genç
Grafik Tasarımcısı Ödülü, Emin Barın Ailesi’nce verilen Emin Barın Logotype özel
ödülü ve TÜYAP Fuarcılık tarafından verilen TÜYAP kitap kapağı ödülü de var.
Sergiye bakınca endüstriler nerede parlamış nerede sönmüş, tasarımcılar kendini
ne kadar dik tutabilmiş bunları görüyorsunuz. Siyasi ya da güncel olaylar da
yansıyor sergiye. Örneğin deprem senesi hiç iş yok. Ekonomik kriz yılında
ilanlar düşmüş. El ilanı, ambalaj işleri yükselmiş. Sergiye baktığınızda
memlekette neler olmuş nelerde geçikmişiz, ya da zihnimiş açılmış,
görebilirsiniz.
Grafik tasarım oksijen gibi var ama
yok!
Grafik tasarımın gerekliliğini ve hayatımızın her noktasına sinmiş olduğunu
fark etmeyi bir kenara bırakın bir çok kişi bunun varlığından bile haberdar
değil. Müşterilerimizde çok karşılaşıyoruz, grafik tasarımı son derece kolay,
kendiliğinden oluveren bir iş gibi düşünüyorlar. GMK’nın belki de en önemli
misyonlarından biri grafik tasarımın diğer iş kollarıyla birlikte kolektif
bilinçte yer almasını sağlamak. Tasarım dendiğinde iç mimarlık, endüstri
tasarımı gibi çok sevdiğimiz diğer disiplinleri görüyoruz. Bunlar doğrudan ürün
yaratmayla ilişkili oldukları için çok göz önündeler. Grafik tasarım ise oksijen
gibi, yaşamsal önemi var ama fark etmiyorsunuz bile. KOBİ’leri grafik tasarımın
gerekliliği konusunda uyandıracak bir etkinlik programımız var. En büyük
ihtiyacımız arzı yaratmak, örneğin belediyeler "Benim iki mahallenin arasında
bir köprüm var. Bu köprüyü kentsel kurgu haline getirmek istiyorum" deyip bir
grafik tasarımcıya verebilir.
Ucuz ürüne ucuz düşünce olur mu?
Grafik tasarım bir mal olarak algılanmadığı için bizim aylarca uğraştığımız
belki o kurumun 50 yıl boyunca yüzünü temsil edecek olan logo ya da amblem,
müşterimizin gözünde bir mala dönüşmediği için o kurumun içindeki bir makine
kadar kıymetli olamıyor. Önünüze 99 alternatif koyarsam, 99’u da doğru ve iyi
tasarım olursa, onlarla yaşamaya alışır ve talep ederseniz bu beğenilerinizi
etkiler. Siyasi görüşünüz, yaşam standardınız ne olursa içlerinden en iyisini
seçersiniz. 99 tasarımdan biri bile kötü olsa diğerlerinin inandırıcılığı
azalır. Tasarım pahalı olmak zorunda değil. Ya da ucuz ürünün pazarlaması
mutlaka ucuz olmayabilir. Bir çok kurum ucuz ürünün, tasarımının da ucuz
olmasını istiyor. Olacak iş değil! Aynı film, aynı PVC, aynı baskı ve aynı emek
kullanılır tasarım için. İşverenler şunu anlamalı: Tasarımcı, bütçesi 1 milyon
dolar ya da 10 bin YTL olan ürünün tasarımı için aynı emeği verir. Türkiye’de
grafik tasarım yapabilen, dünyanın her ülkesinde mesleğini icra edebilir.
Müşteri müdahale
ettikçe vasatlaşıyor
Ancak Türk tasarımcılara müşteri tarafından müdahale ediliyor, yaratıcılığını
yeterince ortaya koyamıyor. Bir yılın sonunda ürünlerimizin yüzde 20’si sergiye
girecek düzeydeyse seviniyoruz. Aynı sorunu mimarlar, endüstri tasarımcıları da
yaşıyor. Müşteriniz ne kadar çok tashih (düzeltme) yaptırırsa sizi o kadar
çalıştırdığını düşünüyor. Halbuki tasarımcıya istenilen işin tanımı doğru
yapılırsa, yaptığı iş kurcalanmazsa hem onun için, hem de uluslarası düzeyde
mükemmel işler çıkıyor. Ama o kadar çok müdahale ediliyor ki çoğunlukla vasat
işler ortaya çıkıyor.
Bu kakafoniden kurtulmalıyız
Grafik tasarım gereklidir. Hükümetin, yerel yönetimlerin, kobilerin, ticaret
odasının, kısacası herkesin çevresindeki vasat görüntüden rahatsız olması,
uzmanına başvurması gerekir. Büyük bir hayalim var: Tabela bakanlığı kurmak!
Mimarlığın, grafik tasarımın, kentsel tasarımın bütün disiplinlerini buluşturup
kentlerin hatta mahallelerin sosyolojik tarihsel ve geleceğe yönelik yapıları
ele alınarak bu kakafoniden, bu kötü görünümden kurtulmak. Ankara’da Kızılay
Meydanı’nda sac tabelalardan binaları göremiyorsunuz. Bir marketi bulmanız için
binanın cephesinin üçte ikisini kaplamak şart mıdır? Özenerek de tabela
yapılabilir. Avrupa’da yaşayanlar dükkanları bulamıyorlarlar mı? Tasarım hayat
kurtarır, doğru bir kent yönlendirmesi doğru bir ilaç kutusu tasarımı gibi.
Memleketin grafik tasarımcılarına kıran mı
girdi?
Bugün sanayimizin yüz akı olmuş bir çok kurumun, kurumsal kimlik ihtiyacı
olduğunda sanki memleketteki grafik tasarımcılara kıran girmişçesine yurtdışına
yöneldiğini görüyoruz. Tabii ki yönelebilirler ama öz kaynaklarımızı
değerlendirmek zorundayız.
|