Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Tarık Şengül, kent
yöneticilerine çok sert seslendi: “Başta Gökçek olmak üzere,
tüm belediye başkanları kentin ön cepheleri ile uğraşmayı bir an önce bırakın.
Arka cephede ve sokaklarda olanlara iyi bakın. Belki o zaman bu kadar övünmez,
gerçekten iş yaparsınız. Devlet dahil, herkesin terk ettiği yoksulluk
gettolarında yaşanan çaresizlik aklın alabileceği ve vicdanın kabul edebileceği
boyutların ötesine geçmiştir.”
Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Doç. Dr. Tarık Şengül
kentteki fakirliğin dayanılmaz boyutlara geldiğini belirterek yerel yönetcilere
seslendi: “Kentin ön cepheleri ile uğraşmayı bir an önce bırakın. Arka cephede
ve sokaklarda olanlara iyi bakın. Belki o zaman bu kadar övünmez, gerçekten iş
yaparsınız. Devlet dahil, herkesin terk ettiği yoksulluk gettolarında yaşanan
çaresizlik aklın alabileceği ve vicdanın kabul edebileceği boyutların ötesine
geçmiştir.”
“Şehirdeki fakirlikle uzaklara gitmeye gerek yok” diyen Şengül, “Çok uzağa
gitmeyin. Altındağ Belediyesi'nin her fırsatta övündüğü sokak
sağlıklılaştırmasının yapıldığı Hacettepe Üniversitesi
arkasındaki Hamamönü'ne gidiniz. Ama bu kez Hamamönü'nü değil,
Hamamarkası'nı ziyaret ediniz. Yaşanan sefalet karşısında, şaşkınlığa
düşmezseniz, kamuoyu önünde sizlerden özür dileyeceğiz” ifadesi kullandı. Şengül
şunları söyledi:
Tinercilerden korunuyorum
“ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetim Anabilim
Dalı'nda yürütmüş olduğumuz bir araştırmada şahit olduk buralarda
yaşanan yoksulluk ve sefalete. Aynı sokak üzerinden bir kaç örnek; metruk bir
binada yaşayan ve kimsesi olmayan bir kadın. ‘Burada tinercilerin tecavüzünden
korunuyorum' diyor. Kağıt ve teneke topluyor karnını doyurabilmek için. Metruk,
rutubet içindeki binaya kokudan girebilmek mümkün değil. Hemen ilerisinde
sokakta oynayan çocuklar. Kendisi yoksulluk içinde bir emekli, çocuklardan
ikisini gösteriyor. ‘Bu çocuklar anneleriyle birlikte buraya taşındılar. 13
yaşında olan çocuk hiç okula gitmemiş şimdiye kadar. Okula yazdırdık. Üzerinde
bir şey olmadığı için şu giysiyi ben aldım' diyor. Aynı sokak üzerinde bir başka
hane, akciğer hastası makina bağımlısı bir Bağkur emeklisi ve karısı, kızlarının
nerede olduğundan haberleri yok. ‘Antalya'da bir otelde çalıştığını duyduk'
diyorlar.
Ankara'nın içinde başka Ankara
Eğer kent yöneticilerimiz ‘Biz buralarda yardım dağıtıyoruz' diyorlarsa,
söylemek gerekir ki, o da bir başka yaraya dönüşmüş. Yardım alanlar ve
almayanlar arasında bir yarılma ve düşmanlık oluşmuş. Yardımdan
yararlanamayanlar diğerlerini suçluyor. Haksızlık olduğunu, hak etmeyenin
yararlandığını söylüyorlar. Yani sorun çözecek yoksulluk yardımının kendisi bir
soruna dönüşmüş durumda.
Kısaca bir başka Ankara var, Ankara içinde. Herkesin terk ettiği, medyada
görünmeyen, kent yöneticilerinin görmezden geldiği. Ankara kentini yönetenler,
parlatılmış caddelerden, renkli alışveriş merkezlerinden, tramvay ve dünyanın en
büyük hayvanat bahçesi hayallerinden bir an uzaklaşıp, yoksulluğun, sokak
çocuklarının ve şiddetin hüküm sürdüğü bu mahalllerle gitmek zorundalar. Bu
sorunların olmadığı bir kent özlemi ve hayali ile yaşamaya başladıklarında, bir
kesimin değil, o gün tüm Ankara'nın yöneticisi olacaklardır.”
Fakirlik çok uzakta değil
“Şehirdeki fakirlikle uzaklara gitmeye gerek yok” diyen Şengül, “Çok uzağa
gitmeyin. Altındağ Belediyesi'nin her fırsatta övündüğü sokak
sağlıklılaştırmasının yapıldığı Hacettepe Üniversitesi arkasındaki Hamamönü'ne
gidiniz. Ama bu kez Hamamönü'nü değil,
Hamamarkası'nı ziyaret ediniz. Yaşanan sefalet karşısında,
şaşkınlığa düşmezseniz, kamuoyu önünde sizlerden özür dileyeceğiz” ifadesi
kullandı.
|